CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, hem iktidarın hışmı hem de partisinin milliyetçiliği ile karşı karşıya.
Bir TV programında söylediği sözler hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma açıldı. "Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama" ve "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama" ile suçlanıyor.
Sezgin Tanrıkulu ne dedi de bu girişim başladı?
"TSK'nın yaptığı her şey eleştiriden azade değil. Biz milletvekiliyiz bunları sorgularız."
"Bu Türk Silahlı Kuvvetleri değil mi 12 Eylül'de faşist darbeyi yapan? Bu ordu değil mi 15 Temmuz'da darbe girişimi yapan, köyleri yakan... Onlarca faili meçhul cinayet. Benim takip ettiğim davalar var. 15 köylüyü helikopterden atan TSK değil mi? AİHM kararıyla sabit hale gelen..."
"Biz soru sorarız, doğru olup olmadığını sorgularız. En azından TSK üzerinden bu tür şaibelerin kalkması amacıyla bunu sorarız… Bu kadar köyü yaktı? Daha yeni Roboski, Uludere oldu..."
Bunlar yakın dönem öncesine kadar genel kabul görmüş açıkça detaylı şekilde konuşulan gerçeklerdi. 1990'larda Kürt köyleri yakıldı, siviller infaz edildi. Bu açılan soruşturmalar, çıkmaza sokulan davalar ve Türkiye yasalarına göre kararları bağlayıcı Avrupa İnsan Mahkemesi kararları ile kayda geçirildi.
Şimdi bütün bunları söylemek suç haline getirildi. Üstelik 15 Temmuz darbe girişiminin arkasından. Orduyu eleştirmek yasak haline getirilmek isteniyor.
Üstelik bunu isteyenler sadece yargıyı siyasallaştıran ve düşünce-ifade özgürlüğünü yok AKP-MHP iktidarı değil.
CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, "Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun, milletimizin gözbebeği Türk Silahlı Kuvvetleri'ni töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez" diyerek soruşturmaya ve suçlamalara destek verdi. Ve partinin yetkili organlarında görüşüleceğini de ekledi.
Oysa Öztrak, 2004 yılında "terörle mücadeleden doğan zararları" kabul ve tanzim eden yasa tasarısına oy veren milletvekillerinden biriydi.
Eski ortağı İYİP ile birlikte, iktidarla milliyetçilik yarışına giren CHP, tam da değişim tartışmaları yaşanırken haki gömleğini giydi. Belki de insan hakları ve demokratik hakları savunan tek milletvekilini hedef haline getirme girişimine katıldı.
Tanrıkulu'nun başına gelenler düşünce ve ifade özgürlüğünün herkes için ne denli gerekli olduğunu gösteriyor.