Direniş Çadırı ve Filistin'e Özgürlük Platformu, Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu'na seslendi: 'Limanları ZIM şirketinin gemilerine kapatma kararı alınsın ve uygulansın.'
6 Kasım akşamı Ankara'da Filistin dostları sokaktaydı. Emek'te bulunan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı önünde buluşan protestocular, limanlarda süren mücadeleye destek verdi.
Protetostocular ne istiyor? Eylemde okunan açıklamanın tam metni:
"Kıymetli Filistin dostları,
Bir yılı aşkın süredir İsrail’in Gazze’ye yönelik amansız saldırıları devam ediyor. Aynı İsrail bir buçuk aydır Lübnan’ın başkenti Beyrut’a yönelik alçakça saldırılarını tırmandırdı. Lübnan’ın güneyini işgal etme planını yürürlüğe koymaya çalışıyor. Buna karşılık Filistinli ve Lübnanlı direniş güçleriyse haysiyet dolu bir mücadele sergilemeye devam ediyorlar.
Bütün bunlar olurken Türkiye’deki Filistin dostları, 7 Ekim Aksa Tufanından beri bir yıldan fazla süredir AKP hükümetini İsrail’e yönelik somut adımlar atmaya çağırdı. Geçen Nisan ayında İsrail’le ticaretin tamamen durdurulmasına yönelik karar alınmasına rağmen karar kağıt üzerinde kalmıştır. İsrail’le ticaret çeşitli hülle yöntemleriyle devam etmekte, İsrail’e Türkiye’den giden tonlarca hammadde dahil tüm mallara limanlarda ‘Filistin’e gider’ kaydı düşülmektedir. Bu hazin sahtekarlık dolaylı olarak Gazze’de can almaya devam etmektedir.
Üstelik İsrail devletinin yarı-resmi nakliye şirketi ZIM’e ait olan gemiler bugün Türkiye’nin birçok limanı arasında rahatlıkla dolanmaktadır. ZIM şirketi kurucularından logosuna kadar İsrail devletine göbekten bağlıdır. 7 Ekim’in hemen ardından ZIM CEO’su İsrail’in sonuna kadar yanında olduklarını, bütün gemilerinin İsrail hükümetinin ve ordusunun ihtiyaçları için seferber olacağını açıklamıştır. Bu şirketin dünyada ABD ve Çin’den sonra en çok uğradığı üçüncü ülke Türkiye’dir.
İsrail’e mühimmat taşıdığı gerekçesiyle Belçika’da ZIM şirketine dava açılmıştır. ABD’de, Avustralya’da bu şirket ile ticari ilişki kuran diğer şirketler dahi protesto edilmektedir. Yine Kanada’da ZIM gemilerine yük taşıyan demiryollarında eylemler gerçekleştirilmektedir. Daha da önemlisi 7 Ekim’den birkaç ay sonra Malezya hükümeti, ZIM şirketinin gemilerinin yanında İsrail bayraklı gemilerin de Malezya limanlarına giriş yapamayacağını ilan etmiştir.
Şimdiye değin gerçekleşen bu tür eylemler ve Malezya tarafından alınan karar iktidara yakın basın organları tarafından da alkışlanarak haberleştirilmiştir. Ancak ifade ettiğimiz gibi Ulaştırma Bakanlığı’nın denetimindeki limanlarımız maalesef ZIM şirketinin gemilerine yataklık etmektedir. Hepimiz için utanç verici olan bu durum yine aynı basın organları tarafından görmezden gelinmektedir. Bir süredir Filistin dostları tarafından limanlardaki ZIM şirketi gemilerine, konteynerlarına ve tırlarına yönelik gerçekleştirilen protesto eylemleri ise AKP iktidarı tarafından polis zoruyla bastırılmaya çalışılmaktadır.
Bu baskıları kınıyor ve Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’nu limanları ZIM şirketinin gemilerine kapatma kararı almaya ve uygulamaya çağırıyoruz.
Limanlardaki işbirliği bununla da kalmıyor. İsrail’in saldırganlığını garanti altına almak için Doğu Akdeniz’e gelmiş ABD Donanmasına bağlı U.S.S. WASP savaş gemisi sık sık Türkiye limanlarında ağırlanmaktadır. Hakeza Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı üzerinden sevkedilen petrol Ceyhan limanına yanaşan tanker tipi gemiler tarafından İsrail’e götürülmektedir. İsrail’in Filistinli ve Lübnanlı masumların kanı dökmek için uçak ve tanklarında kullandığı yakıtın Türkiye üzerinden sevki ve bu iş için Adana-Ceyhan Limanı’nın kullanılması kabul edilemez. Ceyhan limanı İsrail’e petrol taşıyan tankerlere kapatılmalıdır.
Geçen Pazar gecesi Haydarpaşa Limanı’na demirlemiş olan bir gemiye, kalbi Filistin halkıyla çarpan gençler tarafından baskın yapıldı. Bu gemi, İsrail’in uçak bombaları ve füzeleri için patlayıcı hammaddde taşıyan Kathrin gemisiydi. İsrail’e mühimmat taşıyarak savaş suçlarına ortak olduğu gerekçesiyle birçok ülke hükümeti tarafından limanlara girişi engellenen bu gemiye de kucak açan bir AKP hükümetiyle karşı karşıyayız. Haydarpaşa Limanında gösterilen tepkiler sonucu limandan ayrılmak zorunda kalan Kathrin gemisi önce Çanakkale limanına gitmiştir, şu anda da Antalya limanına doğru ilerlemektedir. Filistinin dostları olarak bu zilletin yükünü taşımak istemediğimiz için buradayız. AKP hükümeti Filistinlilerin yanında olduğunu iddia ediyorsa Ulaştırma Bakanlığı sicili kanlı bu geminin Türkiye’nin hiçbir limanına yanaşmamasını sağlamakla yükümlüdür. Bu meselenin takipçisi olacağımızı ilan ediyoruz.
Aylardır meydanlardan, hükümet temsilcilikleri önünden Gazze’deki mezalimin durması için siyasal iktidarı İsrail’le işbirliklerini sonlandırmaya, somut adım atmaya çağırıyoruz. Çünkü biliyoruz ki ‘kahrolsun İsrail!’ veya ‘kahrolsun ABD!’ demekle bölgemizi ateşe atan bu devletlerden hesap sorulamaz. İktidar temsilcilerinin yaptığı gibi hamasi söylemlerle zalim zulmünden asla caydırılamaz. Bu nedenle bugün burada, Ulaştırma Bakanlığı önünde Türkiye limanlarının işgalci İsrail’in katliamlarını besleyen gemilere kapatılması çağrısında bulunuyoruz.
Bakanlığın denetimi altında bulunan limanlara ZIM şirketinin gemilerinin girmesi engellenmelidir. Adana-Ceyhan limanına İsrail’e petrol götürmek için yanaşan tankerler engellenmelidir. Ve yarın Antalya limanına varması planlanan Kathrin gemisi de dahil İsrail’e katliamlarını sürdürebilmesi için mühimmat taşıyan gemilerin bizim limanlarımızı kullanmaları engellenmelidir.
Bu kararları bir an evvel almayan yöneticiler Filistin ve Lübnan’a yönelik İsrail saldırganlığına göz yummak gibi silinmez bir lekeyi ömür boyu omuzlarında taşıyacaklardır.
Yaşasın Filistin ve Lübnan Direnişimiz!
Yaşasın Küresel İntifada!"