15 Temmuz Darbeye Hayır Forumu dün Üsküdar'da yapıldı. Askeri darbelere karşı duran farklı toplumsal kesimlerden onlarca kişi, gündemi tartıştı.
Gencay Gürsoy, Zeki Kılıçaslan, Yıldız Ramazanoğlu, Esra Mungan gibi çok sayıda ismin katıldığı forumda oldukça canlı tartışmalar yaşandı. Forumda çoğunluğu darbe karşıtı kadın aktivistlerin oluşturması dikkat çekti.
Marksist.org muhabirlerinin forum katılımcılarıyla yaptığı röportajlar ilerleyen günlerde sayfamızda olacak.
Sivilsayfalar.org'un foruma ilişkin haberi ise şöyleydi:
“Türkiye’de ilk kez hepimiz bir darbeye karşı birleştik. Şimdi bizi ortaklaştıran tüm değerleri konuşma ve dinleme zamanı. Zira ancak birbirimizi duyarak bu birlikteliği kalıcı kılabiliriz. Bu niyetle, Üsküdar’da buluşup 15 Temmuz gecesi yaşadıklarımızı konuşuyoruz,” çağrısı ile yola çıkan “15 Temmuz Darbeye Hayır Forumu”, 3 Ağustos akşamı Üsküdar’da gerçekleşti.
15 Temmuz akşamı meydanlara çıkan, çıkmayan farklı kesimlerden birçok yurttaşın ortaklaştığı konu darbe karşıtlığı oldu. Forum fikri de, bu ortak noktanın, farklılıkların birbirine kulak verdiği, birbirini dinlediği yeni bir müzakere zemini sunduğu noktasından yola çıkıyor. Forumun temel amacı “darbeye hayır” çağrısını yüksek sesle yinelemek ve ortak bir geleceğin nasıl kurulabileceğini tartışmak. Platform forumun amacını şöyle açıklıyor; “Türkiye birçok farklı toplumsal kesimin bir arada olduğu ve bu kesimlerin kutuplaşmaya doğru gittiği bir ülke. Darbe girişimi bize bu kutuplaşmanın aslında bir sonu olabileceğini gösterdi. Darbe girişiminin ardından, zor zamanlarda olduğu gibi herkeste bir birleşme duygusu oluştu. Konuşabilme ihtiyacının ve bu konuşma hallerinin sadece zor zamanlarda değil, normal zamanlarda da işleyebilmesi için bu iletişim kanalları canlı tutulmalı. Forum da bu kanalları canlı tutmayı hedefliyor.” Sadece katılımcıların birbirleri ile empati kurabilmesi, konuşma ihtiyacının giderebilmesi ve hissiyatlara ortak olunabilmesi beklentisi ile yola çıkan foruma 100’e yakın yurttaş katıldı.
Katılımcılar, darbe teşebbüsü gecesi yaşadıkları tecrübeleri, neler hissettiklerini, neler yaptıklarını paylaştı, konuştu, dinledi. Etkinlik bir yanıyla benzer ve benzemez tecrübelerin birbirini dinlediği, kulak verdiği bir toplu terapi olma özelliği gösterirken, diğer yanıyla herkesin toplumsal barışa dair yeni sorularla ayrıldığı bir çok sesli forumdu. Sokağa çıkanlar neden sokakta olduklarını, çıkmayanlar neden çıkmadıklarını anlattı, toplumun birbirine karşı duyduğu endişeler, bu endişelerin sebepleri konuşuldu. Herkesin altını çizdiği, ortaklaştığı nokta ise, farklı renkte seste herkesi biraya getiren darbe karşıtı bu ortak zeminin, toplumsal barışın inşası için mühim bir fırsat sunduğuydu.
Forum katılımcılarının paylaşımlarından bazı alıntılar:
“Ben o gün çok umutlandım. Bu ruh halini görmüş olmak beni bugün umutlu kıldı.”
