Ankara Mamak’taki TOKİ inşaatında taşeron firma tarafından karşılıksız çek ve senetlerle borçlandırılan ekip başları inşaat önünde 6 gündür direniyorlar. Gece gündüz inşaat önünde kalan işçiler adına Ömer Özkaya ile görüştük.
Ankara’nın Mamak ilçesindeki Toplu Konut İdaresi (TOKİ) inşaatında işçiler hem firmalar hem de TOKİ tarafından mağdur ediliyor. Yüklenici firma tarafından karşılıksız çek ve senetler verilerek borçlu bırakılan işçiler, bir noktada borçları ödemek zorunda kalmışlar. Emeklerinin karşılıklarını alamadıkları gibi, üstüne yapılan işin bedeli de ekip başı olan işçilere yüklenmiş. Haklarını almak isteyen TOKİ işçileri 6 gündür inşaat önünde direniyor.
Dayanışma ziyaretimizde edindiğimiz izlenim, direnen işçilerin yaşadıklarının buzdağının görünen yüzü olduğu yönünde. İşçilerle olan sohbetimizde, aynı inşaatta daha önce çalışmış olan bir başka işçinin “Ben de bir önceki taşeronda çalıştım, bizi de borçlandırdılar” demesi üzerine direnişteki işçilerden birinin verdiği “ev alan mağdur, işçi mağdur, ekip başı mağdur” cevabı inşaat çılgınlığından kâr elde edenin sadece şirketler ve devlete bağlı TOKİ olduğunu gösteriyor.
6 gündür burada direniyorsunuz. Direnişe giden sürecin nasıl geliştiğini anlatır mısınız?
Ben Ömer Özkaya, inşaat mühendisiyim. Biz 225 kişi olarak Şubat 2017’den beri burada çalışıyoruz. 2017 Aralık sonuna ücretlerimiz asgari ücret olarak yatırıldı. Aslında bir işçinin alacağı 4000-4500 lira parayken, sigortalarımız asgari ücret üzerinden yatırıldı. Sonrasında gecikse de bize bir miktar para verildi, gerisi ise çek ve senet olarak verildi. O çek ve senetlerin hepsi karşılıksız çıktı. Şu anda çekler elimizde patlamış durumda. Birçok çeki de biz arkadaşlara verirken ciroladık. Ana firma 2018 yılında 6 aylık iflas erteleme verince, bu çeklere hiçbir şekilde dokunamadık, hukuki süreç başlatamadık ve bu çekleri evimizi, arabamızı satarak, kredi çekerek ödemek zorunda kaldık. Evimize haciz geldi, çalışarak ödemeye çalıştık. Ocak ayında TOKİ bizi çağırdı, “Yüklenici firmanın işe devam gücü yok, siz alacaklarınızı bize söyleyin” dediler. Biz bütün alacaklarımızı söyledik, bize devlet güvencesi, TOKİ güvencesi ve noter tasdikli temlik verildi. Biz alacağımız güvenceli hâle geldi, bir üst basamağa çıktı diye sevindik. Bize, “Çalışmaya devam edin, 5 taksit hâlinde, 5 hak edişte bu alacakları öderiz” dediler. Ocak ayında çalışmaya başladık, Nisan ayında 1 milyonluk bir hak ediş* yapıldı. Ancak bu bizim elimize hiçbir zaman gelmedi. Tarihi gelince TOKİ’ye gittik, “Yüklenici firma (Gökhan Saral), Aralık ayında 2 milyon avans çekmiş, sizin bu hak edişinizi ona sayıyoruz” dediler. Bize para gelmedi. Para gelmeyince şantiye 1-2 ay durdu.
Temmuz ayında TOKİ’deki uzmanlar yine geldiler. “Barış yemeği” adı altında bir kurban kestiler. “İlk sözümüzü tutmadık, bu sefer sözümüzü tutacağız. Siz çalışmaya başlayın, Eylül’ün 5’inde hak edişiniz yapılacak, 15’ine kadar da ödemeniz yapılır” dediler. Biz yine bir umutla çalışmaya başladık. Hepimizin alacağı vardı, mağduruz. Ayın 5’inde hak ediş yapıldı, ayın 15’i oldu hesapta yine para yok. TOKİ’ye gittik dilekçe yazdık, dilekçeler daha TOKİ’ye gitmeden bize geri geliyor. Ekim oldu, Kasım oldu işte bugüne geldik hâlâ elimize bir para geçmiş değil.
Aynı durumda başka işçi ekipleri de var mı?
Biz ince ekip olarak 225 kişiyiz. Bizim dışımızda diğer ekipler de var. Onları da tehdit ediyorlar. Bunlara katılırsanız alacaklarınızı alamazsınız diyorlar. Bize de sonunuz iyi olmaz, zararlı çıkarsınız diyorlar. Biz de sonuna kadar gideceğimizi, hatta eylemimizi daha büyük bir direnişe çevireceğimizi söyledik. Bizim sayımız bundan daha fazla ama 10-15 kişiyi geçmemiz hâlinde bizi dağıtacaklarını, gözaltına alacaklarını söylediler. Çadır kurmamızı da engelliyorlar, bu hava koşullarında mağdur olarak bekliyoruz.
Burada çalışma koşulları nasıl?
Burada iş güvenliği yok, çalışma koşulları berbat, yemekten tutun da banyoya kadar… Metroplan diye bir denetleme firması var, kağıt üstünde var ama buraya uğradıkları yok.
Sizinle dayanışmak isteyenler neler yapabilirler?
Herkesten, buraya gelenlerden, sendikalardan, partilerden, sivil toplum örgütlerinden ricamız, sesimizi kamuoyuna duyurmaları. İki senedir sesimizi duyuramadık: TOKİ’ye gittik, AKP milletvekillerine gittik, ödemelerimiz gelmiyor, senetlerimiz gelmiyor dedik. “İlgileniriz” dediler ama üzerinden bir sene geçmesine rağmen ilgilendikleri yok.
(Röportaj: Can Irmak Özinanır)
*Sözleşmeye göre işin bir bölümü tamamlanınca hak edilen para