Hrant’sız 17 yıl: Cinayete giden yol

18.01.2024 - 12:27
Haberi paylaş

Hrant Dink, devletin on yıllardır üstünü örtmeye çalıştığı Ermeni Soykırımı gerçeğini ve gayrı Türk düşmanlığını belgelerle ve sözlü anlatımlarla topluma aktaran gözü pek bir gazeteci olarak tanındı. Gazeteci kimliğinin yanı sıra Dink “iyi bir solcu ve iyi de bir Ermeni” idi. Dolayısıyla hem “sığ” hem de derin devletin hedefi haline gelen Hrant Dink, sık sık “Türklüğü tahkir,” “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” gibi suçlardan yargılandı. Bu davalardan ilki Hrant Dink’in 2002'de Urfa'da bir konferansta "Ben Türk değil Türkiyeliyim ve Ermeniyim" demesi üzerine açıldı. Dink, Türk Ceza Kanunu’nun meşhur 301. maddesine istinaden "Türklüğü aşağılamak" suçuyla üç yıl yargılansa da bu davadan beraat etti.

Hakkında açılan davalardan bir diğeri ise 6 Şubat 2004 tarihinde, kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni olduğu AGOS gazetesinde kendi imzasıyla yayınlanan “Sabiha Hatun'un sırrı” başlıklı haberde, Atatürk'ün manevi kızı Sabiha Gökçen'in aslında yetimhaneden alınmış bir Ermeni kızı olduğunu akrabalarının aktarımlarına dayanarak ortaya çıkarması üzerine başlayan saldırıların ardından gelmişti. Haberin 21 Şubat günü Hürriyet gazetesi tarafından “Sabiha Gökçen mi Hatun Sebilciyan mı” başlığıyla manşete taşınmasının akabinde 22 Şubat’ta Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği, “ulusal birlik ve beraberliğimizin en güçlü olması gereken bu dönemde,” başta basın olmak üzere tüm kesimleri duyarlı olmaya davet etti. Açıklamadan iki gün sonra İstanbul Valiliği’ne davet edilen Dink, Vali Yardımcısı Erol Güngör ve kendilerini Güngör’ün yakınları olarak tanıtan kişilerce yine Güngör’ün ifadesine göre “tehdit edilmedi, toplumsal infial için uyarıldı.”

13 Şubat 2004 tarihli başka bir yazısındaki “Türk'ten boşalacak zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni'nin, Ermenistan ile kuracağı asil damarında mevcuttur” ifadeleri bağlamından koparılarak Hrant Dink'e "Türklüğü neşren tahkir ve tezyif etmek" suçlamasıyla bir kez daha dava açıldı. Dink, atanan bilirkişinin olumsuz raporuna rağmen Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 7 Ekim 2005'te altı ay hapis cezasına mahkûm edildi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi kararı onayladı ve ceza kesinleşti. Hrant Dink'in davanın sonucu hakkındaki açıklamaları nedeniyle “yargıyı etkilemeye çalışmak” suçlamasıyla yeni bir dava daha açıldı. 

Ergenekon’un rolü hala karanlık

Bu süreçte daha sonra Ergenekon Terör Örgütü davasında da yargılanan Avukat Kemal Kerinçsiz ve (2021 yılında Doğu Perinçek’in danışmanı olarak Vatan Partisi’ne üye olan) dönemin Ülkü Ocakları Başkanı Levent Temiz tarafından defalarca hedef gösterilen Hrant Dink, yine Ergenekon sanıklarından Veli Küçük tarafından da telefonla aranarak tehdit edilmişti. Dink, tehditler ve hedef göstermeler sürerken, 19 Ocak 2007’de, o gün 17 yaşında olan Ogün Samast tarafından AGOS’un önünde arkasından sıkılan üç kurşunla vuruldu ve olay yerinde hayatını kaybetti. Dink’in 23 Ocak 2007’deki cenaze törenine yüz binlerce insan “Hepimiz Hrant’ız, Hepimiz Ermeniyiz” sloganıyla katıldı.

Trabzon Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şubesi, Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, istihbaratçı Erhan Tuncel ve Yasin Hayal gibi gedikli tetikçilerin bir araya gelmesini sağlayan ortak payda olan Ermeni düşmanlığı, soykırım inkârcılığı ve milliyetçilik, cinayetin ardından başlayan yargı sürecinde de etkisini gösterdi. Valiliklerin resmi görevliler hakkında soruşturma izni vermemesi, Dink ailesi ve avukatlarının taleplerinin dikkate alınmaması, zamanın ruhuna göre değişen iddianameler ve cinayetin arkasındaki örgütlenmenin ortaya çıkarılmaması gibi bir dizi gelişme, 17 yıldır gerçeklerin ortaya çıkmasını engelliyor. Nitekim başlangıçta Ergenekon sanıklarıyla olan bağlantılara odaklanılan dava sürecinde bu durum yıllar içerisinde yerini Fethullahçı emniyet ve jandarma görevlilerinin ihmallerini ön plana çıkaran iddianamelere bıraktı.

Tetikçiye tahliye!

18 yaşından küçük olduğu için yargılaması İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan Ogün Samast’a önce tasarlayarak kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet cezası verilse de bu süre yaşının küçük olması gerekçesiyle 21 yıl 6 aya düşürüldü. Yasak silah taşımaktan aldığı 1 yıl 4 ay hapis cezasının birleştirilmesiyle birlikte toplamda 22 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılan Samast, 15 Kasım 2023’te tahliye edildi ve kamu vicdanı bir kez daha yaralandı. Tahliyenin ardından açıklama yapan bakanlık, “Yasin Hayal ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve 14 yıl 22 ay 75 gün hapis cezasına hükümlü olup, koşullu salıverilme tarihi 25.07.2047’dir. Yine aynı suçtan diğer hükümlü Erhan Tuncel ise toplam 96 yıl hapis cezasına hükümlü olup, koşullu salıverilme tarihi 26/07/2040’tır.” ifadeleriyle Hayal ve Tuncel’in bir süre daha cezaevinde kalacağını bildirdi. Öte yandan bugüne dek cinayette ihmali ya da sorumluluğu bulunan kamu görevlilerinin bir kısmı beraat ettirildi veya verilen “cezalarla” bu kişiler adeta ödüllendirildi. Hrant Dink cinayeti ve dava süreci bir utanç vesikası olarak tarihe geçse de Hrant’ın Arkadaşları hala “biz bitti demeden, bu dava bitmez” demeye devam ediyor.

---

301

2002 yılından Nisan 2008’e kadar, “Türklüğü, Cumhuriyeti veya Devletin Kurum veya organlarını aşağılama” suçunu ele alan 301. maddeden toplam 1481 dava açıldı, 6745 kişi yargılandı, 745 kişi mahkûm oldu. Kovuşturmaya uğrayanlar arasında Orhan Pamuk, Hrant Dink, Ragıp Zarakolu, Eren Keskin ve Aydın Engin gibi isimler bulunuyordu. 

Irmak Yavlal

(Sosyalist İşçi)

 

Bültene kayıt ol