“Bu darbelerde birimize yapılanı hepimize yapılmış saymalıyız, bundan önce yapmadık. Bundan sonra birbirimize sahip çıkmalıyız.”
“Ayrı mahallelerin sınırlarını yıkıp, bir arada olmamız gereken bir dönem bu. Umarım bu başlangıç olur.”
“Havaya sıkılan kurşun ile insanı delip geçen kurşun sesi arasındaki farkı o akşam anladım.”
“Bir grup arkadaşım saladan rahatsız olmuş, bomba seslerinden değil. Ben de asıl korkmamız gerekenin bombalayan taraf olduğunu anlatmaya çalıştım.”
“O geceyi, gündelik hayatın dayatmasıyla olağanüstülüğün arasında ezilerek geçirdim.”
“Çok olumsuz etkilendik. Bundan sonrası için çok güzel ortamlarda güzel iletişimlerle bir arada bulunabilirsek bu bizim için çok iyi olur diye düşünüyorum.”
“Sokağa çıktığımda sokak köftecilerini görünce hiç hoşuma gitmemişti, ortamın panayır gibi olması beni öfkelendirdi. Bu öfkem umarım anlamlı bir yere evrilir.”
“Bundan sonrasının da kolay geçmeyeceğini düşünüyorum. Allah bol barışlı günler nasip etsin diyorum.”
“Şantiyedeydik. Araç alıp arkadaşlarla dışarı çıktık. Bugün olsa bugün yine giderim.”
“İnsanların sokağa çıkması, ben o gece o ruh halinde olmadım, olamadım. Hafızamız çok yüklü, o kadar çok şey yaşadık ki, çıkamazdım. Tekbir sesleri benim için Sivas’tı.”
“Yaşadığımızın bir bayram olduğunu düşünmüyorum. Bunları değerlendirip birlikte ne yapacağımızı konuşmalıyız.”
“Kim o gün sokaktaydı, kim evde kaldı ayrışması beni rahatsız etti. Çıkmayanlar için vatana aidiyet hissetmiyorlar sonucu çıkarmak doğru değil. Bu nedenle birbirimizin endişelerini önyargısız dinlemek gerekiyor.”
“Neden birisi benden korkar, ya da ben neden birinden korkarım sorusunu sormamız gerektiğini düşünüyorum.”
“Direnişin sesi tek bir biçimde olursa birbirimize de zarar verebiliriz. Eşcinseller, gayri Müslümler, farklılıkların olduğu, bir formun diğerini ezmediği bir çok seslilik olacaksa o zaman ben selayı da kabul ediyorum. Varoluş alanı sunmadığımız, farklılıklara tolerans göstermediğimiz sürece toplumsal barışı nasıl inşa edeceğiz.”
“Darbe deyince ilk sokağa çıkması gereken kişilerden olmama rağmen, sokaktaki tekbir sesleri beni çıkmama engel oldu. Tekbir sesleri bende savaş hissi oluşturuyor, kalabalıklara karışmamı engelliyor.”
“Bizi kurtaracaksa öz eleştiri kurtaracak.”
“Hiç de hoşlanmadığımız komşularımıza dostlarımıza teşekkür etmeliyiz. Bu buluşma, bizim buluştuğumuz nokta, kimsenin darbecilere onay vermemesidir.”
“Bombalardan çok insanlardan korkmayı öğrendim. Birbirimize yeniden güvenmeyi öğrenmemiz lazım.”
“Bizim karnaval gibi bir ortama ihtiyacımız yok, bu tip forumlar önemli, bize yatay, demokratik bir ortam sağlıyor.”
“Buradaki birçok insan, yaratılan yapay kültürel kutuplaşmayı desteklemedikleri için bir arada. Ortaklaşmamız gereken 2 şey var; 1 tüm baskılara ortak olarak karşı çıkmak 2; Kürt sorununun çözümünde ortak mücadele vermek.”