Direnişçi işçiler Kadıköy'de buluştu: Milliyetçiliğin panzehiri sınıf mücadelesi

24.02.2016 - 14:53
Haberi paylaş

Antikapitalistler, dün Kadıköy’de “Fabrikalardan plazalara, plazalardan sokaklara: Nasıl bir mücadele?” başlıklı toplantı düzenledi. Toplantıda direnişteki Şişecam işçilerinden İnşaat İşçileri Sendikası üyelerine, Dora Otel işçilerinden bilişim sektörüne ve plaza çalışanlarına, çeşitli sektörlerden mavi ve beyaz yakalı öncü işçiler, 7 Haziran seçimlerinden itibaren Suriye ve Kürt illerindeki savaşla birlikte gelişen milliyetçiliğe karşı nasıl mücadele edilmesi gerektiğini tartıştı.

Toplantıda BİÇDA (Bilişim ve İletişim Çalışanları Dayanışma Ağı) adına sunum yapan Işıl Işık, Tekel direnişi ve Süreyya Paşa Hastanesi direnişi esnasında işçilerin milliyetçi düşüncelerinin nasıl değiştiğine ilişkin kısa bir sunum gerçekleştirdi. Sivil havacılık sektörü çalışanlarının oluşturduğu Gökkuşağı Hareketi’nin aktivisti Bahadır Altan, 2013 yılında gerçekleşen Türk Hava Yolları grevi deneyimlerinden yola çıkarak, işçilerin mücadele içerisinde hem milliyetçi fikirlerden arındıklarını hem de sendika bürokrasisinin yarattığı sorunlarla yüzleşmeye başladıklarını anlattı.

İşçilerin özyönetimi

Konuşmasında eleştirilerinin oklarını sendika bürokrasisine yönelten Altan, Kürt hareketinin özyönetim talebinin işçiler için de geçerli olduğunu, bu anlamda profesyonel sendikacılığın ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi. Sol örgütlerle sendikalar arasındaki ilişkileri de eleştiren Altan, solun aşağıda mücadele eden işçiler yerine sendikalarla kurdukları ilişkiler sonucu sendika bürokrasisinin kirli oyunlarının bir parçası hâline geldiğine dikkat çekti. Antikapitalistler adına konuşan Özdeş Özbay da Türkiye’nin hem Suriye’deki savaşın bir parçası olduğunu hem de Kürt halkına karşı savaştığını belirtti. Savaşın faturasının emekçilere yansıdığının altını çizdi. Özbay, yakın tarihte kamu çalışanlarının mücadelesinin aynı zamanda savaşa karşı dönüştüğünü örnek verdi. 1. Dünya Savaşı başlangıcında da insanların milliyetçi histeriyle savaşa katıldığını, ancak ölümlerin ve yoksulluğun artışı karşısında savaşa karşı mücadele ettiğini belirtti. Savaşa son veren Ekim devrimi ve Alman devriminden örnekler verdi.

Farklı direnişlerden işçiler deneyimlerini paylaştı

Sunumların ardından toplantı forum şeklinde devam etti. İşten atılan ve Beykoz’da direniş çadırı kuran Şişecam işçileri, Dora Otel işçileri, plaza çalışanları, inşaat işçileri söz alarak mücadele deneyimlerini aktardılar. Hemen her biri, mücadeleye girdiklerinde patronların işçileri “Sen Türk'sün, Kürtlerle ne işin var?”, “Size destek verenler teröristler, marjinaller, komünistler” diyerek bölmeye çalıştıklarından söz ettiler. İşçilerin patronlara karşı verdikleri mücadele içerisinde sınıf çıkarlarının farkına vararak milliyetçi fikirleri terk ettiklerini örneklerle aktardılar.

Sendikal bürokrasiye tepki

Hemen her konuşan işçinin eleştiri oklarının sendika bürokrasisine yöneltildiği toplantıda, mevcut yasaların işçilerin aleyhine işlediği, işçileri parçalayan yasalar karşısında sendikal mücadele perspektifinin değişmesi gerektiğini belirtildi. 2015 Ocak ayında metal sektöründe grev kararının hükümet tarafından yasaklanması karşısında sendikanın yasağa uymasını eleştiren İnşaat İşçileri Sendikası temsilcisi, işçilerin patronların yasaları karşısında kendi yasalarını ilan etmelerini, yasal mücadele yerine fiili mücadele etmeleri gerektiğini söyledi.

Şişecam işçileriyle dayanışma örgütlendi

Toplantıda ayrıca işten atılan ve direnişte olan Şişecam işçileriyle dayanışma çağrısı yapıldı. İşten atıldıktan sonra kendilerine sahip çıkmayan Kristal-İş’in Beykoz’daki Genel Merkez’i önünde 112 gündür nöbet tutan işçiler, sendikanın kendilerine fiziksel saldırıda dahi bulunduğunu anlattı. İşten atılan Şişecam işçilerinden Mersin, Eskişehir gibi illerden İstanbul’a eyleme gelen işçiler, toplantıda söz alarak hangi konularda desteğe ihtiyaç duyduklarını paylaştılar.

Eylem çağrılarının yayılmasına, sosyal medya hesaplarının paylaşılmasına ve sürdürdükleri eyleme destek ziyaretlerinde bulunulmasına ihtiyaç duyduklarını anlattılar. Başlattıkları Şişecam ürünlerine boykot çağrısına da destek istediler. Salonda Beykoz’daki çadıra dönen işçilerle dayanışmak için maddi destek toplandı. Bilişim çalışanları, cam işçilerinin direnişinin sosyal medyada duyurulması konusunda destek vereceklerini açıkladılar.

Yeni bir sendikal anlayış vurgusu

Mavi ve beyaz yakalı işçiler, toplantı boyunca aslında sorunlarının ne kadar ortak olduğunu tartışma fırsatı buldular. Yasal sorunlarından dolayı sendikal örgütlenmenin zorluğunun yanı sıra, var olan sendikaların da çürümüşlüğü, bürokratikliği, sendikacıların sınıfı değil kendi çıkarlarını veya sendika bürokrasisini tutan sol grupların dar örgüt çıkarlarını savunduğundan yakındılar. Yeni bir sendikacılık anlayışa ihtiyaç duyulduğundan söz edilen toplantı bu konu üzerine odaklanan bir başka toplantı daha yapılması önerisi ile son buldu.

Bültene kayıt ol