Antifaşistler seslerini yükseltmeli

26.01.2023 - 10:45
Haberi paylaş

Ülkü Ocakları eski başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesi, tüm tehditlerine rağmen MHP'yi zor durumda bırakmaya devam ediyor.

Tamamı MHP ile bağlantılı 13 kişinin ardından, iki kişi daha tutuklandı.

Üç kişi ise tekrar gözaltına alındı. Bunlardan biri suikast sonrası tetikçiyi kaçırdığı iddia edilen Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demir. Cinayetteki rolü kısa sürede duyulan bu şahsın, tetikçiyi birilerine teslim ettikten sonra MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz'un evine gittiği; burada polis tarafından gözaltına alınsa da, savcılık tarafından serbest bırakıldığı biliniyordu. Günler sonunda tekrar gözaltına alındı ve tutuklandı.

Diğerinin bazı ülkücü çevreler tarafından azmettiricilikle suçlanan MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın özel kalem müdürü olduğu söylendi. Yalçın, partilerinde sigortalı olarak böyle birinin çalışmadığını duyurdu.

Semih Yalçın sıradan bir MHP'li değil. Kendisini birçok kesime yönelttiği tehditlerden, çoğu eski MHP'li 45 kişinin Ülkü Ocakları üyeleri tarafından dövülmesini savunmasından tanıyoruz. Faşist partideki hiyerarşide Devlet Bahçeli'den sonraki kişi olarak duruyor.

Diğer bir isim ise MHP'li avukat Serdar Öktem. Hem tetikçilerin başının hem de ona para gönderen MHP İstanbul il yöneticisinin avukatı.

Suikast sonrası yaptığımız ilk değerlendirmedeki tespitler, son iki tutuklamayla tekrar doğrulandı: AKP'nin küçük ortağı MHP sıradan bir sermaye partisi değildir. Devlet içinde kendi örgütlenmesine sahip, demokrasiyi istismar ederek örgütlenen bir faşist partidir.

HDP'yi kapatmayı bütünüyle siyasi saiklerle savunan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise şiddet ile bildik ilişkisi ortaya dökülen MHP'yi görmezlikten geliyor. Ateş soruşturmasına kolluk ve yargıda yapılan müdahalelere bakıldığında devlet içinde kadrolaşan bu yapı daha da berraklaşıyor.

15 Temmuz darbesi sonrası devlet içindeki büyük güç kazanan MHP'nin başı bu kez belada:

► Sinan Ateş suikastı konusunda medyaya sızan haberlere bakıldığında, devlet içindeki kliklerin ve özellikle ülkücü görevlilerin bölündüğü görülüyor.

► MHP, Türkiye'de faşist hareketin ana partisi olsa da içinden (1990'larda kopan BBP'nin üzerine) biri iri (İYİP), diğeri cılız fakat etkin (Zafer Partisi) iki parti kopmuş durumda. Ülkücü hareket arasındaki rekabet, devlet içindeki kadroların bölünmüşlüğünden seçmenlerİ arasında bölünmüşlüğe uzanan sonuçlar üretiyor.

► Devlet Bahçeli, iktidar için kendisine mecbur olan ve her dediğini yapan Erdoğan'a bu kez borçlanmış gözüküyor.

► MHP'nin tüm yasallık iddiaları kuşkulu hale geliyor ki faşistler bunu hiç istemez ve devlet desteğine mecburdurlar. Eğer Erdoğan ve AKP genel seçimlerde yenilirse MHP'nin "altın dönemi" de son bulabilir.

Tüm bunlar, faşizme karşı mücadelenin şimdi ne kadar gerekli ve etkili olma potansiyeli taşıdığını gösteriyor. 

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol