Antikapitalist Çalışanlar: Toplu sözleşme düzeni istiyoruz

12.09.2021 - 16:13
Haberi paylaş

Antikapitalist Çalışanlar'dan mücadele çağrısı.

İşçi sınıfını sefalet ücretlerine, yoksulluğa ve açlığa mahkûm etme çabalarının ardı arkası kesilmiyor.

Ağustos ayında kamudaki toplu iş sözleşmesi sürecinde yetkili konfederasyon olan Memur-Sen, 2022 için yüzde 21 maaş artışı + yüzde 3 refah payı artı 600 TL önceki dönem kaybı talep etmişti. Yani 2022 yılı için toplamda yüzde 39 maaş artışı talep etti, buna karşın 2022 yılı için altışar aylık dilimler halinde yüzde 5+7 maaş artışına imza attı.

2023 için ise yüzde 17 maaş artışı + yüzde 3 refah payı teklifine karşılık altışar aylık dilimler halinde yüzde 8+6 oranına imza attı. İki yıl için toplamda % 67 oranında zam talebiyle oturduğu masadan yüzde 26’lık zamla kalkan Memur Sen’in bıraktığı yerden bu kez de kamuda çalışan işçiler adına toplu sözleşme masasına oturan Türk-İş ve Hak-İş’e bağlı sendikalar işçileri masada satmaya devam ediyor.

Demiryol-İş, Yol-İş, Harb-İş ve Öz Sağlık-İş’in, zorunlu olmadıkları halde, konfederasyonlarının hükümetle anlaştığı zam oranına imza atması, bu iş kolunda çalışan 200 bin civarında işçiyi açlığa mahkûm etti.

Ağustos ayında memurlara verilen yüzde 12 zam oranı bu kez de işçilere reva görüldü. İşverenler sarı sendikalarla el ele vererek memura ve işçiye verilen zam oranlarını aynı yüzdelik dilimde tutuyor. İşçiye yüzde 12 zam verileceği memura reva görülen zamdan belliydi. Toplu sözleşmelerde hangi iş kolunda olursa olsun hükümetin kabul ettirdiği oranlar diğer iş kollarındaki toplu sözleşmelere de yansıyor. Bunu ortadan kaldıracak tek güç işçi sınıfının kendisidir, kendi eylemidir.

Memur ve işçi ayrımı egemenler tarafından işçi sınıfını bölmek için ortaya atılmış kavramlardır. Emek gücünü satarak yaşama tutunmaya çalışan herkes işçi sınıfının birer parçasıdır. Memur veya işçi hiç fark etmiyor hepimiz bu yoksulluğu hep beraber yaşıyoruz. Mücadele etmeyen, grev hakkını savunmayan sendikalar ve patronları binlerce lira maaş alıyorken, koltuklarını korumak için işverenlerle kapalı kapılar ardında pazarlıklar yapıyorken, hissedilen enflasyon yüzde 60’ları geçmişken, çalışanlara yüzde 12’lerle adeta sus payı veriliyor. Toplu görüşmelerden sonra yetkili sendika yöneticileri tarafından yapılan şu açıklama çoğu şeyi özetliyor “en iyi sözleşme, masada biten sözleşmedir.”

Toplu sözleşmeler masada değil sokakta, grev alanlarında, mitinglerde kazanılır.

Bu sözleşmelerde, Türkiye işçi sınıfının içinde sermaye tarafından ucuz iş gücü olarak kullanılan ve sömürülen mültecilerle ilgili herhangi bir madde bile yok. Mülteci işçiler güvencesiz bir şekilde ölümüne çalıştırılıyor, onların hayata tutunma çabası patronların sermayelerine sermaye katıyor.

Antikapitalist çalışanlar olarak bizler işçi sınıfına reva görülen bu zamları kabul etmiyoruz.

Toplu görüşme değil, grev hakkını da kapsayan toplu sözleşme düzeni istiyoruz. Sendikaları, Türkiye işçi sınıfının bir parçası olan mülteci işçileri örgütlemeye davet ediyoruz.

Ancak birlikte mücadele edebilirsek kazanabiliriz.

Antikapitalist Çalışanlar

Bültene kayıt ol