Alper Görmüş - Hoşça kal Ronicim; seni yazılarının eşliğinde bana gönderdiğin yaşlılık/yaşlanma şiirlerinle uğurluyorum

21.07.2023 - 09:09
Haberi paylaş

Roni’nin biçime ve kurala önem vermeyen dağınık bir adam olduğu önyargısını nereden peydahlamış olabilirim? Rintmeşrep hallerinden olabilir mi? Olabilir. Çok olmasa bile ara ara oturduğumuz meyhane masalarındaki hali de katalizör rolü oynamış olabilir bu önyargıda; gözümün önüne izmarit dolu küllüğe bir sigara daha bastıran dumanlar içinde bir Roni görüntüsü geliyor.

Yani nedeni muğlak olsa da yargım kesindi: Roni öyle biriydi.

Serbestiyet’te yazması için aradığımda çok sevindiğini söyledi, tabii biz daha çok sevinmiştik. Bu arada önyargı sürüyordu: Kimbilir neler olacaktı? (Roni, yazılarının düzenli olarak Cumartesi sabahları yayımlanmasını istemiş sonra da eklemişti: “Her Cuma, karanlık basmadan yazılar elinde!..” Dış sesim: “Peki”, iç sesim: “Hay allah, keşke daha ‘gevşek’ bir anlaşma yapsaydık.”)

Sonrası şaşkınlık ve mahcubiyet. Roni hiçbir Cuma günü geceye kalmadı. Benim ona verdiğim “21:00’e kadar” sınırını hiç zorlamadı. Yazılara gelince… Beni orada da mahcubiyet bekliyormuş. ‘Dağınık’ yazılar beklerken ben, şaşkınlık içinde tek bir cümlesine, tek bir kelimesine dokun(a)madığım yazılarla karşılaştım.

(10 Aralık 2021)

  • Seni en disiplinli Serbestiyet yazarı ilan ediyorum Roni, bu terbiyen daim olsun:)

Cuma günleri yazılarını gönderdiğinde mutlaka bir mini WhatsApp sohbeti olurdu aramızda. Şimdi dönüp onları tek tek okuyorum yüzümde bir gülümsemeyle. Sanıyorum zaman zaman yapacağım bu işi.

30 Eylül 2022’de “bunlar benim yaşlılık/yaşlanma şiirlerim” diye iki şiir göndermiş, ardından bunu itiyat haline getirmişti. Böylece sohbet için yeni bir bahis de açılmıştı.

Yaprak Gölgeleri

Karşı evin duvarında,

parlayan camlar arasında

dantelli yaprak gölgeleri

siyah beyaz bir film sanki,

sürekli hareket halinde;

kıpır kıpır, koşar adım,

yetişecek gibi bir yere,

aceleymiş gibi işleri.

Uzatıp kafamı penceremden

bağırmak gelir sabahları içimden:

“Hem gidemeyeceksiniz bir yere

hem de geçicisiniz benden bile.”

Son Tren

Bozkırın orta yerinde

diz çöküp toprağa

tren geliyor mu diye

kulak dayamış gibiyim

uzayıp giden raylara…

Gelen kapkara bir tren

hızla önümden geçerken

atlayıp ben de giderim

diye düşünürdüm eskiden,

her neresiyse gittiği yer.

Ses vermiyor şimdiyse raylar.

Sallanan son eller sallanmış,

uçup dağılmış son duman,

ne gelen var, ne giden,

kapanmış bütün garlar,

kalkıp gitmiş son tren.

(28 Ekim 2022)

Hüzünlü müsünüz?

Çıkıp uçaktan Heathrow’da

doğru yeraltına indim.

Metroya bindim, oturdum,

yüz yüze geldim bir reklamla:

Bir gözyaşının altında,

“Hüzünlü müsünüz,

sürekli ve nedensiz?

Yardımcı olabiliriz.”

Bir psikoloji kliniği.

Yol boyunca düşündüm:

İlk bindiğimde bu metroya,

18 yokken yaşım daha,

ilgilenmez, güler geçerdim

çıksa bu reklam karşıma.

Niye gülemiyorum şimdi?

Niye cevabım evet?

