Çiçekler sizin olsun biz hayatı istiyoruz

14.02.2020 - 08:22
Haberi paylaş

​Kadınlar Birlikte Güçlü bu yıl da tüm kadınları 14 Şubat’ta sokağa çağırıyor.

Malum 14 Şubat tüm dünyada “sevgililer günü” olarak “kutlanıyor”. Ancak kutlama denilen şey daha çok heteroseksist toplumsal cinsiyet kalıplarının ve kadınlara dair ayrımcı fikirlerin yeniden üretildiği, cinsel fantezileri tek tipleştiren kapitalist ürün pazarlama stratejisinin üzerimize boca edilmesi oluyor.  “Kırmızı kalpli balonların, tek taşların, elektrikli mutfak robotlarının (evet, gerçekten!), pahalı restoranlarda baş başa yemeklerin “aşkın nişanesi” diye pazarlanacağı günlere girdik yine” diye başlayan Kadınlar Birlikte Güçlü çağrısı iyi bir soru soruyor: “Peki, bir hediye "her şeyi affettirir" mi?”

Şiddeti, tacizi, tecavüzü, dayatmaları, kısıtlamaları, sevgi diye yutturulmaya çalışılan kıskançlığı romantik bir kaçamakla verilen hediyeler affettiremez. Reklamlar ve billboardlar aşk diye paketleyip satmaya çalıştıkları şeyle kadınların her gün öldürüldüğü bir toplumda yaşadığımız gerçeğinin üzerini örtemez. Daha birkaç gün önce 17 yaşındaki Şeyma Yıldız sevgilisi olduğu bahanesiyle babası tarafından öldürüldü. Üstelik Şeyma Yıldız’ın arkadaşlarının sevgilisi olmadığını söylemesi, katilin cezasını “hafifletmek” için bu bahaneyi ortaya sürmüş olabileceği şeklinde yorumlanıyor.

Bu haftanın kadınları isyan ettiren bir başka gelişmesi ise Nazlı Sinem Erköseoğlu’nu öldürmekten yargılanan Paksoy kardeşlere beraat kararı verilmesiydi. Nazlı Sinem Erköseoğlu 2010 yılında Paksoy Holding’in veliahtları Mahmut Emre ve Can Paksoy’un oturduğu apartmanın havalandırma boşluğunda bulunmuştu. Duymaya alışkın olduğumuz bir “argümanla” olayın intihar olduğunu iddia eden Paksoy kardeşler “kasten adam öldürmekten” yargılanmış ve 2014 yılında delil yetersizliğinden beraat etmişti. Beraat kararını veren mahkeme heyeti gerekçeli kararında “daha önceden sadece selamlaştığı bir erkek ile beraber alkol alıp, gece 03.00’te evine giden, cinsellik yaşayan mağdurenin ne yaptığını tespit etmek mümkün değildir” diyerek yine öldüğü için kadını suçlamıştı. Can Paksoy’un gece ilk aradığı kişinin ambulans değil de babası olması ise mahkeme heyetine göre “hayatın olağan akışına uygundu”. Daha sonra Yargıtay’ın beraat kararının bozulmasını istemesi üzerine dava yeniden görülmeye başlandı.  Mahkeme tarafından “yetersiz” görülen deliller ise bu süreçte açığa çıktı. Nazlı Sinem Erköseoğlu’nun yüz üstü düşmesine rağmen başının arkasında yara olması, üzerinde sanıkların DNA’sının bulunması, iç çamaşırının ters giydirilmesi, üzerindeki elbisenin darlığı nedeniyle tek başına fermuarını kapamasının ve pencereye tırmanmasının mümkün olmaması, elbisesinin kollarının giyilmemiş olması, pencerelerde parmak izinin bulunmaması mahkemeye yeterli gelmemişti. 2014’ten beri yeniden görülen dava sürecinde biri müebbetle yargılanan sanıklar yurt dışına kaçtı ve bu hafta beraat ettiler.      

