İstanbul’da “Umuda, barışa, Demirtaş’a” başlığıyla düzenlenen seçim toplantısında DSİP GYK üyesi şair ve yazar Roni Margulies de konuşmacı olarak yer aldı.
Margulies’in konuşmasından öne çıkanlar şöyleydi:
“HDP’ye oy vermemin üç sebebi var.
Birincisi, 7 Haziran’da HDP %13 oy aldığınız zaman hepiniz kendinizi nasıl hissettiğinizi hatırlayın. Hepimiz mutlu olduk ama tabii mesele sadece bizim mutlu olmuş olmamız değil. Çok geniş kitleler, Türkiye’de çok farklı alanlarda muhalefet eden herkes, HDP’li olsun veya olsun, Kürt sorunu hakkında düzgün bir tavır takınsın veya takınmasın, herkes bundan yüreklendi. Bütün muhalifler bir şaşkınlık yaşadı, ondan sonra ‘olabiliyormuş’ diye düşündü. Bunun olağanüstü önemli bir şey olduğunu düşünüyorum.
Sağa kayan bir dünyada, sağa kayan bir Türkiye’de, MHP’nin neredeyse hükümet ortağı olduğu, BBP’nin bile neredeyse böyle olduğu bir yerde, bir Kürt partisinin %13 oy alabilmiş olması, herkesi yüreklendirdi.
İkincisi, HDP’nin %13 oy almış olması ve bunu Selahattin Demirtaş’ın kullandığı söylem ile alması pek çoğumuza şunu gösterdi; bu söylemin, yani kapsayıcı, barıştan yana, milliyetçiliğe karşı, islamofobiye karşı, eşitlikçi, adaletten yana bir söylemin Türkiye’de alıcısı varmış diye gördük. Kürt sorunundan bağımsız olarak, böylesi bir söylem Türkiye’de oy alabiliyormuş, bunu gördük 7 Haziran seçimlerinde.
Üstelik 7 Haziran seçimleri, hatırlayacağınız gibi, tıpkı 24 Haziran’da olacağı gibi, HDP açısından en olumsuz koşullarda, yine binlerce üyesi ve yöneticisi tutuklanmış iken kazanılmış idi. Normal, baskı koşullarının olmadığı bir ortam olsaydı kuşkusuz daha fazla oy alacaktı.
Üçüncüsü; teorik açıdan da çok net: Marks’ın İrlanda’dan bahsederken çok özlü bir şekilde ifade ettiği bir şey var. Bir ulusu ezen bir devletten yana olan işçi sınıfı, kendi özgürlüğünü kazanamaz. Yani kendisini işvereniyle hükümetiyle devletiyle bir görür, ezilen ulusa karşı kendisini ezen ulusun üyesi olarak düşünür, dolayısıyla kendi devletine ve hükümetine teslim olmuş olur. Kendi özgürlüğünü kazanamaz.
24 Haziran seçimlerinde HDP’nin %15 oy aldığını düşünün. Bunun ne kadar etkili olacağını, iktidarda AKP-MHP varken, yerli milli olma söylemi bu kadar güç kazanmışken, BBP bile iktidara milletvekili çıkarma durumuna gelmişken, bu kadar yoğun bir milliyetçiliğe HDP’nin alacağı yüksek oyun nasıl bir darbe vuracağını düşünün. Bu açıdan da HDP’nin Türkiye’de yüksek oy alması, bütün muhalifleri yüreklendirecektir, hepimizin işini kolaylaştıracaktır.
Peki ne yapabiliriz?
HDP’nin Kürt illerinde alacağı oy zaten yüksek olacak. Bizim buradan müdahale edebilmemiz mümkün değil. Bizim yapabileceğimiz bu tarafta, İstanbul’da elimizden geleni yapmak, mümkün olduğunca çok sayıda insanı ikna etmek. Her bir oyun çok değerli olduğunu anlatmak.”