Merkez'in doları yok, faturayı biz ödüyoruz

18.10.2021 - 17:12
Haberi paylaş

Dolar 9.30'u aştı, bazı tahminlere göre 9.80'e kadar çıkabilir. 9,25'e ulaşmadan Merkez Bankası'nın müdahale edeceği beklentisi vardı ama etmiyor, edemiyor. Çünkü kasasında döviz yok ve 40 milyar dolar borcu var.

Sadece son bir ayda dolar yaklaşık 1 lira pahalılandı. Türkiye’nin 450 milyar dolarlık dış borcunun TL karşılığı, 450 milyar lira daha yükseldi. Şirketler ve devlet, borçlarını ödemek için halkın cebinden biraz daha fazla para alacaklar.

Üstelik bütün bu artışlar yaşanırken dünya piyasalarında dolarda bir yükselme yok.

Bütün bunlar Türkiye kapitalizminin son yıllarda geçtiği cumhurbaşkanlığı rejiminin sonuçları. Cumhurbaşkanlığı rejiminin bir uzantısı haline getirilen Merkez Bankası başkanı da eski bir AKP’li vekil zaten.

Büyük bir hızla kaosa doğru

Hepimiz başımıza gelecek yeni felaketleri bekler durumdayız. Mazotun litresi 8 lirayı geçti. 

Asgari ücretin satınalma gücü son bir yılda yüzde 30 azaldı. Gıda fiyatları yüzde 50-100 arasında zamlandı.

Ürünün en bol olması gereken zamanda patatesin kilosu 4 lira. Özellikle ithal tarım ürünlerinde, döviz kurundaki artışlar nedeniyle yapılan zamlar herkesin mutfağına ve sofrasına yüksek pahalılık olarak yansıyor. Yoksulluk giderek derinleşiyor…

10 bin liranın altında geliri olanlar yoksul sayılıyor, 85 milyon nüfusun 55 milyonunun geliri 10 bin liranın altında. Sadece 1 milyon kapitalist ve iktidarın yakın çevresindeki insan refah içinde yaşıyor. 1 milyon insanın refahı için 84 milyon insan ağır bir sömürü altında.

Sadece Eylül ayında on bine yakın esnaf iflas ederek kepenk kapattı.

On binlerce lira maaş alan iktidar sözcüleri, iktidar medyası ise durumu yumuşatmaya çalışıyor.” Zamlar yapılıyor ama mini mini yapılıyor” diyen de var “ben Türkiye’de yoksul olduğuna inanmıyorum” diyen de var.

TÜİK yıllık enflasyona yüzde 20 diyor ama bağımsız araştırmacılar grubu ENAG, yüzde 45 olarak açıklıyor. Hükümet ve işverenler TÜİK verilerini çalışanlara ve sendikalara karşı dayatarak ücretlere enflasyonun çok altında zam yapmak için kullanıyorlar. Sonuçta, yüzde 10 oranlarında ücret artışları yoksullaşmayı daha da artırıyor.

Sonuç ekonomide deprem…

Bültene kayıt ol