Devrimci Sosyalist İşçi Partisi'nin (DSİP) duyurusu:
Bundan 69 yıl önce 6-7 eylül 1955’te yalanlar ve nefretin eşlik ettiği ırkçı bir kampanya ile başlayan, Rum, Ermeni ve Yahudi toplumlarına dönük pogromlarda hayatını kaybedenlerin ve pogromdan zarar görenlerin acılarını hâlen derinden hissediyoruz.
6-7 Eylül sadece geçmişte yaşanmış bir acıya işaret etmiyor, aynı zamanda bugün içinde yaşadığımız toplumun, günümüzdeki ırkçı, milliyetçi politikaların dayandığı temelin en temel harçlarından biri. 1915 Ermeni Soykırımı’yla başlayan tek dinli, tek ulus yaratma projesinin başlangıcı olan Müslüman olmayan halkları yok etme politikası, sonrasında başta Kürtler olmak üzere Türkiye’de yaşayan pek çok halka yönelik bir tehdit hâlini aldı. Bu ırkçı temel, bugün de tehdit olmaya devam ediyor.
Irkçı yalanların şiddet ve linçlere dönüşme risklerinin ortadan kaldırılabilmesinin, ırkçı, faşist, nefret dolu saldırganlığa karşı, gerçek bir yüzleşme, hatırlama ve hafıza politikaları ile mümkün olabileceğini biliyoruz.
Kısa bir süre önce Kayseri’de Suriyeli göçmenlere dönük başlayan pogrom birkaç şehre birden sıçradı. 17 yaşında bir Suriyeli olan ve mevsimlik tarım işçiliğiyle geçinmeye çalışan Ahmet Handan El Naif, Antalya’daki pogrom sırasında yedi göçmen arkadaşıyla birlikte yaşadığı evinde saldırıya uğradı. Kaçarken motosikletle önü kesilen El Naif bıçaklanarak öldürüldü.
İzmir’de trans bir kadın, bir çete tarafından sokakta linç edilmeye çalışıldı.
Göçmenlere, LGBTİ+’lara, Kürtlere yönelen nefret dalgasının yeni hedefiyse sokakta yaşayan hayvanlar. Hükümetin hayvanları katletmeye dönük yasa tasarısının meclisten geçmesinin ardından kedi-köpek katliamları hız kazandı. 1912’de İstanbul’un köpeklerini toplatarak Hayırsızada’da ölüme terk edenlerin aynı zamanda Anadolu’yu gayrimüslimsizleştirme operasyonunun da failleri olduğunu unutmamak gerek.
Yüzleşme gerçekleşmediği takdirde, yeni 6-7 Eylüller kapımızda! Göçmenler, Kürtler, LGBTİ+’lar, Aleviler, sokak hayvanları: Toplumun bütün ezilenleri bu şiddetin hedefi olabilir.
Uluslararası hatırlama ve yüzleşme politikaları hareketlerinin de temel cümlelerinden olan “Bir daha asla”yı yüksek bir sesle dile getirirken, bu türden politikaların demokratik, eşitlikçi ve özgür bir toplum için gerekliliğini de bir kez daha hatırlatıyoruz. 69 yıl sonra hâlâ:
1915, bir daha asla! 6-7 Eylül, bir daha asla!
Hayırsızada, bir daha asla!
Hepimiz Rumuz, Ermeniyiz, Yahudiyiz!