Agos gazetesi kurucusu Hrant Dink'in katledilişinin 17. yılında yapılan anmalarda, öldür emri verenlerin üzerine gidilmediği ve etkin bir soruşturma yürütülmediği vurgulandı.
Ankara'daki anma İnsan Hakları Derneği tarafından şube düzenlendi ve Sakarya Caddesi'nde gerçekleşti.
Açıklamayı İHD Ankara Şube EşBaşkanı Aslı Viyan Saraç okudu:
"Gazeteci, insan hakları savunucusu, Derneğimizin üyesi ve sevgili dostumuz Hrant Dink 19 Ocak 2007 tarihinde katledildi. Kendisini bir kez daha sevgi, saygı ve minnetle anıyoruz.
Hrant Dink bu coğrafyada söylemlerinden, kimliğinden ve sisteme karşı duruşundan dolayı sistem tarafından her fırsatta ölümle tehdit edildi. Maalesef tehditlerin önüne geçilemediği için katledildi.
Hrant Dink, devletin ve devletle aynı dalga boyunda düşünen, hisseden, refleks gösteren kesimlerin sinir uçlarına dokunan, harekete geçiren 1915 Ermeni Soykırımı’nın tanınması talebinde ısrarcı olmak yerine Türkiye’nin demokratikleşmesi gereğini ve önemini savundu. O ilk kez Türk toplumuna bir Ermeni olarak, Ermenilerin tarihsel ve bugünkü varlığını, yaşadıklarını, Türkiye’de bir Ermeni yurttaş olmanın ne demek olduğunu anlattı, halklar arasında diyaloğu savundu, halkların birbirini anlaması adına sürekli kamuoyuna ve devlete çağrılar yaptı. Türkiye’de ilk olarak bir kişi televizyon ekranlarında bir Ermeni olarak konuştu, tüm açıklığıyla derdini anlattı. Devletin suç örgütleriyle iş gören karanlık odakları, Ermeni Soykırımı’nı tanımaya değil, Hrant’ın halkların birbirini anlama çağrısına; sadece BUNA, EVET, BUNA BİLE TAHAMMÜL EDEMEDİ. Onun kurduğu ve yönettiği Agos, bizlerin,bu ülkede yaşayan yurttaşların Ermeni gerçeğini anlamasında bu gerçeğe ulaşmasında bir deniz feneri işlevi gördü. Agos bir çığır açtı. İnsanlar, gittikçe daha çok sayıda insan, Türkiye’de Ermenilerin tarihini, Türkiye’de bir Ermeni olmanın hayâl edemeyeceğimiz gerçeklerini anlattı.
Katlinin gerçek failleri, düğmeye basanlar, yol boyunca her şeyden haberdar olanlar, bu katliama yol verenler, göz yumanlar yargılanmadı, Türkiye’nin en baştan beri ve hâlâ demirbaşı olan cezasızlık zırhı tarafından korundular ve korunuyorlar. Şunu da unutmamak gerekiyor ki bu katliamda tetikçi olarak kullanılan Ogün Samast da geçtiğimiz günlerde tahliye edildi.
Dink’in öldürülmesinin ardından geçen 17 yıla rağmen sorumlular hala ortaya çıkarıl(a)mamıştır. Sorumluların korunmasının nedeni bu konuda bağımsız, etkili ve kapsamlı soruşturmanın yürütülememesi, yani uygulanan cezasızlık politikasıdır. İnsan hakları savunucuları olarak cezasızlık politikasına hayır diyoruz! Dink cinayetinde etkili ve kapsamlı bir soruşturma talebimizi yineliyoruz.
Esasen, Türkiye bir bütün olarak geçmişle yüzleşmeli, bunun için bir hakikat komisyonu kurmalıdır. İnanıyoruz ki Hrant Dink cinayeti dâhil olmak üzere işlenen binlerce faili meçhul cinayet ancak bir hakikat komisyonu marifeti ile açığa çıkarılabilir. Ancak anlaşılmaktadır ki siyasal iktidarın hakikat komisyonu kurmaya cesareti bulanmamaktadır. Türkiye’nin artık bu gerçeği anlaması ve bu siyasal iktidarın da ötekiler gibi iktidar gücünü kullanan baskıcı bir mekanizmaya dönüştüğünü ve otoriterleştiğini anlaması gerekir.
İnsan hakları savunucuları olarak ülkemizde gerçek bir geçmişle yüzleşme sağlanana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz!
Hrant Dink’i, katledilişinin 17. yılında bir kez daha onu sevgi ve saygıyla anıyoruz…"
İzmir'deki anma ise Emek ve Demokrasi Güçleri'nce Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde düzenlendi.