İktidarın salgına karşı açıkladığı tedbirlere DİSK'ten tepki ve eleştiri.
“Ekonomik İstikrar Kalkanı” adı verilen önlemlere dair DİSK Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu’nun açıklaması:
Sermayeye değil işimize, aşımıza canımıza kalkan olun!
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 18 Mart 2020 tarihinde koronavirüsle ilgili olarak Ekonomik İstikrar Kalkanı adı verilen önlemler açıklanmıştır. Durumun ciddiyetiyle örtüşmeyen bu önlemler sadece ve sadece “sermayeye kalkan” paketidir.
Sermayeye kalkan olan iktidar, emekçileri görmemiştir. Açıklanan pakette işçi yoktur, işini kaybeden yoktur, emekli ve dar gelirli yoktur. Ekonomik İstikrar Kalkanı adı verilen önlem paketinin her yerinden sermayenin sınıfsal şımarıklığı akmaktadır.
- Pakette işverenlere vergi indirimleri vardır ama çalışanların büyük bir çoğunluğunu oluşturan asgari ücretli çalışanlara yoktur.
- Paket ile şirketlerin vergi, sigorta ve kredi borçları için erteleme ve kolaylıklar öngörmüştür ama emekçinin kredi borcu, kredi kartı borcu ve faturaları dikkate alınmamıştır.
- Paketin açıklandığı toplantıda katılımcılar üçer metre mesafeyle oturtulmuştur ama şu an fabrikalarda çalışan, sokakları süpüren, çöpleri toplayan, hastanelerde görev yapan, şantiyelerde çalışan işçilerin ve emekçilerin iş güvencesi ve sağlıkları bu pakette yer almamıştır.
- Paket tüketici kredilerinin kolaylaştırılmasından söz etmektedir ama tüketicinin kredi borcu ve faturalarının ertelenmesi zorunluluğunu es geçmiştir.
- Halkın eve kapandığı koşullarda uçuşlarda KDV indirimi gibi akıl dışı bir önlem pakette yer almıştır ama elektrik, su, doğalgaz ve iletişim faturalarını ertelemek ve bunlarda KDV’yi sıfırlamak akıllara bile gelmemiştir.
- Böylesine vahim bir ortamda pakete konut kredisinin kolaylaştırılması gibi vicdanları sızlatan bir öneri dahi girebilmiştir ama halkın halk can derdine, iş ve aş derdine dair pakette sadece nasihatler yer almıştır.
- Pakette yer alan en düşük emekli aylığının 1500 TL çıkarılması hedefi utanılması gereken bir itiraftır. Yıllardır asgari ücretin altında emekli aylığı olmadığını söyleyenler şimdi emekli aylıklarını 1500 TL’ye çıkarmaktan söz etmektedir.
Halk iş, aş ve can derdindeyken sermayenin şımarıklığını yansıtan bu paketin hazırlanma biçimi de içeriği de yanlıştır, eksiktir, hatalıdır. Bilime, akla, hukuka uygun değildir.Toplantıya DİSK, TTB, KESK ve diğer sağlık meslek örgütleri ile sağlık sendikalarının çağrılmamış olması Hükümet’in koronavirüs ile mücadelede dahi ayrımcı ve tarafgir bir zihniyete sahip olduğunu göstermiştir. Hükümet süreci tek adam zihniyeti ile şeffaf olmayan bir anlayışla yürütmeye çalışmaktadır. Bu yaklaşım hatalıdır. Koronavirüsle mücadele hep birlikte başarılabilecek bir mücadeledir ve halkın sağlığından daha kıymetli bir şey yoktur.
DİSK, korona virüsün yaratacağı sosyal tahribatla mücadele için bugüne kadar çok sayıda önlem açıklamıştır. Bu önlem önerilerini 17 Mart 2020 Salı günü Aile ve Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı’na da anlatmıştır. Çalışanların sağlığının korunması ve salgının yaratacağı sosyal tahribatı önlemek için yaptığımız öneriler toplumda geniş yankı bulmuş ancak ne yazık ki Hükümet, sınıfsal tercihleriyle ve ideolojik saplantılarıyla bu önerilerimizi görmezden gelmiştir.
Altını çizerek ifade etmek isteriz ki; kaynağı ve amacı belirsiz, hedefleri yanlış ve ilgisiz olan bu 100 milyar liralık paket, salgının kapsamlı etkilerini öngörmeyen ve hatta salgından fırsat yaratmaya ve günü kurtarmaya odaklı sakat bir anlayışla hazırlanmıştır.
100 milyar TL iş için, aş için; krizde işini ve aşını kaybedenler için ayrılmalıdır. Bu paket ile milyonlarca çalışana aylarca düzenli gelir sağlanmalı, halk sağlığını tehdit edecek gelir kayıpları önlenmelidir.
DİSK olarak bir kez daha tekrarlıyoruz: Koronavirüsle mücadele köklü kamusal tedbirleri gerektirmektedir. Halkın sağlığının ve çalışanların iş ve aş güvencesinin sağlanması için aşağıdaki önlemler acilen alınmalıdır:
Koronavirüsle mücadele kamu hizmetlerini geliştirme, sağlık hizmetlerinde ve eğitimde özelleştirmeleri durdurma ve kamusallaştırma yönünde bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. Çok geç kalmadan işçiler ve emekçileri merkez alan kamusal ve halkçı önlemler alınmalı, köklü sosyal devlet uygulamalarına geçilmelidir.