İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, yaptığı açıklamada şu andaki pandeminin aşısızlar pandemisi olduğunu belirterek, “Sonbaharda kapalı ortamlara geçişle beraber vaka sayılarının daha da artacağı ve 4’üncü pik zirvesinin daha da yukarıya çıkacağı şeklinde kaygılarımız var” dedi. Dr. Lütfi Çamlı şunları söyledi:
“Yoğun bakımlarda, hastanelerde yatanların büyük bir kesiminin, yüzde 90’ından fazlasının aşısızlar olduğunu biliyoruz. Pandeminin uzaması yeni varyantlara, yeni varyantlar da yeni piklere yol açıyor. Dolayısıyla aşısızlar toplum sağlığı açısından bir risk oluşturuyorlar.
Vaka artışlarında Delta varyantı etkili oldu
Sonbaharda kapalı ortamlara geçişle beraber vaka sayılarının daha da artacağı ve 4’üncü pik zirvesinin daha da yukarıya çıkacağı şeklinde kaygılarımız var. Öncelikle kontrolsüz, kademesiz bir açılma sağlandı. Henüz epidemiyolojik veriler, bu kadar kontrolsüz bir açılımı düşündürmezken bir anda neredeyse tedbirlerin tamamına yakını ortadan kaldırıldı. İkincisi, Delta varyantının bütün dünyada giderek baskın hale geldiği bilindiği halde bu varyanta karşı özel tedbirler alınmadığı gibi, Delta varyantının yoğun olduğu ülkelerden örneğin Rusya’dan, İngiltere’den yeterince kontrol yapılmadan, karantina tedbirleri uygulanmadan turist gelmesine izin verildi. Özellikle bu turistlerin yoğun geldiği Antalya’da o dönemde yoğun bir vaka artışı olduğunu biliyoruz. Bayram hareketliliği sırasında da bunun tüm yurda yayıldığı şeklinde düşüncelerimiz var.
Aşılama düzeyi yetersiz
Etkin toplumsal bağışıklığa ulaşacak bir aşılama seviyesinden uzak durumdayız. Özellikle Delta varyantı gibi bulaşıcılığı daha yüksek bir varyanta toplumsal bağışıklık için en az yüzde 80’lerin aşılanmasını gerektiğini biliyoruz. Bu aşılama 2 dozu tamamlamış kesimler için geçerli. Oysa bugün ülkemize baktığımızda, bu oran yüzde 42-43’ler civarında. Kaldı ki bu kontrolsüz açılmanın toplumda yarattığı bir rehavet duygusu da var. Artık pandemi öncesi dönem gibi yaşayabiliriz gibi bir algı oluşturuyoruz ve baktığınız zaman restoranlarda, kafelerde, parklarda fiziksel mesafelerin korunamadığı, maskesiz kapalı ve havalanması olmayan ortamlarda bir takım sosyal etkinliklerin devam ettiğini, düğünlerin, taziyelerin devam ettiğini gördük. Bütün bunların bir araya gelmesi yeni bir pik oluşmasında etkili oldu.
Aşısızları ikna etmek gerekir
Kişilerin aşı olmak istememesinin muhtemel nedenlerine bakmak gerekir. Burada bir aşı karşıtı grup var ki, bunlar aslında çok küçük bir grup. Çok daha büyük ölçüde aşı tereddütleri olan bir kesim var. Bu tereddütlerin temelinde de özellikle sağlığı yönetenlere karşı bir güvensizlik söz konusu. Toplumun bu konuda güven oluşturucu, bilime dayalı açıklamalara ihtiyacı var.
Aşısızlar toplum sağlığı açısından bir risk oluşturuyorlar. Özellikle kamusal alanda bu kişilerin aşılarını olmuş kişilerle bir araya gelmesi riskli. Aşı belirli durumlarda yasal olarak zorunlu hale getirilebilir.“
(Sosyalist İşçi)