Kapitalizm 'Büyük Buhran'a sürükleniyor

10.04.2020 - 17:21
Haberi paylaş

Salgın krizi, kapitalizmin yeni büyük krizini öne çekmiş gözüküyor.

Egemen sınıfın yöneticilerinden ard arda gelen açıklamalara bakılırsa uluslararası kapitalizm 1929'da yaşanana benzer bir bunalıma sürükleniyor.

Finans sermayesinin "kara" günleri

Koronavirüs salgını, küresel kapitalizmin ikinci büyük ekonomisi Çin'de başladı. İmalatla dünya ekonomisinin motoru olan Çin kapitalizminin büyümesi, Covid-19 öncesi zaten yavaşlamıştı. Bunun başlıca nedeni talepteki azalmaydı. Küresel çoğunluğun alım gücünün düşmesi, yani servet eşitsizliği ve yoksulluk ile siyasi istikrarsızlık/ticari savaşlar sonucu, dünya ekonomisinin bir durgunluk (yani küçülme) dönemine gireceği, yeni bir finans krizinin kapıda olduğu, hatta kapitalizmin artık çalışmadığı, servete el koyan yüzde 1 tarafından itiraf ediliyordu.

Dünyayı enfekte eden global sermayenin mal ve hizmet dolaşımı, salgınla birlikte sekteye uğradı. Birçok gelişmiş kapitalist ekonomide üretim durdu ya da durma noktasına geldi. İthalat ve ihracat biterken, küresel kapitalizmin her bir ulusal devresi durgunluk yani küçülme evresine girdi.

Çin'de başlayan salgın krizinin toplumsal sonuçlarıyla pek de ilgilenmeyen egemenler, gelmekte olan ekonomik kriz dalgasını önceden gördüler. Ancak buna müdahale yöntemleri çok pahalıya patladı. 

ABD Merkez Bankası'nın şahince faiz indirimlerinde bulunmasına rağmen tüm dünya borsalarında satış dalgası başladı. Şirketlerin hisselerini elden çıkaran yatırımcılar, "güvenli liman" olarak görülen ABD devlet tahvillerine yöneldi. Bunun sonucu ABD başta olmak dünya borsalarında sert düşüşler, bazı şirketlerin hızla değer kaybetmesi ve birçok ülkenin para biriminin değer kaybedişi oldu.

Geçici petrol savaşı

Wall Street, Londra ve diğer dünya borsaları, virüs kriziyle adeta enfekte olurken bir diğer kriz petrol fiyatlandırması konusunda yaşandı. 

Dünyanın en büyük petrol üreticisi Suudi Arabistan,  virüs krizinin üretimi küresel olarak sekteye uğratacağını öngörerek, petrol üreticisi devletleri (OPEC) fiyatları düşürmeye zorladı. Rusya'nın bunu kabul etmemesi sonucu, petrol fiyatlandırma savaşı patlak verdi. 

Suudi Arabistan fiyatları radikalce indirdi. Petrol fiyatlarındaki düşüşün tüm petrol üreticilerine zarar verdiği anlaşınca, kısa süreli savaş ABD hamiliğinde durduruldu.

Küresel durgunluk

Salgın, en gelişmiş kapitalist devletleri sararken, birçok ülkede sanayi üretimi durma noktasına geldi. Bunun nedeni kapitalistlerin işçi ve ailelerinin sağlığını düşünmesi değildi. Talep olmayınca arza yani üretime de gerek yoktu. Şalterler indirilip, işçiler evlerine gönderildikten sonra bu belirsiz durumda ayakta kalanlar, kalacaktı.

Büyümesini dış kredilere dayalı olarak sürdüren Türkiye kapitalizmi, 2018'de başlayan borç krizinin ardından toparlanamamışken salgınla durdu. İktidar tarafından salgınla ilgili alınan kararlar sonucu işsiz sayısı 10 milyona çıktı. 30 milyon ücretli çalışanın bulunduğu Türkiye'de her üç kişiden biri işsiz kalmış durumda.

"Büyük buhran"

Bugün gelinen noktada, virüs kriziyle birlikte küresel kapitalizmin, geçici mali krizler ve borç krizlerinden farklı olarak, daha büyük bir depresyona yuvarlandığı söyleniyor ve şimdiki durum, 1929 Büyük Buhranı'yla kıyaslanıyor.

Kapitalist sınıfın yöneticilerinden yaşanmakta olan gerçek durum hakkında son itiraflar: 

- Birleşmiş Milletler'in son raporuna göre, salgının neden olduğu ekonomik hasar, küresel çapta 400 ila 600 milyon insanın daha yoksulluğa itilmesine neden olacak. Küresel yoksulluk son 30 yıldır ilk kez artacak.

- Dünya Ticaret Örgütü (WTO) koronavirüs salgınının bu yıl ticarete büyük bir darbe vuracağını öngörüyor. Ticarette yüzde 13 ila yüzde 32'lik bir azalma olacak. Farkın nedeni yaşanan belirsizlik.

- Uluslararası Para Fonu (IMF), pandemi nedeniyle küresel ekonominin 2020’de “keskin bir daralma” yaşayacağını ve bunun 1930’lardaki Büyük Buhran’dan bu yana en büyük düşüşü tetikleyeceğini söylüyor.

- ABD'de, geçen hafta 6,6 milyon kişi işsizlik yardımına başvurdu. Böylece, ülkede son üç haftada, bu yardıma başvuru yapanların sayısı 17 milyona yükseldi. Bu daha önce hiç görülmemiş bir sayı. 2008 mali krizinde, çok daha uzun bir sürede 9 milyon kişi işini kaybetmişti.

- Dünya Çalışma Örgütü (ILO) son raporunda, virüs krizi İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana karşılaşılan en büyük kriz olarak nitelendirildi.

Devrimlere ihtiyacımız var

Durgunluğun işsizlik, yoksulluk ve yoksunluk demek olduğunu şu günlerde hepimiz yaşıyoruz.

Peki kapitalistlerin itiraf ettiği büyük kriz nedir? 1929'da dünyada neler yaşandı? Bugün dünya işçileri ve sosyalistleri ne yapmalıdır?

Bunlar, sonraki yazıların konusu. Ama bu yazıda anlatılanlar şunu gösteriyor: Kapitalizm, sömürdüğü işçi kitlelerini, dünya nüfusunun çoğunluğunu gözden çıkardı. Dünyanın her yerinde işçilerin başını çektiği toplumsal devrimler gerekiyor.

Volkan Akyıldırım

Bültene kayıt ol