(28 Ekim 2022)

  • Güzel şiir ama sen şu yaşlılık işlerine fazla sardırma.

(4 Kasım 2022)

  • Bu hafta yok mu yaşlılık şiiri?
  •  Yazı bittikten sonra 😁

İğne İplik

Yağmurlu havalarda vapurda olunca,

yol alınca damlalarla dalgalar arasında,

bir şey tamamlanır sanki insanın içinde

akar gibi dolanınca adaların kenarından:

İplik iğnenin gözünden geçmiş de,

her şey her şeye teyellenmiş gibi,

bir eksik nihayet giderilmiş gibi.

Bilir ama için için insan yine de:

her şeyden olduğu gibi

gelecektir eninde sonunda

bu vapurdan da inme vakti.

(4 Kasım 2022)

  • Çok güzel şiir. Adada yaşadığım iki yıl geldi gözümün önüne (2000-2002). Bilgi Üniversitesi yılları. Sabah 05:55 vapuruyla Kabataş’a, Akşam 15:40’la Kabataş’tan Büyükada’ya…
  • Teşekkür. Ama bu da yaşlılık şiiri. ‘Vapurdan inmek’ bir metafor…
  • Ya Roni tamam şair değiliz de o kadarını da anlıyoruz yahu. [Peki] Neden “ama?”
  • “yaşlılık işlerine fazla sardırma” demiştin ya. Yine sardırdığım için “ama”.
  • Ha, ok. Onu laf olsun diye dedim. Boşver, devam. Duygun neyse aktar gitsin.
  • Tam dediğin gibi. İyi şiir sahici olmak zorunda, yoksa iyi şiir olmaz. Gerçek duygunu aktarmazsan sahte olur.

(18 Kasım 2022)

Kapılar

Hafif yağmurlu bir sonbahar akşamı

rüzgârın kapıyı çarparak kapamasında

simgesel bir anlam aranmamalı.

Ne bir işaret bu, ne de kehanet.

Yer değiştiren havanın basıncıyla

kapının basitçe hareketlenmesi sadece.

Bu arada, evet, artık kapanmış kapılar,

çok daralan yollar da olabilir hayatımda.

O başka.

(25 Kasım 2022)

  • Ve yepyeni, birkaç gün önce tamamlanmış bir şiir:

Kamyonlar

Hafriyat kamyonları geçti dün önümden yine,

arka arkaya üç tane, dopdolu, tepeleme,

harf taşıyorlar bir yerinden kentin bir yerine.

Önde gidene g’ler yüklenmiş, e’ler ikincisine,

arkadakinde karışmış harfler birbirine.

Kim ısmarlar bunları?

Kim ne yapar bu kadar çok harfle?

Kamyon dolusu karmakarmaşık olasılık.

Teslim alıp birileri bu harfleri bir yerlerde

dönüştürebiliyor mu acaba anlamlı bir bütünlüğe?

Çok denedim, çok istedim,

beceremedim ben. Hep harf kaldı harfler elimde,

ne bir kelime oluşturabildim, ne de bir cümle.

(16 Aralık 2022)

Sadece

Ilık bir odanın penceresinden

uçtuğu anda dışarı

sineğin bir kanadı kopuverse rüzgârda;

kazan dairesinde bir tekir kedi,

kalorifer dumanlarının arasında

sabaha kör uyansa,

orta yaşlı bir bakkal

bacaklarını kaybetse,

ikisini de, araba kazasında;

iki çocuklu emekli bir kilimci

sağır olsa yanı başında

bir tüpün patlaması sonucunda;

kilimci ve bakkal, kedi ve sinek,

devam eder hiçbir şey olmamış gibi.

Ne yürümek önemli çünkü, ne işitmek,

ne görmek, ne uçmak herhangi bir yere,

öyle ya da böyle,

yaşamak sadece.

Yaşamak sadece.

(16 Aralık 2022)

  • O gün ilk açtığımda okumayınca sonra dalgaya geldim. Şimdi okudum. Valla Roni (genç Roni kızmasın), bunlar ‘gençlik şiirleri’nden daha güzel bence.
  • Eksik olma. Yaşlılık biraz da ustalık demek belki de.

