Pandemi ile mücadelede bir doktorun deneyimleri

27.04.2020 - 17:07
Haberi paylaş

Marksist.org'un ulaştığı bir göğüs hastalıkları uzmanı deneyimini paylaştı.

Süreç nasıl başladı

Hastanemiz, ilk vakalar çıktığında, korona hastalarının hemen başvurabildiği yerlerden birisi oldu. Korona konusunda bir eğitimimiz yoktu, zaten dünyanın yeni tanıdığı bir virüs söz konusu. Doğru bildiklerimiz bile sürekli değişiyor. Sonra iç eğitimlere başladık, gündemi takip etmeye çalışıyoruz. Yeterli personelimiz yok, uzun nöbetler tutmak zorunda kalıyoruz. Mesai sonrası eve dönmek, bizim için en büyük sıkıntı, çünkü virüsü eve taşıyor olabiliriz. 

Akşamları kalmak için sürekli yer talebinde bulunuyorduk, bazı oteller sağlık personeline ücretsiz kalma hakkı verdi, buna çok sevindik. Son iki haftadır, ben de artık eve gitmiyorum, otelde kalıyorum.

Hastalar nereye başvuruyor

Korona hastalığı şüphesi olanlar, genellikle ilk olarak 112 ACİL veya 184 ALO Sağlık hattını arıyorlar. Bu telefonlardan hastanın yönlendirmesi yapılıyor. Ateşi çıkmamış hastalar aile hekimine yönlendiriliyor, evde kalmaları isteniyor. Aile hekimlerinin gözetiminde karantina uygulaması yapılıyor.

Tabi insanlar kendilerini hasta hissettiklerinde doğrudan hastaneye, acil bölümüne de gelebiliyorlar. Bizim korona için günlük başvuru sayımız 300 civarında. Başvuranların testleri, tahlilleri veya tomografi bulguları pozitif çıkarsa tedavi süreci başlıyor. Tedavide için ilaçları hastane veriyor, çoğunlukla hastayı evine gönderiyor, evde tedaviye devam ediyoruz, ya da biraz daha ağır vakalarda, hastayı hastaneye yatırıyoruz. Her gün ortalama 25 hastanın yatışı yapılıyor, 20-25 hasta taburcu ediliyor.

Şüpheli hastalar, test veya tomografi sonucu gelene kadar odalarda tek başına kalıyor. Pozitif çıkanlar, diğer pozitif hastalarla birlikte kalabiliyor. Hastanede tedavi için Sağlık Bakanlığının onayladığı bir tedavi algoritması var. Hangi tip hastaya nasıl bir tedavi uygulanacağı bu algoritmada yazıyor. Biz de buna uygun tedaviye başlıyoruz. Tüm hastalara hidroksiklorokin yani piyasadaki adıyla Plaquenil ilacını veriyoruz. Ayrıca Faviripavir adında anti viral bir ilaç var, o da veriliyor. Tedavi için gereken ilaçlar var, her hangi bir eksiklik şimdiye kadar oluşmadı. 

Durumu iyiye giden hastaları ortalama 5 gün içinde taburcu ediyoruz, evde karantina koşullarında tedavilerinin devam etmesini istiyoruz. Evdeki süreçte sorumluluğu ASM alıyor. Ayrıca hastanın bulaş zincirini bulup, kırmak için İlçe Sağlık Müdürlüğünün görevlendirdiği Filyasyon ekibi devreye giriyor.

Hastanede korona tedavisi

Korona hastalarına ağırlıklı olarak servislerde bakıyoruz, durumu ağır olanlar, solunum takviyesi gerekenler yoğun bakıma kaldırılıyor. Yoğun bakımdaki hastalar ağırlıklı olarak, koronavirüs nedeniyle akciğer işlevleri bozulmuş kişiler. Yoğun bakımda, hastalara genellikle maskeyle oksijen tedavisi uyguluyoruz, daha ağır hastalarda nefes borusuna tüp yerleştirip suni solunum cihazına bağlıyoruz.

Hastanede sürekli koruyucu giysilerle çalışıyoruz. Koruyucu tulumlarımız, siperliklerimiz, maskelerimiz, bonelerimiz, terliklerimiz var. Üzerimizdeki giysilerle iş yapmak, hatta durmak bile çok zor, çok terliyoruz, bazen nefes almakta zorlanıyoruz. Koruyucu giysilerle yoğun bakımda çalıştığımız zamanlarda yaklaşık 6 saat görev yapıyoruz, ancak ondan sonra mola veriyoruz. 

