Suriye’de Esad karşıtı isyan iç savaşa döndüğünden beri isyan eden halkı terörist olmakla kodlayanların gürültüsü, göçmenlerle dayanışmanın önüne geçti uzun süre. Hayatta kalmak için Suriye’den Türkiye’ye kaçan göçmenler sistematik bir ırkçılıkla muhatap olmak zorunda kaldılar. Göçmen düşmanlığı zaman zaman İslamofobi, zaman zaman Arap düşmanlığı biçimlerini aldı.
Yalanların beslediği cinayetler
Irkçılık daima yalanlarla kendisine yol açtığı için sayısız yalan üretildi göçmenlere dair.
Bu yalanlar, Türkiye’de siyasal alandaki sert kutuplaşmaya paralel bir şekilde biriken öfkenin göçmenlere yönelmesi için örgütlü bir şekilde dile getirildi.
Altındağ pogromu göçmenlere yönelik linç örgütlenmesinin en vahşi günleri arasına girdi.
Ardından Hatay-Suriye büyük depreminin ardından, varoluş nedeni yalanlarla göçmen düşmanlığı örgütlemek olan Ümit Özdağ deprem günlerinde göçmenleri hedef gösterdi. Çok sayıda göçmen saldırıya maruz kaldı.
Son olarak temmuz ayının başında Kayseri’de başlayıp birçok ile yayılan pogrom göçmenlere yönelik örgütlü bir saldırıydı.
Her gün linçi yaşamak
Fakat, sadece büyük linç örgütlenmeleri değil sorun. Sorun, göçmenlerin her günkü yaşamının pogroma maruz kalıyormuşçasına geçmesi.
Göçmenler sömürülüyor, kaçırılıyor, öldürülüyor.
Her gün bu türden sayısız şiddet eylemine maruz kalıyorlar.
Örneğin Zonguldak’ta ruhsatsız işletilen bir maden ocağında hiçbir iş güvencesi olmadan çalıştırılan Afganistanlı mülteci Vezir Mohammad Nourtani, 9 Kasım 2023’te kaçak maden ocağı sahipleri tarafından öldürüldü. Öldürülen Nourtani’nin bedenini yakarak yok etmek istediler.
Örneğin 16 Kasım 2021’de İzmir Güzelbahçe’de 21 yaşındaki Ahmed El Ali, 23 yaşındaki Memun En Nebhan ve 17 yaşındaki Muhammed El Hüseyin El Abdo El Biş, caniler tarafından yakılarak öldürüldü.
Örneğin daha iki gün önce Bursa İnegöl’de Suriye uyruklu Hani K. bıçaklanarak öldürüldü.
Örneğin Gabonlu üniversite öğrencisi Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga (Dina), katledildiğinde 17 yaşındaydı. Dina öldürülmeden önce bazı PTT çalışanları tarafından sürekli olarak cinsel tacize maruz kaldı.
Aynı şekilde Suriyeli 9 yaşındaki Gina Mercimek. Öldürüldü.
Irkçılığa karşı birleşik mücadele
Türkiye’de milliyetçilikle ırkçılık arasındaki geçiş çok kolay. Bu yüzden milliyetçi motifleri kullananların sonucu pogromlara varan ırkçı saldırganlıkların ateşine odun attıklarını söylemek mümkün.
Irkçılık asla sadece bir tek düşmanla yetinmez. Son yıllarda göçmenlere saldırması Suriyelilerin ve Afganistanlıların korunaksız görünmesinden. Ama ilk fırsatta yine Ermenilere, Kürtlere yönelik ırkçılık da devreye giriyor.
Kürt mevsimlik işçiler kurşunlanıyor, Kürt halayları polis tarafından basılıyor, Kürt iş insanları bıçaklanarak öldürülüyor.
Kim daha çok Mustafa Kemal’in askeri tartışması yapılırken milli yalanlarla ırkçı yalanlar birleşip azınlık bırakılanlar, göçmenler, göçmen kadınlar ve Kürtler üzerinde ölümcül sonuçlar yaratan ırkçı saldırılar halini alıyor.
Bu saldırganlığın insan öldürmeyi, canlı öldürmeyi spor gibi kolayca yapılan bir hamleye çevirmesi tüm toplumsal yaşamın ve muhalif, ezilen tüm emekçilerin tehdit altında olduğunu gösteriyor.
Irkçı her saldırganlığa karşı işçi sınıfı örgütleri demokrasiyi savunan bir mücadele sergilemek zorunda.
(Sosyalist İşçi)