'Zam, zulüm, işkence, işte AKP!..' Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) üyesi işçiler 18 şehirde sokağa çıkarak iktidarın ekonomik saldırılarını ve baskıları protesto etti.
Vergideki adaletsizlik, ücretlerdeki düşüklük, yoksulluk dayatmasına karşı DİSK'liler 'İnsanca yaşamak istiyoruz!' diye haykırdı.
Ankara
Protestonun adresi Ulus Meydanı oldu. DİSK'e bağlı çeşitli sendikaların üyeleri, aşırı sıcağa rağmen eylemde buluştu. Çevreden geçenler eyleme destek vererek, zamlara isyan etti.
İzmir
Ülke çapındaki protestoların en büyüğü Alsancak'ta gerçekleşti. Yüzlerce öfkeli işçi vergideki adaletsizliği ve iktidarın uygulamalarını kınadı. Ayrıca Akbelen Ormanı'nın yıkımı protesto edildi.
İstanbul
Şehri vuran şiddetli yağmura rağmen DİSK'li işçiler Beşiktaş Çarşı girişinde buluştu. Eyleme destek veren DSİP aktivistleriyle sendika önlüklerini paylaştı
Üç metropol ile birlikte Adana, Mersin, Hatay (2 yerde), Eskişehir, Diyarbakır, Edirne, Kırşehir, Aydın, İzmit, Gebze, Bursa, Samsun'da sokağa çıktılar.
DİSK'in zamlara ve sosyal adaletsizliğe karşı talepleri
Eylemlerde okunan ortak açıklama şöyleydi:
Susma Haykır: Zamlara, Adaletsiz Vergilere, Asgari Yaşama Hayır!
Zamlar ve vergi artışları durmak bilmiyor.
Seçimlerden önce kaşıkla verilen ne varsa şimdi kepçeyle, kazanla geri alınıyor.
TCMB’nın 2023 yılsonu enflasyon tahmini %22,3 idi. Bugün Merkez Bankası bu tahminin %22,3’den,%58’e çıktığını ilan etti. Bu açıklama da enflasyonun kısa vadede geçici olarak yükseleceğini de beyan etti. TÜİK’ in kulakları çınlasın… Bütün bu veriler ve yaşananlar ortadayken;
Milyonların verdiği geçim savaşına kayıtsız kalan Türkiye Büyük Millet Meclisi milletin dertlerine sırtını dönüp tatile çıktı.
Ama biz susmuyoruz: Türkiye’nin dört bir yanında DİSK’li işçilerin sesi yükseliyor.
Bugün işçiler konuşacak; bugün herkes işçilere kulak versin, çünkü ne zorluklar yaşadığımızı biz biliyoruz.
Bu zamlarla, bu vergilerle geçinemiyoruz!
Enflasyonun sıfıra düştüğünü ilan edenlerin masallarına karnımız tok:
Çarşıda, pazarda, markette, faturalarda karşı karşıya kaldığımız gerçeği biz biliyoruz.
Düşük gösterilen TÜİK enflasyonu yüzünden alım gücümüzü kaybediyoruz.
Türk Lirası hızla değer kaybettikçe her gün daha da yoksullaşıyoruz.
Paramız pul oldukça, emeğimiz ucuzluyor, satın alma gücümüz azalıyor, ülkemiz fakirleşiyor.
Türkiye’nin tüm değer ve güzellikleri, ülkemizin tüm kaynakları yabancı sermaye ve dolar milyarderleri için “kelepir mala” dönüşüyor. Paramız değer kaybettikçe bu ülke daha yoksul ve daha bağımlı hale geliyor.
“Dünya bizi kıskanıyor”muş. Neyimizi kıskanıyorlar? Dünyanın ucuz emek cenneti haline dönüştürülmesini mi? Tüm ücretlerin asgari ücret düzeyine çekilmesini mi? Asgari ücretin ortalama ücret haline gelmesini mi? Neyimizi kıskanıyorlar? Avrupa’da en düşük asgari ücretin Türkiye’de olmasını mı? İşçileri düşük ücretlere mahkûm etmek için sendikal hakların gasp edilmesini mi? Dünyada grev ve örgütlenme hakkının en çok gasp edildiği 10 ülkeden biri olmamızı mı?
Emekliler bu ülkenin yurttaşı değil mi? Yıllardır emek vermiş, çalışmış, üretmiş, alın teri dökmüş milyonlarca emekli açlığa mahkûm edildi bu ülkede. Emekliler asgari ücretin bile altındaki 7 bin 500 liraya layık görüldü. Adalet nerede, insanlık nerede, vicdanlar nerede?
Gelirde adalet olmadığı gibi vergide de adalet yok. Düşük belirlenen vergi dilimleri yüzünden milyonlarca işçi yıl içinde üst vergi dilimine geçirilerek daha fazla vergi kesintisiyle ücretleri daha da küçülüyor. Patronların vergileri sıfırlanırken, biz dilim dilim soyuluyoruz. KDV-ÖTV gibi tüketimden alınan dolaylı vergilerin artırılması ile yük yine bizim sırtımıza biniyor.
Soruyoruz: İşçiyle patronun aynı oranda vergi vermesi adil mi? Patronlar kâr rekorları kırarken, bizim cebimize uzanan elleri uyarıyoruz!
Yeter artık! Geçinemiyoruz, geçinemiyoruz, geçinemiyoruz!
Yeter artık!
Bizler bunu hak etmiyoruz. Bu ülkenin tüm değer ve güzelliklerini üretiyoruz ve hakkımızı istiyoruz.
Zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan bu düzene karşı sesimizi yükseltiyoruz: Gelirde adalet vergide adalet istiyoruz!