Gerçek yargılama yapılana kadar mücadeleye devam!

12.01.2023 - 09:35
Haberi paylaş

Hrant Dink 19 Ocak 2007 tarihinde öldürüldü. Cinayet sonrası başlayan yargılamada cinayetin on dokuz sanığı ile ilgili İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Mahkeme tarafından 17 Ocak 2012 tarihinde karar oluşturuldu. karara hem davanın müdahil avukatları, hem de Savcılık tarafından itiraz edildi, karar Yargıtay tarafından “cinayetin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlendiği” gerekçesiyle bozuldu ve tekrar yargılama başladı. Bu yargılama devam ederken 2015 yılında kamu görevlileri hakkında düzenlenen iddianame ile açılan dava dosyası ile bu dosya birleştirildi, yargılamaya İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi.

Avukatlar, AİHM tarafından 14 Eylül 2010 tarihinde, cinayette sorumluluğu olan görevliler hakkında etkin bir soruşturma yapılmaması sebebiyle Hrant Dink’in yaşam hakkının ihlal edildiği kararı cinayetten sorumlu olan kamu görevlileri hakkında yeniden suç duyurusunda bulundular. Uzun yıllar sonra da olsa 15.12.2015 tarihinde ve 10.05.2017 tarihinde, cinayette sorumluluğu olduğu, cinayete iştirak ettiği iddia ve beyan edilen, ağırlığı devlet görevlilerinden oluşan kişiler hakkında iddianame düzenlendi. Ama bir çok eksiklik hemen göze çarptı ve hepimizin bildiği gibi etkili soruşturma yapılmadı.

Örneğin, cinayete giden süreçte, Hrant Dink’e yönelik linç sürecini örgütleyenler hakkında etkili bir soruşturma yürütülmemiş ve cinayete giden süreçte yer alan kişilerin cinayet ile bağlarını açığa çıkartmaya yönelik soruşturma derinleştirilmemiştir. Cinayete giden süreçte Hrant Dink'e yönelik linç sürecini örgütleyen kişiler soruşturulmamış, soruşturulan ve şüpheli sıfatı ile ifadeleri alınan Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz ile Oktay Yıldırım hakkında da etkili bir soruşturma yürütülmeksizin takipsizlik kararı verilmiştir.   

Somut olarak cinayetin kim veya kimler tarafından ve hangi süreçlerden geçirilerek karara bağlandığı açığa çıkarılamamıştır.

26 Mart 2021 tarihinde mahkeme tarafından karara bağlanan dosyada haklarında beraat kararı verilen bir kısım sanıklar Hrant Dink’in Yasin Hayal tarafından öldürüleceğini bildiren yazılı somut bilgi kendilerinde olmasına rağmen, kasıtlı olarak Hrant Dink’e yönelik şahsi, fiziki ve mekânsal koruma tedbirlerinin alınması için gerekli işlemleri yapmamış ve kararları almamışlardır. Üstelik cinayetin işlenmesi sonrasında cinayetteki sorumluluklarını örtmek ve savunma argümanlarına dayanak olmak üzere gerçeğe aykırı belge düzenletmişlerdir ve cinayetteki sorumluluklarını örtmeye yönelik uğraş içerisine girmişlerdir.

Mahkeme tarafından bazı şahıslar hakkında "Başkasını Araç olarak Kullanmak Suretiyle Adam Öldürmek" suçundan veya "Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi" suçundan cezalandırılmalarına yönelik hüküm kurulması gerekli iken haklarında beraat kararı verilmiştir.

Dink ailesinin avukatları, itirazlarını şöyle özetliyor: Cinayet öncesinde Hrant Dink'in yaşamına yönelik güçlü bir tehdit atmosferi bulunduğu, Hrant Dink’in saldırıların odağında olduğu, ölüm tehditleri aldığı ve/veya Hrant Dink’in öldürüleceği Trabzon İl Jandarma Komutanlığı, Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü, EGM İstihbarat Daire Başkanlığı, İstanbul Valilik görevlileri ile Milli İstihbarat Teşkilatı görevlilerinin bilgisi dahilindedir. Buna rağmen Hrant Dink’in yaşamanın korunmasına yönelik koruma tedbirleri alınmamıştır, cinayeti tasarlayan örgüte yönelik cinayet öncesi operasyon yapılmamıştır ve bu yolla Hrant Dink’in öldürülmesi olanaklı hale getirilmiştir.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi kararına karşı tarafımızdan ana başlıklarla yukarıda belirttiğimiz noktalarda itiraz ettik. Dosya şu an İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi önünde ve henüz bir karar çıkmamış durumda. İtiraz ettiğimiz mahkeme kararında 65 kişi hakkında hüküm verildi, firari sanıkların dava dosyası tefrik edildi, yargılama devam ediyor.

Hrant Dink, Ermeni, sosyalist ve gerçekleri açıklamayı her şeyin üstünde tutan bir gazeteci olduğu için öldürüldü. Bizler, cinayetten 16 yıl sonra, “Hepimiz Hrant’ız hepimiz Ermeni’yiz!” demeye ve onun mirasını savunmaya devam ediyoruz.

Hrant Dink’i katledenler kendilerine benzememizi istiyordu. Başaramadılar, Hrant Dink’e benzeyenlerin sayısı her gün daha da çoğalıyor.

19 Ocak 2023'te, saat 15:00'te yine 23,5 Hafıza Mekanı önünde (eski Agos bürosu), onu vurdukları yerde Hrant Dink'i anıyoruz.

(Yazıda Dink ailesinin avukatlarından Hülya Deveci’nin Enternasyonal Sosyalizm dergisinin 10. sayısında yayınlanan “Hrant Dink Davası Süreç Özeti” başlıklı makaleden faydalanılmıştır.)

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol