İçişleri Bakanlığı, Ankara’yı 2 Eylül tarihinden itibaren göçmenler için geçici koruma kaydına kapatmış, başka illerde kayıtlı olup fiilen başkentte ikamet eden Suriyelilerin, kayıtlı olduğu illere geri gönderileceğini açıklamıştı. Bu kararın ardından, AKP’li ilçe belediyeleri tarafından Suriyelilerin yoğun olarak yaşadığı bazı mahallelerdeki evler yıkılmaya başlandı.
Özellikle Altındağ ve Keçiören ilçelerinde yıkım faaliyeti son hızla devam ediyor. Belediye ekipleri, oturmaya uygun olmadığı, gecekondu olduğu gerekçesi ile ama sadece göçmenlerin oturduğu evleri yıkıyorlar.
Ankara'da kayıtlı 102 bin 175 Suriyeli göçmenin yaklaşık yüzde 80'i Altındağ'da yaşıyor, geri kalanların büyük kısmı da Keçiören’de ikamet ediyor.
Ankara’da ikameti olmayan göçmenlerin kalmasının en önemli sebebi işsizlik
Kayıtlı oldukları illerde iş bulamayan göçmenler, iş bulmak için büyük kentleri tercih ediyorlar. Buldukları işlerde ortalama 2 bin lira gelir elde edebilen göçmenlerin yaşadıkları evler çoğunlukla gecekondu.
Bu evler hakkında yıllar öncesinden gelen ama bugüne kadar uygulanmayan yıkım kararları var. İlçe belediyeleri şimdi bu yıkım kararlarını uygulamaya başladılar.
Ankara Altındağ’da şimdiye kadar 200 civarında ev belediye ekipleri tarafından yıkıldı. Yıkılan evlerde kalan Ankara kayıtlı göçmenlere, “Altındağ dışından ev aramaları” tavsiye edildi.
Evleri yıkılan göçmenlere Altındağ’ı terk etmeleri söyleniyor
Göç İdaresi yetkilileri Altındağ’da tekrar ev bulacak Ankara kayıtlı göçmenlere, Kızılay yardımlarının iptal edileceğini duyurdu. Bu karar aslında hukuka aykırı, çünkü İçişleri Bakanlığının genelgesinde böyle bir hüküm yok. Ama bu tarz uygulamalarla Altındağ ilçesi göçmenlerden arındırılmaya çalışılıyor.
Aynı uygulama, hukuksuz bir şekilde Keçiören ilçesinde de başlatılmış durumda. Önce Ankara kayıtlı bile olsa göçmenlerin evleri yıkılıyor, sonra kalmak istiyorlarsa, başka bir ilçeye gitmeleri gerektiği söyleniyor.
Muhalefet ve iktidar göçmen düşmanlığında yarışıyorlar
Muhalefetin göçmen düşmanı söylemleri devam ederken, iktidar da göçmenlere yönelik ırkçı, ayrımcı uygulamalarının dozunu giderek artırıyor.
Göç İdaresi başta olmak üzere, belediyeler, güvenlik görevlileri, hatta göçmenlere yardım etmekle görevli kuruluşlar, örneğin Kızılay; göçmen düşmanı bir tutuma doğru hızla yol alıyor.