8 Mart’ta sokaktayız

Son dönemde kadınların kazanılmış haklarına dönük saldırıların yanı sıra giderek dozunu arttıran kadın cinayetleri de büyük bir öfkeyi biriktiriyor. Önümüzdeki 8 Mart’ta kadınların otoriterliğe, “genel ahlak” baskısına, savaşa, her türden şiddete, cinsiyetçiliğe, işsizliğe karşı öfkesi yine sokakta olacak. Sadece Türkiye’de değil üstelik. Son yıllarda 8 Mart’ta küresel çapta kadın grevlerine tanık olduk. 2016’dan bu yana İspanya, Şili, Arjantin, Polonya, İzlanda, İsviçre, ABD gibi yeryüzünün birçok farklı noktasında kadın grevleri gerçekleşti. Bu yıl Şili, ABD/Los Angeles, Asya Pasifik ülkeleri ve Yunanistan’da kadınlar grev hazırlığında, birçok ülkeden de eylem çağrısı var. Ücret eşitsizliği, kürtaj hakkına dönük saldırılar, taciz, tecavüz ve şiddetin önlenmesi, işte, evde, okulda, sokakta, sette, sahnede kısaca hayatın her alanında kadınlara dönük ayrımcılık, “hayır”dan anlamayanlar, kadının beyanını esas kabul etmeyenler, otoriter ve sağcı siyasetlerin kadını yok sayan aileyi yücelten politikaları, ekolojik kriz ve daha birçok farklı konu tüm dünyadan kadınların gündeminde.

Meltem Oral

***

Antikapitalist Kadınlar’dan forum çağrısı​

Bir kadın grevi örgütleme fikri son dönemde Türkiye’de de feminist çevreler ve kadın örgütleri arasında tartışılıyor. Antikapitalist Kadınlar Türkiye’de farklı sektörlerden ve mücadele alanlarından kadınlarla bir araya gelmek, küresel kadın grevinin deneyimlerini konuşmak ve Türkiye’de böyle bir grevi örgütlemenin olanaklarını kolektif olarak tartışmak, bu ihtimale destek olmak için çağrı yapıyor. 29 Şubat’ta gerçekleşecek toplantının çağrısı şöyle: “8 Mart 2017’de birçok ülkede kadınların greve çıktığını görünce çok heyecanlandık. ABD’de ilk çağrısı yapılan uluslararası kadın grevi arkasına önceki yıllarda kitlesel olarak sokağa dökülen Polonya ve Arjantin gibi ülkelerdeki kadın hareketinin rüzgarını almıştı. Kadın cinayetlerini durdurmak, cinsiyetçiliği yenmek, eşit işe eşit ücret veya kürtaj gibi haklarımızı savunmak, ekonomik krizin faturasını ödememek ve daha birçok talep için yükselen ses, o günden beri gezegenin her kıtasına yayıldı. İrlanda, İspanya, Lübnan, İtalya, Yunanistan, Brezilya, İzlanda, Hindistan son birkaç yılda kadınların grev veya gösterilerle sokaklara çıktığı ülkelerden sadece bazısı. Bu dalga tacize, tecavüze, şiddete karşı #metoo diyenlerle daha da büyüdü. 

Türkiye’deki kadınlar son yıllardaki siyasi iklimin bunaltıcılığını her 25 Kasım ve 8 Mart’ta daha da kalabalık sokağa çıkarak kırdı ve özgürlüğün sigortasının birlikte harekete geçmek olduğunu gösterdi. Kendimizi küresel kadın hareketinin bir parçası olarak görüyoruz.

Türkiye’de de bir kadın grevi örgütleyebilme ihtimaline heyecanlanan hatta bunun için yavaştan kolları sıvayan kadınlarla bir araya gelmek istiyoruz. Setten, sahneden, kampüsten, işyerinden, evden, sokaktan kısaca olduğumuz her yerden grev ihtimalini mümkün kılmak için ne yapabiliriz, nasıl yapabiliriz diye birlikte düşünmek ve konuşmak için 29 Şubat’ta buluşalım diyoruz. 29 Şubat Cumartesi 14.00’te Osmanbey’deki Nostalji Kafe&Kitap’ta görüşmek üzere.”

Etkinliğe katılan kadınların kendi alanlarından deneyimlerini ve mücadelelerini paylaşacağı toplantıda Antikapitalist Kadınlar’dan Meltem Oral, feminist Özengül Ergün, iklim aktivisti Selim Gören, Barış için Sanat’tan Zeycan Alkış birer sunum yapacak.

Bültene kayıt ol