Filistin Eylem Komitesi, Gazze soykırımının habercisi sayılabilecek Dökme Kurşun saldırısının 16. yıldönümünde, soykırıma karşı *#İsraileTamAmbargo talebiyle sokaktaydı.
Üsküdar Şifa Hamamı önünden başlayan ve “Her Yer Filistin Her Yer Direniş”, “Dökme Kurşundan Soykırıma, Filistin’de Direniş Hep Ayakta!”, “Filistin’e Özgürlük İsrail’e Boykot”, “Nehirden Denize Özgür Filistin”, “Selam, Selam, Direnişe Bin Selam” sloganları eşliğinde Uncular Caddesi boyunca süren yürüyüş Mihrimah Sultan Camii önünde sonlandı.
Filistin Eylem Komitesi adına hazırlanan basın açıklamasını Yusuf Alp okudu: “Dünyanın en yüksek teknolojisiyle donatılmış İsrail ordusu sömürü ve abluka altında yaşayan halkların direnişini kıramadığı her gün daha da vahşileşiyor, Filistin’in her bölgesinde, Lübnan’da, Yemen’de, Suriye’de, İran’da kan dökmeye devam ediyor.”
“Sömürgeciliğe karşı çıkan tüm dünya halkları olarak bugün bizlere düşen görev, bulunduğumuz her yerde soykırımcı İsrail’i tecrit etmek, ona güç veren her türlü mekanizmayı engellemektir.”
Açıklamada, Türkiye’nin de abluka ve soykırımın suç ortaklarından biri olduğunun altı çizildi:
“Gazze’de 17 yıldır süren ağır abluka dönemi, Filistin’in yanında olduğunu iddia eden Türkiye’nin, işgal devletiyle ticaret hacminin beşe katlandığı döneme denk geliyor.”
“Soykırımcı işgal devletine karşı ayağa kalkan tüm dünya halkları gibi biz de Türkiye’nin işgal devletiyle kurduğu askeri, ticari, diplomatik tüm ilişkilerin kesilmesi için, işgal ve soykırımdan para kazanan şirketlerden hesap sorulması için yürüttüğümüz mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.”
Filistin Eylem Komitesi açıklamasının tam metni:
"Soykırıma Karşı İsrail’e Tam Ambargo!
Emperyalist güçler ve Filistin toprağına yerleştirdikleri Siyonist işgal güçleri, bir asırdan fazladır Filistin halkını topraklarından sürüyor, öldürüyor, Filistin’in yer altı ve yer üstü kaynaklarını yağmalıyor. Filistin’in pek çok bölgesiyle birlikte Gazze de 1967’de İsrail’in askeri işgaline uğramış, 2. İntifada sırasındaki yoğun direniş sayesinde işgal güçleri ve yasa dışı yerleşimciler 38 yılın ardından 2005’te Gazze’den çekilmek zorunda kalmıştı. İşgal devleti, 2006’dan itibaren ise Gazze’de yaşayan 2 milyondan fazla Filistinliyi havadan, denizden ve karadan ablukaya aldı ve bu ablukaya 2008’den itibaren onlarca yıkıcı saldırı ve kitlesel katliam eşlik etti. İşgalci İsrail tarafından bu saldırılar bugün soykırım derecesine vardırıldı ve ‘Filistin’in toptan imhası hedeflenerek sürdürülüyor.
Dökme Kurşun’dan soykırıma
Gazze’ye yönelik şiddetli ablukanın ardından başlayan saldırı zincirinin ilk halkası olan Dökme Kurşun saldırısı 27 Aralık 2008’de başlamış ve 21 gün boyunca Gazze, aralıksız bombalanarak 1417 Filistinli katledilmişti. Bugün yaşanan soykırım saldırısının ilk habercisi olan 2008’deki bu saldırının ardından nerdeyse her iki yılda bir Gazze büyük çaplı saldırıların hedefi oldu ve her seferinde binlerce Filistinli katledildi ve tekrar tekrar yıkıma uğratıldı. Onlarca kez insanlık suçu işleyen işgal devleti, hiçbir suçuna karşı yaptırıma uğratılmadı ve böylece her saldırısında daha da vahşileşti.
Gazze direniyor!
Bir asrı aşan bir süredir işgalcilerin askeri saldırısı altında olan Filistin halkı bu sürede direniş ruhunu kaybetmedi ve ana yurdunu özgürleştirme mücadelesini bugüne taşıdı. 1948’de, 1967’de, 2008’de ve sonrasında da pek çok kez katliama maruz kalan Gazze’deki Filistinliler, işgale karşı yüzyıllık direnişin her zaman ön saflarında yer aldı ve direnişe birçok zafer armağan etti.
