Açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşam: Kimler 'şükürsüzlük' ve 'tatminsizlik' halinde?

02.05.2022 - 12:27
Haberi paylaş

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Mayıs'ta Tuzla'da verdiği iftarda işçileri şükretmeye çağırdı ve ekonomik koşulları eleştirenleri suçladı. Hayat pahalılığı karşısında milyonlarca işçi ve aileleri ayakta kalmaya çalışırken...

Erdoğan'a göre "bazı kesimlerde", "bir şükürsüzlük, bir tatminsizlik, bir karamsarlık hali aldı başını gidiyor." 

Kim bu kesimler?

Emekliler çok zor durumda

Yıllarca SGK'ya prim yatırmalarına rağmen, kendilerine bir asgari ücret bile reva görülmeyen emekli işçiler mi?

Çalışma Bakanı Bilgin, en düşük emekli maaşları için "Temmuzda bir sürprizimiz olacak, detayları 1 Mayıs'ta paylaşacağım" dedi. Fakat herhangi bir açıklama yapmadı. Bayramda verilen emekli ikramiyeleri ise en düşük düzeyde tutulmaya devam etti.

İşçi ücretleri açlık ve yoksulluk sınırının altında

Erdoğan'ın yakındığı "şükürsüzlük" hali 1 Mayıs'ta meydanları dolduran işçiler de mi var?

Türk-İş'in Nisan ayı araştırmasına göre 4 kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapılması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 5.323,64 TL. Sayıları 20 milyon yaklaşan ücretli emekçilerin yüzde 50'sinden fazlası asgari ücrete tabi ve açlık sınırının altında yaşamaya mahkum ediliyorlar.

Kim tatminsiz? Sendikalı, toplu sözleşmeden yararlanan ve asgari ücretlilere göre daha yüksek ücret alan işçiler mi? 

5 ile 8 bin TL arası ücret alan işçiler ve aileleri yoksulluk sınırının altında yaşıyor. 4 kişilik bir işçi ailesinin gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (yoksulluk sınırı) 17.340,47 TL’ye ulaşmış durumda.

Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 6.965,47 TL’ye yükseldi.

Ortalama ücretlerdeki vahim tablo

İşçi sınıfının geneline bakıldığında durumun ne kadar vahim olduğu daha da anlaşılıyor.

Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre yılın iki ayında yaklaşık 16 milyon işçinin ortalama aylık brüt ücreti,  7.681 TL. İşçilerin eline net olarak 6.167 lira geçiyor. Bunlar ortalamalar, pek çok işçinin asgari ücretin altında çalıştığını, özellikle tarım işçilerinin, göçmen işçilerin, gündelik işlerde yevmiyeyle çalışanların bu ortalamanın yanına bile yaklaşamadığını unutmamak gerekir.

İşsizler ise bir varlık yokluk mücadelesi yaşıyor.

Artan hayat pahalılığı 

En fazla işçinin yaşadığı İstanbul'da hayat pahalılığın ne denli artığını patronların örgütü İstanbul Ticaret Odası verileri ortaya koydu. 

İstanbul’da perakende fiyatlar, Nisan ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 79,97 arttı. Mart ayında İstanbul perakende fiyatları yıllık yüzde 63,25 oranında yükselmişti.

Aynı anda ev kiraları artıyor. Faturalar katlanıyor. Ulaşımdaki zamlarla birlikte ücretler ve maaşlar hiçbir şeye yetmiyor.,

Boş vaatler

Maliye Bakanı Nebati'ye göre enflasyon gelecek ay önemli ölçüde düşecek. Bakan Nebati, bu iddiayı bazı gıda ürünlerinde mevsimlik bolluğa bağlıyor olabilir. Fakat doğal gaz, petrol ve ürünlerdeki fiyat artışının tırmanışı, TL'nin dolar karşısında değersizliğini koruması ile hammadde fiyatlarındaki küresel yükseliş bu iddiayı baştan geçersiz kılan gelişmeler.

Bu koşullarda iktidara, ekonomi yönetimine şükredenler sadece servetlerine servet katan zenginler, paralarını kur korumalı hesaplarına yatırıp işçilerin sırtından kazanlar, çok maaşlı bürokratlardır ki bunlar mutlu azınlık. 

Ücretler her ay artırılmalı

Erdoğan, işçileri enflasyona "ezdirmeyeceğiz" demiş ve asgari ücretin Temmuz ayında artırılabileceğini söylemişti. Çalışma Bakanı ise bunun mümkün olmadığını ifade etti ve AKP içinde bir çatlak daha oluştu.

Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, 1 Mayıs'ta yaptığı konuşmada, asgari ücretin artırılması için Temmuz'u beklemeye gerek olmadığını söyledi.

Evet, milyonlarca işçinin bekleyecek hali yok. Asgari ücret ve genel ücretler, enflasyon oranında her ay artırılmadığı takdirde sosyal yıkım daha da büyüyecek.

- 1 Mayıs gösterilerinin ardından genel ücretlerin artırılması mücadelesi, sendikaların birleşmesiyle büyütülmeli. Kamuda ve özelde bütün ücretler, enflasyon oranında artırılmalı.

- İşsizlik Fonu desteği artırılmalı ve tüm işsizler bundan yararlanmalı.

- En düşük emekli maaşı, asgari ücret seviyesine çıkarılmalı.

Zorlu yaşam koşullarından doğan karamsarlığın yerini işçilerin dayanışması, birliği ve ortak mücadelelerinin elde edeceği kazanımlarla gelecek umut almalı.

Bültene kayıt ol