Çalıştığım kurum özel bir yaşlı bakım evi, Alzheimer hastalarının bakımını yapıyor. 8 yıldır çalışıyorum. Asgari ücret alıyorum.
Kovid-19 salgını öncesinde dönüşümlü olarak 24’er saat arayla çalışıyorduk. Şimdi dönüşümlü olarak 15 gün çalışıyoruz. 15 gün çalışıyoruz, 15 gün dinleniyoruz. Bu durumda 15 gün sürekli işyerinde kalıyoruz. Yaşlı bakım evi olduğu için işler sıkı tutuluyor. Malzeme sıkıntısı yaşamıyoruz. 15 günde bir test yapılıyor. Maske bol. Dışarıyla temasımız minimum düzeyde. Yemek işyerinde pişiriliyor, dışardan almıyoruz. Ancak 15 gün kalmak çok zor.
Alzheimer gibi zor hastalarla çalışmak normal zamanlarda bile zor ve yıpratıcı. Buna rağmen sosyal ve psikolojik destek almadan çalışıyoruz. Ayrıca iş yükümüz çok fazla. Her katta bir hastabakıcı var. Kişi başına 14 kişi düşüyor. Hastaların yedirilmesi, içirilmesi, tuvaleti, kişisel bakımı, yatırılıp, kaldırılması, hepsi bizim üzerimizde. Ortalığın toplanması, temizlik ve paspas işleri de var. “15 gün esnek çalışın” diyorlar. Ama neresinden esnetsek yaptığımız iş aynı. Mesai sabah saat 06.00’da başlıyor, akşam 20.00’ye kadar devam ediyor.
Çok iş yapıyoruz, az ücret alıyoruz. Bizim iş kolunda genellikle kadınlar çalışıyor. Hastaların kaldırılması gibi işler bedenen yıpranmamıza yol açıyor. Uzun çalışma ve ağır çalıştığımız için pek çok arkadaşımız tükenme noktasına geldi. İleri derecede koah hastasıyım. Zaten iki merdiven çıksam nefes almakta güçlük çekiyorum. Uzun biri süre hastanede yattım. Aslında emekli olmam gerekiyor ama malulen emeklilik için 2 yıl daha çalışmam gerekiyor. Rapor alma süreçleri sıkıntılı. Çalışmayınca da olmuyor. Riskli de olsa çalışmak zorundayım. Bizim için güneş bir türlü doğmuyor. Çalışmak ve yaşam giderek zorlaşıyor.
Füsun Özbilek (Hastabakıcı)
Müstear isim kullanılmış olup, özel bir yaşlı bakımevinde çalışmaktadır