TMK’nın 7/2 maddesi olan “terör örgütü propagandası” suçlaması yöneltilen 14’ü tutuklu 22 Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi, iki ayı aşkın sürenin sonunda bugün ilk kez hakim karşısına çıktı.
19 Mart'ta Boğaziçi Üniversitesi'nde savaş karşıtı öğrenciler, "Afrin lokumu" dağıtılmasına tepki göstererek protesto eylemi yapmıştı. Boğaziçili öğrenciler önce sosyal medyadaki çeşitli hesaplar üzerinden, daha sonra da Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından hedef gösterilmişlerdi. Bunun ardından savaş karşıtı öğrencilerin gözaltı ve tutuklanma sürecine şahit olunmuştu. Olayın ardından farklı tarihlerde ev, yurt baskınlarıyla ve kampüs içinde gözaltına alınan öğrencilerden 14'ü tutuklanmış, sekizi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.
“Terör örgütü propagandası” ile suçlanan öğrenciler bugün sabah saatleri itibarıyla Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi 32. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeydi. Tutuklu-tutuksuz bütün öğrenciler ifadelerini vermek üzere duruşmaya katıldı. Öğrencilere slogan atıp atmadıkları, neden alkışladıkları gibi sorular soruldu. Öğrencilerse 19 Mart’tan itibaren geçen süre zarfında hedef gösterilmenin etkisiyle yaşadıklara sıkıntılara ek olarak gözaltı sürecinde yaşadıkları kötü muameleden de ifadelerinde bahsettiler. Çıplak hâlde darptan sözlü şiddete varan bir şiddet döngüsü mahkeme salonunda defalarca dile getirildi. Suçlamaları reddedip tahliye ve beraat talebinde bulundular.
Avukatlar ise dosyadaki hukuka aykırı delillerden, söz konusu eylemin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden ve yargılanılan Terörle Mücadele Kanunu 7/2 maddesi açısından suçun unsurunun oluşmadığını savundular. Ayrıca 7/2 suçlamasının akademisyen davaları gibi tutuksuz yargılamayı gerektirdiğini dillendirdiler. Hak ve özgürlüklere ilişkin beyanların da eklendiği savunmaların ardından avukatlar ilk aşamada derhal beraat, mahkemenin aksi kanaati durumda ise tutuklu öğrencilerin tahliyesini talep ettiler.
Öğrencilerin ifadelerinde şunlar yer aldı:
- Beni ailemle tehdit ettiler. Geleceğini yakarız dediler. Çok darp gördüm, 14 günlük gözaltının çoğunda tek başıma kaldım. Psikolojik olarak çok etkilendim, nasıl ifade verdiğimi anımsamıyorum. Okuluma dönmek istiyorum.
- Ben öğrenci kulüplerinden birinin başkanıyım, lokum masasındakileri tanıyoruz, izinsiz masa açtılar. Saldırmak gibi bir amacımız hiç olmadı. Masadaki Türk bayrağına müdahale etmedim. Kürtçe slogan atıldı mı anımsamıyorum, ama anadilim Kürtçe.
- Mühendislik okuyorum. Bir grup öğrenci kuzey meydana doğru yürüdü, meydan kalabalıklaştı, uzak mesafeden göremedim. Yaklaşıp yerden yüksek bir noktadan izledim. İki farklı grup vardı, güvenlik aradaydı. Atışmalar ve bağrışmalar oldu ama fiziksel müdahaleye rastlamadım.
- Zeynep Hoca konuya müdahale edince kalabalık dağıldı. Güvenlik de düzgün müdahale etti, ben de tekrar binaya dönüp çalışmaya devam ettim. Suçlamaları kabul etmiyorum.
- Yüksek bir yerden izliyordum, eyleme katılanlar haricinde izleyenler de alkışlayınca ben de alkışladım. İfademde ilk söyledimlerimi kabul ediyorum. Beraatimi istiyorum.
- Kalabalığın içinde Zeynep Hoca'yı görünce bir illegalite olduğunu düşünmedim. İddianamede lokum masasını dağıtan grubun içinde olduğum söyleniyor ama ben uzaktan elim cebimde izliyorum.Sonra ders çalışmaya devam ettim.
- Beni polisler yakapaça götürdü. 2,5 saat otoparkta aracın içinde dövdüler,çok küfür ettiler. Sonra Vatan'da nezarete girerken beni ve M. arkadaşımı çıplak soydular (zor konuşarak, dura dura) darp ettiler.
- Pankartta ne yazdığını bilmiyorum, önünde duruyordum, sivil polis sökün deyince de görmeden söktüm, siz ne yazdığını biliyorsanız siz söyleyin. Lokumlar niye döküldü kim döktü bilmiyorum ama yazık oldu.
- Lokum videosu çok dramatik çekilmiş, kutular devriliyor, lokumlar düşüyor, zoom yapılıyor. Bizim okulda böylesi eylemler olağandır, her zaman olur ama bizim burada olmamız çok acıklı. Ben gerilim var, araya girip teskin edeyim diye masaya gittim.
- (Hakim "sana mı kaldı yatıştırmak, çok erken başlamışsın bu eylem işlerine.." diye takılınca) "herhangi biri yapabilirdi, orada temel niyet siyasi söylemi iletmek, olay çıkması değil.”
- Veganım, hiçbir canlıya zarar vermeden yaşıyorum. Ben güvenlik personeli ve arkadaşlarla konuşarak dağılmaya ikna etmeye çalıştım, bence iki tarafın da hataları var.
- Ben Ankara Kızılay'da patlayan bombadan kurtulmuş biriyim; terörle şiddetle bir ilgim olsaydı bile o gün bitmiştir. 9 gün gözaltında kaldım, darp gördüm, hâlen tehditler alıyorum, bizi “terörist, vatan haini” diye fişlediler.