Patron örgütü MESS ile sendikalar arasında yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmeleri anlaşmazlıkla sonuçlandı. Sendikalar isyan edip şu duyuruları yaptı.
Metal sanayinde en fazla üyeye sahip sendika Türk-İş'e bağlı Türk Metal'in açıklaması:
"Türk Metal Sendikası ve Metal Sanayicileri İşverenleri Sendikası (MESS) arasında 26 Eylül 2023 günü başlayan ve 150 bin işçiyi ilgilendiren Grup Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri, 22 Kasım 2023 günü yapılan oturumda Türk Metal’in masadan kalkması üzerine kesilmiş ve taraflar uyuşmazlık tutanağını tutmuştu.
Toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde o güne kadar yapılan 5 oturumda, 46 ana madde, 5 ek madde ve 3 geçici madde olmak üzere toplam 54 madde ve sözleşmenin eki niteliğindeki bir yönetmelik kabul edilmişti. Görüşmelerde 33 ana madde, 47 ek madde, 3 geçici madde olmak üzere toplam 83 maddede ve sözleşmenin eki niteliğindeki 2 yönetmelikte ise anlaşma sağlanamamıştı. Anlaşma sağlanamayan maddeler arasında ücret artışına ilişkin maddeler ve sosyal haklara bağlı olan parasal maddeler başta geliyor.
MESS, uyuşmazlık tutulmasının ardından 29 Aralık 2023 günü yapılan 6. oturumda teklifini yüzde 50’ye, 5 Ocak 2024 günü yapılan 7. oturumda ise yüzde 60’a çıkarmıştır. Ancak bu teklifler de sendikamız tarafından kabul edilmemiştir.
Yürürlükteki yasalar gereğince resmi arabulucu sürecinin başlamasının ardından, resmi arabulucu tarafları uzlaştıramamış ve arabulucu raporu dün (9 Ocak 2024 Salı günü) sendikamıza ulaşmıştır.
Türk Metal Sendikası, ülkemizin bir ekonomik darboğazdan geçtiğinin, artan enflasyon karşısında hayatın her geçen gün pahalandığının, başta ücretliler olmak üzere halkımızın geçim sıkıntısı yaşadığının bilincindedir. Türk Metal, böyle bir dönemde metal işçilerine reva görülen bu teklifi ve çalışma barışını zedeleyen bu yaklaşımı kabul etmediğini kamuoyuna açıklamaktadır.
MESS’in uzlaşmaz tutum ve yaklaşımına karşı, işyerlerinde uyarı eylemleri yapan ancak bunlardan da bir sonuç alamayan Sendikamız, üyelerinin sendikamıza emanet ettiği alın terlerini korumak, emeğin hak ve özgürlüklerinden ve çalışma yaşamında hak ve adaletten taviz vermemek için 9 Ocak 2024 günü grev kararı almıştır.
Türk Metal Sendikası artık sözün bittiği yerde, bıçağın kemiğe dayandığı noktadadır. Sendikamız bu süreçte, sözleşmede insan onuruna yaraşır bir ücret elde etmek için sonuç alıncaya kadar eylemlerine devam edecektir. Bu amaçla 11 Ocak 2024 Perşembe günü, MESS sözleşmesi kapsamına giren bütün işyerlerinde, tüm vardiya giriş çıkışlarında üyelerimiz tarafından protesto eylemleri ve basın açıklaması yapılacaktır. Sonuç alınamaması halinde, üretimden gelen gücümüzü kullanmak da dahil olmak üzere eylemlerimiz devam edecektir."
'Metal işçisi kazanırsa bütün işçiler kazanır'
İşkolunda örgütlü diğer sendika DİSK'e bağlı Birleşik Metal de grev kararı aldı ve yaşananları şöyle duyurdu:
"Metal işkolu Grup Toplu İş Sözleşmesi sürecinin önemli bir aşamasındayız. Grup Toplu İş Sözleşmesi Sendikamızın örgütlü olduğu 34 işletme bünyesinde 12 ildeki 63 fabrikada çalışmakta olan 12 bin metal işçisini ilgilendirmektedir.
Metal sektörü, otomotivden beyaz eşyaya, demir dökümden, elektroniğe geniş bir alanı kapsamaktadır ve Türkiye ekonomisinin lokomotifi niteliğindedir. Ekonominin üçte birini metal sektörü oluşturmaktadır. İSO’nun En Büyük 500 Firma araştırmasında ilk 10 sıradaki 7 firma metal sektöründedir. İhracatta ilk sırayı metal sektörü oluşturmaktadır.
MESS ile sürdürmekte olduğumuz Grup Toplu İş Sözleşmesi, özel sektörde en fazla işçi kapsayan bir sözleşmedir; başka sektörler için de sonuç yaratmakta, başka sektörleri de etkilemektedir.