Yoğun bakım yataklarımız tamamen dolu, tümü korona hastası. Yoğun bakıma her gün ortalama 7-8 hasta alıyoruz, toplamda 50 civarında hastamız var. Bu günlerde günde ortalama 1 hastayı kaybediyoruz, diğer hastaları iyileşmiş olarak servislere alıyoruz. Hastanede yoğun bakım dışında, servislerde 200 civarında korona hastamız var. Hasta sayımız artmıyor, çünkü yataklarımız tamamen dolu, ancak yatak boşalırsa yeni hasta kabul edebiliyoruz.

Koruyucu ekipman eksiği var mı?

Salgın konusunda elbette yeterince hazır değildik, ama süreç içinde eksiklerimizi tamamladık. Yoğun bakımda yeteri kadar solunum cihazımız var. Hastanede korona ile ilgili bölümlerde şimdilik bir eksiğimiz yok. Başından beri korona hastalarının ilk geldiği yerlerden biri olduğumuz içim Bakanlık malzeme tedarik ediyor. Ama hastanenin diğer bölümleri de çalışıyor. O bölümlerde görev yapan sağlık çalışanlarına gerektiği kadar maske ve koruyucu ekipman verilmiyor. Her sağlık çalışanına günde en az 2 adet maske, bone, 1 adet tulum, siperlik verilmesi gerekirken, ancak iki günde 1 maske veriliyor. N95 maske ise korona haricindeki bölümlere verilmiyor. Hâlbuki örneğin cildiye bölümüne giden bir hasta da pekala korona pozitif olabilir, hastanın bundan haberi de olmayabilir. Korona dışı bölümlerde çalışan doktor, hemşire, hastabakıcı ve diğer görevlilere de salgın nedeniyle yeterli koruyucu ekipman sağlanması şart.

Sağlıkçıların koronavirüs vakaları

Şu ana kadar koronavirüs testi veya BT bulguları pozitif çıkan 60 çalışan var. Bunların 20 kadarı doktor. Hastanede bütün çalışanlara korona için tarama testi yapılmıyor, sadece korona hastaları ile doğrudan ilgilenen personele periyodik test yapılıyor. Diğer personele ancak klinik belirti varsa, bulgu varsa test yapılıyor. Ya da koronalı bir hastayla temas ettiyse ya da evinde ya da bulunduğu ortamda korona pozitif birisi varsa test yapılıyor.

Türkiye'de sağlık çalışanlarının büyük çoğunluğuna korona testi yapılmıyor, hâlbuki çalışan tüm sağlık personeline korona testi yapılması gerekir. Aramızda eğer pozitif olan varsa bunu bilmeliyiz ki biz de farkında olmadan hastaya, diğer çalışanlara veya ailemize korona bulaştırmayalım.

Sonuç

Salgın önlemlerinin gevşetilmemesi gerekir. Çünkü henüz bu virüse karşı etkili olacak bir aşı bulunamadı. Aslında hastalığın tedavisinde etkili olacak bir ilaç bulunduğu da söylenemez. Başka hastalıklar için üretilmiş bazı ilaçları şimdi korona için kullanıyoruz, ama gerçekten ne kadar iyileştirebiliyoruz, bilmiyoruz. Çünkü elimizde o ilacın bu virüse etkisi konusunda yapılmış bilimsel bir araştırmanın yayınlanmış sonuçları yok. Yani salgınla mücadelede aslında pek bir yol almış değiliz.

Belki virüs mutasyon geçirir ve kendiliğinden yok olur. Bu ihtimal var. Ama başka kötü ihtimaller de var. Mesela sonbaharda ikinci dalganın daha ağır sonuçları olacağı bilim çevreleri tarafından dillendiriliyor. Tedavi ve aşı konusunda adım atılmadan, salgınla baş edebileceğimizi düşünmemeli, önlemleri gevşetmemeliyiz.

Sağlık çalışanları olarak çok ağır koşullarda çalışıyoruz, bu tempoda daha ne kadar gideriz, bilmiyorum. Enfekte olan sağlık personeli sayısı artmamalı. Bunun için sürekli personele test yapabilmeliyiz, koruyucu ekipman konusunu kesin olarak çözmeliyiz. 

En önemlisi de, sağlık alanındaki örgütlerin, Türk Tabipleri Birliğinin, sendikaların sürece etkin katılımının sağlanması. Salgın küresel, mücadele de küresel olmalı, salgınla ancak şeffaflık, bilimsellik ve dayanışma ile başa çıkabiliriz.

(Dosya) Sağlık emekçileri anlatıyor

Bültene kayıt ol