Bir devlet geleneği: Alevilere baskı

08.08.2022 - 13:33
Haberi paylaş

Aleviler Cumhuriyetin ilk günlerinden itibaren sayısız kez baskıya ve katliama maruz kaldılar. Zaman zaman devletin, zaman zaman derin devlet güçlerinin ya da sık sık faşistlerin örgütlediği saldırılarda onlarca Alevi katledildi. 

Koçgiri katliamı, Dersim katliamı, onlarca yaşlı insanın katledildiği ve doğrudan devletle iş birliği halindeki faşistler tarafından örgütlenen Maraş katliamı, Çorum’da işlenen cinayetler ve Gazi katliamı hemen aklımıza gelen örnekler. Bu katliamların bazıları, örneğin Maraş katliamı apaçık pogromlar olarak örgütlendi.

Alevilere yönelik en ağır saldırılardan birisi 1993 yılında Sivas’ta gerçekleşti. 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta düzenlenen Pir Sultan Abdal şenlikleri sırasında Madımak Oteli bir linççi kalabalık tarafından kuşatıldı. Şenliklere katılmak için gelen sanatçılar Madımak Oteli’nde kalıyordu. Linççi kalabalık oteli yakmaya başladı. Yazarlar, ozanlar ve iki otel çalışanı yanarak ya da dumandan boğularak öldü.  

Tarihe yayılan bu sistematik baskı ve katliam politikalarına hemen son verilmelidir.

• Alevi kimliği resmen tanınmalıdır.

• Mezhepçi Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılmalıdır.

• Alevi köylerine cami yaptırma politikalarından vazgeçilmelidir. Bugüne kadar yapılan camiler derhal bir kararname ile cemevine çevrilmeli ve bu köylerdeki imamlar derhal geri çağrılmalıdır.

• Cemevlerine derhal "ibadet yeri" statüsü verilmelidir.

• Nefret söylemine karşı en ağır yaptırımlarla mücadele edilmelidir.

• İktidar, siyasal kutuplaşmaya son vermeli ve dini bu kutuplaşmanın bir aracı olarak kullanmamalıdır.

Bültene kayıt ol