Halen görüşmelerini bireysel olarak sürdürdüğümüz 26 işletmedeki toplu sözleşmede de işverenler, bu Sözleşmeyi beklemektedir. Bu işletmelerde de binlerce işçi toplu sözleşme görüşmelerinin sonuçlanmasını beklemektedir.
Doğrudan ya da dolaylı olarak on binlerce işçi ve ailesinin gözü, MESS ile sürdürmekte olduğumuz Grup Toplu İş Sözleşmesindedir. Bu durum, Sendikamızın sorumluluğunu daha da artırmaktadır.
Bu nedenle, her bakımdan önem taşıyan bir sözleşme sürecindeyiz ve “Metal İşçisi Kazanırsa Bütün İşçiler Kazanır” diyoruz.
Bu dönem TİS hazırlıklarına Temmuz ve Ağustos aylarında başladık. Onlarca fabrikanın işyeri TİS komiteleri ile toplantılar yapıldı. Bu toplantılara yüzlerce İşyeri TİS Komitesi üyesi katılarak binlerce üyenin görüşünü taşıdı. Üyelerimizin bu görüşleri, Sendikamızın yetkili organlarında tartışılarak bir teklif oluşturuldu.
Teklifimize son halini verirken birçok parametreyi, birçok konuyu göz önüne aldık. İşçilerin yaşam koşullarının yanı sıra işyerlerinin çalışma koşullarını da değerlendirdik.
Metal işkolu ağır ve tehlikeli işlerin yapıldığı bir işkolu. İşçiler oldukça ağır koşullar altında, bazen binlerce derece sıcakta, bazen oldukça soğuk ortamda, çoklukla sağlıksız koşullarda çalışmaktadırlar. Sık sık ölüm ve yaralanma ile sonuçlanan iş kazaları ve cinayetleri ile karşılaşıyoruz.
Bu zor koşullarda çalışan metal işçileri, hemen her gün yapılan zamlar karşısında gündelik temel ihtiyaçlarını karşılayamaz halde. Ücretler, reel olarak sürekli geriliyor. Ücretler bırakın yoksulluk sınırını, neredeyse açlık sınırına dayanmış durumda.
Sözleşmemizin başlangıç ayı olan 1 Eylül itibariyle ortalama bir metal işçisinin 4 ikramiye dahil aylık ücreti, 14 bin 500 lira düzeyindedir. Yeni asgari ücret artışı sonucunda, 10 yıllık, 20 yıllık işçiler bile asgari ücret seviyesinde bir ücret alır durumdadır.
Bu ücretlerin kirayı bile karşılamaktan uzak olduğu açıktır. İnsanca yaşayacak bir ücret yaşamsal bir mesele haline gelmiştir. Sözleşme döneminde Türkiye genelinde kira fiyatları emlak sitelerine göre 6 katına çıkmıştır. Bu mutlak bir yoksullaşmadır.
Aldığımız, ücretlerle geçinmek mümkün değil. Hepimiz borçla yaşar hale geldik. Kışa girdiğimiz bu günlerde masraflarımız daha da arttı.
Yaşanan ağır tablo karşısında biz ne istiyoruz, işverenler ne teklif ediyor?
İstediğimiz zam oranı, ilk 6 aylık dönem için yüzde 140,5’tir.
Teklif ettiğimiz bu zam oranı ile ortalama bir metal işçisinin ikramiye dahil net ücreti 35.730 TL olacaktır.
Sosyal haklarımız ise tümüyle göstermelik ve gerçekten oldukça uzak rakamlar haline geldi. Örneğin, aylık ödenen çocuk yardımı 35 TL ile 28 TL arasında değişmektedir. Bu tutar, bir öğrencinin bırakın aylık harcamalarına katkı sağlamayı, günlük toplu taşıma ücretini bile karşılamaktan uzaktır.
Sosyal haklarımızda, yapılan ödeme ile ödeme yapılmasını gerektiren konu arasında bir ilişki kalmamıştır. Örneğin yıllık izin parası bir kente gitmek için yol parasını bile karşılayamaz tutardadır. Bu nedenle, sosyal haklara yüzde 450 oranında artış teklif ettik.
Ücret zammı ve sosyal haklar dışında çok sayıda madde için taleplerimiz sözkonusu. Ancak, bugün sizleri bu ayrıntıyla boğmak istemiyorum.
Metal işçileri, hiçbir dönem bu düzeyde bir reel ücret kaybı ile, bu düzeyde bir yoksullukla karşı karşıya kalmamıştır. Özellikle son 2 yıldır uygulanan ve halen devam eden ekonomik program sonucu ücretler, asgari ücret komşuluğu düzeyine gelmiştir. Harcamalar borçlanarak yapılmaktadır.
Gelinen süreç bıçağı kemiğe dayamış, hatta kemiği kesmeye başlamıştır ve işçilerin daha fazla dayanacak gücümüz kalmamıştır.
Öte yandan biz yoksullaşırken, işverenler kazanmaya, karlarına kar katmaya devam etmektedir. İşyerlerinde üretim ve istihdam artmaktadır. Sözleşme kapsamındaki, otomotiv ana ve yan sanayide yer alan şirketlerde onbinlerce işçi çalışmaktadır. Otomotiv sektöründe üretim rekorları kırılmaktadır.
Otomotivde üretim son 10 yıllık ortalamanın çok üzerinde seyretmektedir. Otomobil ve hafif ticari araç satışları, geçen yıl, 2022’ye kıyasla yüzde 57,4 artmış ve 1 milyon 232 bin 635 adetle rekora ulaşmıştır.
Otomobil satışları ise, 2023 yılı ocak-aralık döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 63,2 artmıştır.
Otomotiv ve beyaz eşya gibi sektörlerde üretimin önemli bir bölümü ihraç edilmektedir. Bu durum yükselen kurlar nedeniyle karlılık oranlarının da yükselmesine yol açmaktadır.
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği'nden (OİB) yapılan açıklamaya göre, Türkiye otomotiv endüstrisi geçen 2023 yılında, 2022'ye kıyasla yüzde 13 artışla 35 milyar dolar ihracat gerçekleştirerek tüm zamanların rekorunu kırmıştır.
Bunun yanı sıra, borsa verilerine baktığımızda metal sektöründe karlılık oranlarının giderek arttığını görüyoruz. Bir önceki yıla göre 2022 yılı net kar oranları;
Yine üretim ve verimlilikte de ciddi artışlar vardır. Bu verileri daha da çoğaltmak mümkündür.
Bütün bunların anlamı açıktır. Metal işçileri daha yoğun, daha verimli çalışmış ve patronlar alabildiğine kazanmıştır. Bunun karşılığında işçiler alabildiğine yoksullaşmıştır.
Sözleşme görüşmeleri hakkında da sizlere bilgi vermek istiyorum. MESS taleplerimiz için ne dedi ve şimdi hangi aşamadayız.
Sözleşme görüşmelerine 28 Eylül 2023 günü başladık ve 22 Kasım 2023 günü beşinci ve son toplantıyı yaptık. Dolayısıyla ilk 60 günlük süre içerisinde 5 toplantı yapıldı.
Bu arada MESS’in davetiyle 29 Aralık 2023 ve 4 Ocak 2024 tarihlerinde de toplantılar yapıldı.
MESS, birinci altı ay için yüzde 35 ücret zam teklifini önce yüzde 50’ye, daha sonra da yüzde 60’a yükseltti.
Sosyal haklar için de yüzde 65 olarak vermiş olduğu teklifi önce yüzde 80’e daha sonra da yüzde 85’e yükseltti.
22 Kasım 2023 günü yapılan toplantıda, Uyuşmazlık Tutanağı tutuldu. Arabulucu raporu, 8 Ocak 2024 tarihinde Sendikamıza ulaştı. Grev kararları 6356 sayılı yasa gereği ancak Arabulucu raporunun sendika merkezlerine ulaşmasının ardından alınabilmektedir.
Gerek 60 günlük görüşme süreci, gerek arabulucuda ve gerekse de daha sonra yapılan 2 toplantıda bir anlaşma zemini ortaya çıkmamıştır. Bugüne kadar, Sendikamızın ve dolayısıyla metal işçilerinin kabul edebileceği bir teklif ortaya konmamıştır. Bu nedenle, daha fazla beklemenin bir anlamı kalmamıştır.
Bütün bu gelişmeleri değerlendiren Başkanlar Kurulumuz, MESS’in metal işçilerinin haklı taleplerinin karşılamaması nedeniyle mücadelenin yükseltilmesi kararını almıştır.
MESS, işçilerin haklı taleplerine kulaklarını tıkamakta, açlık ve yoksulluğun yakıcı sesini duymamaktadır. Bu durumda, metal işçilerine düşen görev, haklarına, taleplerine ve geleceğine sahip çıkmaktır. Metal işçileri, bu esarete ve yoksulluğa boyun eğmeyecektir.
Bizlere sefaleti reva gören, yoksulluğu dayatan toplu sözleşme sürecini ilk olarak 2011 yılındaki grevlerimizle yıktık. Bu tür dayatmalara boyun eğmeyeceğimizi 2015 grevlerimizde ve sonraki dönemlerde de gösterdik ve göstermeye de devam ettik. Ancak, aynı yaklaşımın bugün de sürdürülmek istendiğini görüyoruz.
