Emek güçlerinin, sivil toplum güçlerinin depremin olduğu kentlerdeki depremzedelerle yardımlaşmak ve dayanışmak için gösterdiği çaba çok önemliydi. Eğitim-Sen’de bu örgütlenmeyi ilmek ilmek ören bir dayanışma ağı oluşturdu. Birazcık da olsa acıların iyileştiğini görmek, bir araya gelip neler yapabileceğimizi konuşmak, bu felakete yol açan ihmaller zincirini sorgulamak, taleplerimizi tartışmak, aslında bu yıkımın nedeninin ve sonucunun siyasi bir karşılığı olduğunu paylaşmak önemliydi. Özellikle böyle dönemlerde örgütlü olmanın değerli olduğunu bir kez daha gösterdik.
Bütün Eğitim-Sen şubeleri depremin olduğu günün hemen arkasından önemli bir yardım merkezi oldu. Birçok eğitim emekçisi kolilerce giysi, temizlik, kuru gıda vs yardım malzemesi hazırladı. Koliler insan zinciriyle kamyonlara yüklendi. Halen bölgede en önemli ihtiyaç barınma. Çadır, ısıtıcı, kuru gıda, iç çamaşırı en çok duyulan ihtiyaçlar.
Sendikadan birçok kişi deprem bölgesine gitti, KESK acil merkezinde yardım çalışmalarına katıldı, bölgedeki depremzedelerle iletişim halinde oldular, onların yiyecek, içecek, giyecek ihtiyaçlarının giderilmesi için çalıştılar.
Eğitim Sen, eğitim emekçileri ve veliler için, “Deprem Travması Yaşayan Çocuklara Nasıl Yaklaşılmalı?” konulu bir kitapçık hazırladı.
Pandemi döneminde okulların uzun süre kapalı kalması ve uzaktan eğitimin olumsuz psikolojik etkileri hala atlatılamamışken, üniversiteler için alınan uzaktan eğitim kararının geri alınması için, YÖK’e çağrı yaptı.
Buraya gelen veya bölgede kalan depremzedelerle ilgili işlerin planlanması ve ilişkilerin organize edilmesi için komisyonlar kurulup, dayanışmaya devam edilecek.
Berna (Eğitim Sen üyesi)