2006’da başlayan yoğun abluka ve katliamlar serisine sessiz kalmayan Gazze, çeşitli sivil ve askeri direniş biçimleriyle sürdürdüğü mücadelesini 7 Ekim 2023’teki Aksa Tufanı hamlesiyle zirveye taşıdı. İşgal devleti, temellerini sarsan ve ‘yenilmezlik’ algısını alaşağı eden bu operasyona karşılık, başta Gazze tüm Filistin’i yok etmek üzere 450 gündür aralıksız şekilde saldırıyor. Bununla yetinmeyen işgal devleti, sömürgeci güçlerle ittifak halinde, tüm coğrafyamızı direnişten arındırmak üzere saldırılarını genişletiyor. Suriye’de oluşan güç boşluğunu fırsata çeviren işgal devleti, Suriye’nin askeri kapasitesini yok ederek ve Golan Tepeleri’ni tamamen işgal ederek yayılmacı karakterini bir kez daha ortaya koyuyor.
SÖMÜRGECİLERİ DURDURACAĞIZ!
Batılı emperyalist ülkeler, İsrail’e bugün sürdürdüğü soykırım saldırılarında doğrudan askeri ve siyasi destek sunuyor. Dünyanın en yüksek teknolojisiyle donatılmış İsrail ordusu sömürü ve abluka altında yaşayan halkların direnişini kıramadığı her gün daha da vahşileşiyor, Filistin’in her bölgesinde, Lübnan’da, Yemen’de, Suriye’de, İran’da kan dökmeye devam ediyor.
Sömürgeciliğe karşı çıkan tüm dünya halkları olarak bugün bizlere düşen görev, bulunduğumuz her yerde soykırımcı İsrail’i tecrit etmek, ona güç veren her türlü mekanizmayı engellemektir.
Sömürgecileri durduracağız!
Gazze’de 17 yıldır süren ağır abluka dönemi, Filistin’in yanında olduğunu iddia eden Türkiye’nin, işgal devletiyle ticaret hacminin beşe katlandığı döneme denk geliyor. Türkiye, Filistin ile dayanışma hareketlerinin baskısı sonucu, soykırımın ancak 7. ayında işgal devletiyle ticareti resmen durdurduğunu açıklasa da ticaretin dolaylı şekilde sürdürüldüğü açıkça ortada. Soykırımcı İsrail’e petrol bugün Türkiye üzerinden akıyor, soykırımcının elektrik ihtiyacı Türkiye sermayesi tarafından sağlanıyor, soykırıma askeri mühimmat ve lojistik destek ulaştıran gemiler Türkiye limanlarında demirliyor. Dahası, Türkiye topraklarındaki askeri üsler yoluyla işgal devletine istihbarat desteği veriliyor, Türkiyeli şirketler işgal ordusuna askeri alanda üretim desteği veriyor.
Soykırımcı işgal devletine karşı ayağa kalkan tüm dünya halkları gibi biz de Türkiye’nin işgal devletiyle kurduğu askeri, ticari, diplomatik tüm ilişkilerin kesilmesi için, işgal ve soykırımdan para kazanan şirketlerden hesap sorulması için yürüttüğümüz mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.
Soykırımı durdurmak için İsrail’e tam ambargo!
Soykırımcı İsrail’i kınamak ve hamaset dolu nutuklar atmak yetmez; bugün Filistin halkına verilebilecek en önemli destek şudur;
● İsrail’le tüm askeri anlaşmaların feshedilmesi ve askeri ambargo uygulanması
● İşgal devletini koruyan askeri üslerin kapatılması
● Soykırıma petrol tedarik eden Bakü-Ceyhan Boru Hattı’nın kapatılarak, enerji ambargosu uygulanması
● Serbest Ticaret Anlaşması’nın feshedilmesi ve tüm ticaret yollarının Siyonistlere ve suç ortaklarına kapatılması
● Diplomatik ilişkilerin tamamen kesilmesi
● Ve işgal devleti İsrail’deki tüm yatırımların geri çekilmesi yoluyla İsrail’e Tam Ambargo uygulanmasıdır!
Soykırıma karşı Filistin halkıyla beraberiz! Filistin direnişinden aldığımız ilhamla, Filistin ‘nehirden denize özgür olana dek’ mücadelemize devam edeceğiz. Zafer Filistin halkının, özgürlük Filistin toprağının olacaktır.
Filistin Eylem Komitesi
Aralık 2024