(27 Ocak 2023)

Birden

Tutunmuş ucuna uzun bir dalın

sorunsuz sandığı bir dünyada

usul usul salınırken rüzgârda

hafifçe sararmış bir yaprağın

kopup düşmesi gibi yere birden,

evlere yakın uçmayı seven

kıvrak, oynak bir güvercinin

hızla çarparak şeffaf camına

dışa doğru açılan bir pencerenin

baygın düşmesi gibi yere birden,

bana da bir şey oldu birden.

Nasıl oldu?

Ne zaman oldu?

Anlayamadım.

Hiç beklemiyordum.

Yaşlandım birden.

(27 Ocak 2023)

  • Ya Roni, şiir çok güzel ama üzüyorsun beni. O kadar da dertlenme. Senden daha ‘abi’ler var bu fasılda.

(20 Mart 2023)

Yolun Sonu

Uzun yol kaptanlarıyla

TIR şoförleri eskiden

çok garip gelirdi bana.

Git git bitmez yollarda

aylar yıllar boyunca

varamadan insan nasıl yol alır?

Şaşardım hep, nasıl sabreder,

nasıl dayanır sonsuz yollara?

Biliyorum ki şimdi oysa

(yaklaşırken yolun sonuna)

uzun yol dayanılmaz değilmiş,

yanlış düşünmüşüm onca zaman:

Hiç bitmemesi değil yolun,

bitmesiymiş korkutucu olan.

(30 Mart 2023, Perşembe)

  • Editör Kardeş, yarın hastanede bir işim var, ne olur ne olmaz, iş uzar kaygısıyla, C’tesi yazımı bugünden yazdım. gönderiyorum. Ama biz yine C’tesi yayına sokalım tabii.

(14 Nisan 2023)

  • Bugüne kadar yazı gönderdiğim en geç saat!
  • Hay allah, ben de 19:57’de gruba “Roni de cıvıttı” diye yazmıştım, keşke bir dk daha bekleseymişim. Şaka şaka. Bu diyarın en disiplinli Roni’sisin:)

(14 Nisan 2023)

Sebep

Karanlık bir koridorda,

kalabalık bir yol kenarında,

sahilde, tatilde, bakkalda,

bir korku düşerdi bazen

gençken içime durduk yere,

anlamsız, soyut, aptalca…

Geçer giderdi hızla sonra,

anlaşılmazdı ne olduğu,

neden olduğu.

Arada bir şimdilerde

yine düşüyor içime

birden midemi tırmalayan,

kalbimi bir el gibi sıkan,

beklemediğim bir korku.

İşin kötüsü artık şimdi

ne soyut ne de aptalca,

anlamlı ve gerçekçi.

Ve çıkmıyor aklımdan sebebi.

(14 Nisan 2023)

  • Tenks. Bunlar kitap olacak di mi?
  • Elbette. Seneye olur herhal.

(9 Mayıs 2023)

  • Ronicim nedir vaziyet? Oldun mu ameliyat?
  • Ameliyat yok, bugün kemoterapi başladı. Ölmeyi düşünmüyorum 😄
  • Roniler ölmez proletarya bölünmez!
  • İlk kemoterapim tamamlandı, eve döndüm, hiçbir yan etki yok, şimdilik zımba gibiyim!

(9 Mayıs 2023)

  • Yukarıda (25.11 tarihinde) “Kamyonlar” başlıklı ve hafriyat kamyonlarıyla ilgili bir şiir göndermiştim sana. Bu onun küçük oğlu:

Ö ve ü

Harfler döküldü hızla giden kamyonun kasasından,

uçuştular soğuk rüzgârda yerlerini arar gibi bir süre,

yol kenarına yığıldılar sonra. Bir ö çarptı gözüme,

ardından bir de ü gördüm. Dönüp sırtımı yürüdüm.

Bildiğim bir şeyin gerek yoktu altının çizilmesine.

***

Roni, Serbestiyet’e gönderdiği son yazısına “ö” ve “ü”ye dair bu şiiri iliştirmişti.

Hoşça kal Ronicim.

Alper Görmüş

(Serbestiyet)

 

Bültene kayıt ol