Kamu emekçileri hayat pahalılığına karşı eylemler yaptı

16.01.2023 - 09:02
Haberi paylaş

KESK Ankara Şubeler Platformu Ulus Meydanında basın açıklaması düzenledi.

Açıklamada konuşan KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Sacit Ünalmış, “İktidar, TÜİK ve yandaş konfederasyonun yarattığı girdap ile emekçiler karın tokluğu dahi diyemeyeceğimiz bir sefalet ücreti ile yaşamaya çalışmaktadır. Yıllardır bu üçlü aynı oyunu oynuyor. Yandaş Konfederasyon enflasyon altındaki oranların altına imza atıyor, TÜİK her altı ayda bir iktidarın ekonomi politikalarına uygun oranlar açıklayarak gerçek enflasyonu gizliyor ve iktidar TÜİK verilerine göre enflasyon farkını vererek lütfedercesine artış oranı açıklıyor! Oysa her zaman altını çizdiğimiz üzere enflasyona göre maaş zammı ‘sıfır’ zam demektir. Sahte rakamlardan ibaret TÜİK verilerine göre maaş zammı ise reel gelirimizin erimesi, yoksulluğumuzun artması demektir” diye konuştu.

Memur Sen’in yetkililerinin avuçlarını patlatırcasına iktidarı alkışladığını, en ufak bir ahlaki duyarlılık göstermeden ‘başardık başardık’ diye ortalıkta gezdiğini söyleyen Ünalmış, “Soruyoruz; başardıysanız kamu emekçileri AKP iktidarı döneminde neden sürekli kaybetti, neden alım gücü yıldan yıla biraz daha eridi? Neden kamu emeklileri 20 yıl önce emekli ikramiyesi ile ev alabiliyor iken bugün hayalini bile kuramıyor? 20 yıl önce asgari ücretin 2 katını geçen en düşük kamu emekçisi maaşı bugün geldiğimiz noktada asgari ücretin altına inmiştir. Asgari ücretin 3 katını aşan ortalama kamu emekçisi maaşı ise bugün asgari ücretin sadece 500 TL üzerindedir.  Sadece bir yıl önce yoksulluk sınırının yaklaşık yarısına denk gelen en düşük kamu emekçisi maaşı bugün yoksulluk sınırının üçte birine kadar inmiştir” dedi.

İnsanların yüzde 20’si açlık sınırının altında gelirle yaşamaya çalışıyor

Bugün ülkedeki her beş kişiden biri açlık sınırı altında bir gelirle yaşamaya çalışmaktadır. Kamu emekçilerine ve emeklilerine yapılacak artışın açıklandığı 4 Ocak’tan bu yana, bir hafta geçmeden A’dan Z’ye her şeye fahiş oranlarda zamlar yapıldı. Elektrikten doğalgaza, gıda ürünlerinden geçen yıla göre en az iki kat artan kiralara kadar uzanan zam kasırgası hız kesmeden devam ediyor. Her iki çalışandan biri asgari ücretlidir. Bu kadar geniş bir kesime reva görülen asgari ücret ise son artışa rağmen daha ceplere bile girmeden açlık sınırı altında kalmıştır.

Yoksulluk sınırı üzerinde ücret istiyoruz

Öncelikle yaşanan kayıpların bir nebze de olsa azaltılması için kamu emekçilerinin ve tüm emeklilerin maaşlarına en az asgari ücret artış oranı kadar zam yapılmasını istiyoruz.

İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret için en düşük kamu emekçisinin maaşına eş yardımı, çocuk yardımı, kira yardımı, ulaşım yardımı gibi sosyal ödemelerde yapılacak artışlarla yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmasını talep ediyoruz.

Tüm vergi yükünü ücretlilerin omuzlarına yıkan, her yıl daha da büyüyen gelir vergisi adaletsizliğine derhal son verilmesini, gelir vergisi birinci dilim oranının yüzde 15 ten yüzde 10’a düşürülerek yoksulluk sınırına kadar olan maaşların-ücretlerin birinci vergi diliminde sabitlenmesini talep ediyoruz.  

Bu asgari ve en temel taleplerimiz sağlanıncaya kadar fiili ve meşru mücadelemizi farklı eylem ve etkinliklerle sürdürmeye devam edeceğiz. KESK olarak, iktidarlardan icazet beklemek yerine her zaman olduğu gibi tüm kamu emekçilerini ve emeklilerini bugünün acil talebi olan en az asgari ücret artışı talebine olduğu kadar, en temel talebimiz olan insanca yaşamaya yetecek yoksulluk sınırı üzerinde ücret talebine sahip çıkmak için omuz omuza vermeye çağırıyoruz.

Birleşik Kamu İş Konfederasyonu: Yüzde 30 oranındaki zam insanlık onuruna aykırıdır

Birleşik Kamu İş Konfederasyonu, kamu emekçilerine ve emeklilere yüzde 30 zamma karşı bordro yakma eylemi yaptı. 

Açıklamada yüzde 30 oranındaki zammın insanlık onuruna aykırı olduğu belirtilerek "En düşük kamu çalışanı maaşının yoksulluk sınırında, en düşük emekli maaşının ise asgari ücrete eşitlenmesini ve her ay enflasyon farklarının seyyanen maaşlarımıza yansıtılmasını talep ediyoruz.

TÜİK verilerini manipüle edenler, ülkede ısrarlı bir şekilde ekonomik krizi görmezden gelenler dahi bu enflasyon oranlarının gerçeği yansıtmadığını oldukça iyi bilmektedir. Yoksulluk sınırı altındaki maaşlarla geçinemeyen yurttaşlar, ay sonunu getirebilmek için bankalara borçlanarak yaşamak zorunda bırakılmaktadır.  AKP İktidarı böylesi bir ortamda emekçilere sefaleti ve açlığı layık görmüş, krizin faturasını bir kez daha kamu çalışanları ve emeklilerin sırtına yüklemiştir. 

İktidar, devlet kurumlarının her birinde onlarca yerden maaş alan bürokratlara para bulurken, beşli çeteye, yandaş medyaya ve AKP iktidarının tetikçiliğini yapan sosyal medya çetelerine para bulunurken kamu çalışanları ve emeklilerin yüzde 30 zamma muhtaç edilmesini emekçiler olarak kabul etmiyoruz.

Son bir yılda sebzeye yüzde 372,7, meyveye yüzde 215,4,  ekmek, pirinç, makarnaya yüzde 150,6, bakliyata yüzde 109,7, ete ve balığa yüzde 94,1, elektriğe yüzde 96, doğalgaza yüzde 152, süt ve süt ürünlerine yüzde 150, ayçiçek yağına yüzde 125, tüm vergilere yüzde 122 oranında zam yapıldı. 

Kamu çalışanları ve emeklilere verilen yüzde 30 oranındaki zam insanlık onuruna aykırıdır" denildi.

Bültene kayıt ol