Bugün İstanbul'da Antikapitalistler platformu tarafından düzenlenen eylemde, Türkiyeli ve Suriyeli aktivistler Halep halkıyla dayanışmanın sesini yükseltti.
Galatasaray Meydanı'nda "Halep halkı yalnız değildir! Yaşasın küresel dayanışma!" pankartının arkasında buluşan Antikapitalistler aktivistleri, Türkiyeli sosyalistler ve İstanbul'da yaşayan Suriyeli solcu-demokrat aktivistler, "Yaşasın halkların kardeşliği", "Irkçılığa dur de", "Katil Rusya katil Esad" sloganları attılar. Eylemde savaşa karşı ses çıkarılırken, Halep halkıyla dayanışma vurguları yapıldı.
Dış müdahalelere karşı, devrimin yanında
Antikapitalistler platformu adına okunan basın açıklaması şöyleydi:
"2011 yılında tüm diğer Ortadoğu halklarıyla birlikte kendi egemenlerine karşı ayaklanan Suriye halkı bir devrim başlattı. Sokağa çıkanlar, eşitlik, sosyal adalet ve özgürlük taleplerinin yanı sıra, tüm etnik ve dini kökenlerden insanların kardeşçe yaşayacağı bir ülke hayal ediyorlardı.
On yıllardır ülkeyi diktatörlükle yöneten Baas rejimi ise kitlesel gösterilere şiddetle cevap verdi. Eylemlerin silah kullanılarak bastırılması girişimini kitlesel tutuklamalar, işkenceler, bombardımanlar ve katliamlar takip etti. Rejimin politik stratejisi mezhepçiliği körükledi ve Esad diktatörünün yanı sıra devrimi boğmak için IŞİD ve El Nusra Cephesi gibi karşı devrimci güçler de harekete geçti.
Gelinen noktada, birkaç aydır, Halep’in muhaliflerin elinde olan doğu bölümü ablukaya alındı. Bugün Rusya, İran ve diğer müttefiklerinin de yardımıyla kent tamamen Baas rejiminin kontrolüne geçti. 100 bine yakın insanın bu bölgeden tahliye edilmesi sürekli tartışılıyor ama bir türlü gerçekleşemiyor.
Karşıdevrimci güçler, Halep’in ayaklanmaya katılan halkından intikam almak istiyor. Tahliye edileceği beklenen insanlar, kitlesel kıyım, zorla orduya alınma gibi tehditlerle karşı karşıya.
BM’deki temsilcisi Güvenlik Konseyi toplantısında gerçek olmayan bir fotoğraf karesiyle Halep halkına yardım ettiklerini iddia eden Esad yönetimi, uluslararası kamuoyunu manipüle etmeye çalışıyor. Halepliler “son sözlerimiz” diyerek dünyaya mesajlar gönderirken, katliam tehdidiyle karşı karşıya kalanlar “cihatçılar” olarak kodlanmaya çalışılıyor. Suriye’deki savaşa müdahil olan bütün devletler ise ikiyüzlü bir tutum alıyor. Kendi aralarında ayrı düşseler de, hepsinin çıkarı Suriye Devrimi’nin bir bütün olarak ezilmesinden geçiyor.
Halep halkına yönelik şiddeti kınıyoruz.
Tüm dış güçlerin Suriye’den elini çekmesini, Esad rejimine verilen uluslararası desteğin kesilmesini savunuyoruz.
Manipülasyonlara, katliamlara ve devlet terörüne karşı Halep halkının yanındayız.
Doğu Halep başta olmak üzere tüm Ortadoğu’nun özgürlüğü, Arap Baharı gibi bir mücadele dalgasının yeniden başlamasıyla sağlanacak.
Biz Türkiye’den, Suriye’de ve her yerde böylesi mücadeleleri inşa edenlerle dayanışma içerisinde olduğumuzu bir kez daha hatırlatıyoruz.
Halep halkı yalnız değildir!
Yaşasın Suriye Devrimi!
Yaşasın uluslararası dayanışma!"
"Özgürlük, özgürlük, özgürlük..."
Eylemde Suriyeli şair ve solcu aktivist Ali Safar da bir konuşma yaptı.
Safar şunları söyledi:
"Sizleri en güzel duygularımla selamlıyorum,
Bugün insanlık uğruna toplandık. Vatanım Suriye'de olan bitenleri, savaş ve işkenceyi, fakirliği dikte eden rejimin yaptığı zulmü ve terörü, bu uygarlık beşiğinde tarih boyunca tüm dünyaya medeniyeti taşıyan ve koruyan güzel ülkemiz Suriye'nin yorulmuş bir ülkeye nasıl dönüştürüldüğünü anlatmak zorundayım.
Suriye halkı her zaman özgürlük ve adalet rüyasıyla yaşadı. Bu amaç için ayaklandığı zaman, Esad rejimi, her türlü silahı kullanarak ölüm saçtı, büyük küçük veya erkek kadın ayrımı yapmadan tereddütsüz şiddet kullandı ve kullanmaya devam ediyor. Masım halka karşı, Şam'da Doğu Guta'da ve başka yerlerde kimyasal silah kullandı.
Rejim ile birlikte İran, Irak, Lübnan ve Afganistan'dan gelen çeteler, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana insanlık tarihinin en büyük dramını yaşattılar ve yaşatmaya devam ediyorlar. Varil bombalarını köy ve şehirlerde halkın üzerine atarak insanları göçe zorladılar. Bunun neticesinde sizin güzel ülkenizde misafir olduk.
Esad rejimi barışçıl bir çözümü kullanacağına, savaşı kullanarak sivil ve barışçıl ayaklanmayı silahlı devrime sevk etti. Aslında ülkesini sevseydi, iç barış ve güvenlikle, kan akmadan iktidarı yumuşak bir şekilde devredebilirdi. Ama halkı iktidarı uğruna tamamen ortadan kaldırmayı tercih etti.
Şu anda Halep'te Esad rejimiyle birlikte Rusya ve İran çeteleri, dört yıldır bombaladığı insanları terör bahanesiyle evlerinden ettiği ve şehri boşaltmayı başardı. Hatta evlerini terk eden insanları yolda bile infaz ederek yok etmeye devam ediyor. Bütün bunlar tüm dünyanın gözü önünde oluyor ve hiç kimseye bu dramı önlemeleri için müsade edilmiyor.
Suçumuz sadece adalet ve özgürlük istemekti. Bugün toplanma sebebimiz tüm dünyaya mesaj göndermek. Belki bu güzel medeniyet beşiği olan ülkem Suriye kurtulur ve zafere ulaşır.
Suriye halkı ona uzatılan eli hiç unutmaz ve hatırımızda kalacak yapılan tüm yardımlar. İyilik ve insanlık için her türlü katkımızı vermeye devam edeceğiz.
Son olarak herkese teşekkürlerimizi sunup özgürlük için ve mazlumların yanında olmak için tek bir sesle bağıralım:
Özgürlük, özgürlük, özgürlük..."
Eylem Suriyeli aktivistlerin devrim ve özgürlük marşları söylemesiyle sona erdi.