Şimdi bir kez daha belirtiyorum. Sermayenin dayatmalara asla teslim olmayacağız, asla boyun eğmeyeceğiz. Dünden bugüne mücadele tarihimiz bu kararlılığımızın bir dizi örneği ile doludur.
Şimdi yeni bir sürece giriyoruz. Kavgamız yeni başlıyor. Artık süreç grev aşamasındadır. Şimdi dönem grev kararlarını almak, en güçlü biçimde hayata geçirme dönemidir.
Başkanlar Kurulumuz dün yaptığı toplantıda, gelinen aşamayı bütün ayrıntıları ile değerlendirmiş ve grev aşamasına geçme kararı almıştır. Kademe kademe grev uygulamaları yapacağız.
Bu çerçevede, 34 işletmeye bağlı 63 fabrika/işyeri içerisinde ilk olarak;
Son yıllarda özellikle de MESS ile yaptığımız sözleşmelerde grev yasakları ile karşılaşıyoruz.
Binlerce işçinin grev iradesi iktidar tarafından çiğnendi ve grev erteleme adı altında yasaklandı. Böylece, binlerce işçinin grev silahı ellerinden alındı.
Çeşitli işyerlerinde Anayasa’dan doğan ve hukuksuz biçimde yasaklanan grev hakkımıza sahip çıktık ve grevlerimizi filen yaptık. Örneğin, 2022 yılında grevi yasaklanan Bekaert işyerinde 18 gün fiilen grev yaptık.
Geçen yıl da Gebze/Kocaeli’nde bulunan Green Transfo Energy işyerinde 1 gün fiilen grev yaptık ve aynı günün akşamında sözleşmemiz anlaşma ile sonuçlandı.
Şimdi öncelikle iktidarı buradan uyarıyorum. İşçilerin anayasal ve yasal haklarını kullanmalarına engel çıkarmayın. Grevlerimizi yasaklamayın. İşçilerin en temel haklarına saygı gösterin.
İktidar yanında; MESS yetkililerini de uyarıyorum. Sakın ola grev yasaklarından medet ummayın. Olası grev yasaklarından sizlere bir sonuç çıkmaz. Metal işçileri, her şart ve koşul altında grev hakkına sahip çıkacak ve bunu uygulamadan bir an olsun geri durmayacaktır. Günlerdir yaptığımız grev eğitimleri ile bu sürece hazırlanıyoruz.
Bundan, dost düşman kimsenin bir kuşkusu olmasın. 19 Ocak sonrası, yurdun dört bir yanında metal işçilerinin haklı haykırışına tanık olacaksınız. Binlerce metal işçisi, fabrika önlerinde, kentlerin alanlarında, meydanlarda haklı taleplerini en gür sesleriyle haykıracaktır. Bu sesi hiçbir güç susturamayacaktır.
Sendikamız, bu sürece oldukça hazırlıklı bir biçimde, her türlü olasılığı değerlendirerek ve her türlü riski göze alarak hazırlanmaktadır. 2024 yılı metal işçilerinin yılı olacaktır ve bunu hiçbir güç engelleyemeyecektir."
'Sabrımız çatlamak üzere'
Sektördeki diğer sendika Hak-İş'e bağlı Öz Çelik-İş'de MESS'e isyan etti:
"Üyelerimizin talep ve beklentileri doğrultusunda, ülkemizdeki hayat pahalılığı gerçeğini göz önünde bulundurarak hazırladığımız sözleşme taslağımızı MESS’e sunmuştuk. MESS ile yaptığımız ilk toplantının üzerinde neredeyse 3 buçuk ay geçti. Bu süreçte yaptığımız her toplantıda çalışanların enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında yaşadığı sıkıntıları, MESS yetkililerine defalarca anlatmamıza rağmen, şuana kadar herhangi bir sonuç alamadık. Biz, bu süreç, masada ve huzur içerisinde bitsin derken, birileri bizleri sokaklara, meydanlara inmeye zorluyor. Metal emekçisinin alınterinin son damlasına kadar karşılığını almak için ne gerekiyorsa yapacağız. Gerekirse meydanlara da ineceğiz. Üretimden gelen gücümüzü göstermek adına başlattığımız eylemlerimizi artırmaya başladık. Adana’daki TEMSA işyerimizde yüzlerce üyemiz ve teşkilat mensuplarımızla mücadele meşalemizin fitilini ateşledik. Bunu, ülke genelindeki fabrikalara yaymaktan da çekinmeyiz. MESS daha fazla emekçilerin sinir uçlarına dokunmadan, isteklerimize makul cevaplar versin”