Darbe değilmiş: Mafya, çürüme, yozlaşma

29.05.2024 - 14:22
Haberi paylaş

Ankara’nın kenar mahallerinde her türlü suça bulaşmış bir çete emniyet, yargı ve siyasette kargaşa yaratabildi.

Günlerdir Ayhan Bora Kaplan çetesi, çeteye operasyon yapan polislerin gerçekleştirdiği usülsüzlükler, gizli tanık yapılan çete üyesinin polis korumasında Avrupa’ya kaçırılması, internetten yayın yaparak AKP’ye karşı örgütlenen komplo iddiaları konuşuluyor.

Bazıları hemen etiketi vurdu: Bu bir darbe. Üç polis şefi, iktidara komplo kurmak ve darbe girişiminde bulunmakla suçlandı.

Ankara emniyetinin tepesindeki bu üç isim şimdi hapiste. Fakat ortada bir darbe olmadığı, mafya, rüşvet, yolsuzluk ve hukuksuzlukla seyreden ilişkiler ağıyla karşılaştığımız anlaşıldı.

Bu çeteyi Türkiye, 15 Temmuz darbe gecesi ruhsatsız silahlarıyla TRT’nin önünde çektirilen fotoğrafla tanıdı.

Süleyman Soylu, bombalanan meclisten ayrılıp TRT'yi kurtarmaya gideceğini söylemişti. O gece orada bulunan CHP lideri Özgür Özel, Soylu'nun "gençlerle buluşacağım" dediği anekdotunu aktardı.

İddiaya göre Kaplan çetesini darbeye karşı direnişe çağıran Soylu'nun ayrıcalıklı akrabasıydı.

Türkiye'nin mafyalar ve çetelerle dolu olduğu biliniyor. Fakat son dönemde, kısa bir sürede kenar mahalleden çıkıp Ankara'nın lüks mekanlarına ve çeşitli şirketlere sahip olan hatta devlet bankalarından kredi almayı başarabilen bu çetenin hızlı büyümesi dikkat çekti.

Bazı kolluk görevlileri ve yargı üyelerinin bu çeteyi kullandığı iddia ediliyor. Bazı polis şeflerinin, rakibi polis şeflerine bu çete üzerinden savaş açtığı da söyleniyor. Nereden baksan yozlaşmışlık, çürümüşlük. 

  • Böyle bir olayı darbe olarak nitelendirmek, darbeleri sulandırmaktır. 27 Mayıs'tan 15 Temmuz'a uzanan ve sadece ordu tarafından yapılabilecek en büyük şiddet eylemini polisiye komplolarla bir tutmak büyük bir hatadır.
  • Bu çetenin yükselişi, başkanlık rejiminin kuruluşuna denk geldi. Elbette çok daha büyük mafyalar parlamenter sistem sürerken de vardı. Hala varlar. Fakat Türk tipi başkanlık sisteminin en büyük iddialarından biri devlet içi çok başlılığı gidermek, düzen ve istikrar sağlamaktı. Sadece Ayhan Bora denilen kişi ve etrafındaki çete üyeleri değil birçok başka olayla birlikte yeni rejimin hiçbir derde deva olmadığı görülmeli.
  • Bu çete, faşist bir çetedir. Faşist çetelerin üzerine gidilmeli, onlara var olma hakkı tanınmamalıdır. Komplo teorileri ortaya atanlar bu tiplerin tanıkları, şikayetçileri tehditle sindirmesine ve hapisten kurtulup kaldıkları yerden devam etmelerine olanak sağlıyor.

(Sosyalist İşçi) 

Bültene kayıt ol