Melih Bulu, 2021’in hemen başında Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmıştı. 2016-2020 arası yıllarda bu görevi yürüten Mehmed Özkan da seçilerek gelmemişti. Ancak üniversitenin içinden olduğu için bu kadar büyük bir tepkiyle karşılaşmadı. Melih Bulu ise 8 yıl Boğaziçi’nde ders verdiğini iddia ediyor, ancak resmi kayıtlarda böyle bir iz yok. O kayyum rektör olarak atandığı andan itibaren, üniversitede muazzam bir direniş başladı.
Fitili öğrenciler yaktı. Binlerce genç, günler boyu okulda buluşarak Bulu’yu protesto etti. Kent meydanlarında eylemler yapıldı. Kayyum rektöre karşı çıkanlar gözaltına alındı. Onlarla dayanışma eylemi yapanlar gözaltına alındığı için dayanışma eylemi yapanlar bile gözaltındaydı. LGBTİ+lar hedef gösterildi. Öğrencilerin evleri basıldı. Güvenlik güçleri okulun bulunduğu, birçok öğrencinin yaşadığı veya sosyalleştiği Hisarüstü Mahallesi’ne çöktü. İki kampüs arası bölge ablukaya alındı. Öğrenciler bütün bu baskılara, şiddete rağmen pes etmediler ve 6.5 aydır eylemliliklerini sürdürüyorlar.
Trajik bir son
Yetmedi; akademisyenler her gün rektörlük önünde Melih Bulu’ya sırtlarını dönerek onu istifaya davet ettiler. Mezunlar, okul çalışanları… Bulu görev yaptığı yerde kimse tarafından istenmeyen bir adama dönüştü. Demokratik seçimler yapsa ezici çoğunluk onu gönderecek olmasına rağmen, kendine güvenli bir şekilde Boğaziçi ile ilgili “planlarını” anlatıyordu.
Bulu istifa edeceği söylentileriyle dalga geçiyor, haberleri paylaşıp “Peki bundan şeyin haberi var mı? Mesela benim :)” diyordu. O dönem öğrenciler, ona “istifa etse bunu bir gece yarısı Resmi Gazete’den öğreneceğini” müjdelemişlerdi İşlerin başında, bir gazetecinin sorusuna "Asla istifayı düşünmüyorum. Başta bu krizin 6 ay içinde biteceğini öngörmüştüm, öyle de olacak" yanıtını vermişti.
Nitekim Bulu’nun sonu dramatik oldu. Görevden alınacağı söylentileri çıkınca yine “Peki bundan şeyin haberi var mı? Mesela benim :)” lafını hatırlattı ve çocuklara “uyumalarını” tavsiye etti. İş gerçek olunca bu paylaşımını sildi. Recep Tayyip Erdoğan story’si atarak Instagram’ını kapattı ve kayıplara karıştı.
Mücadele edenlerin başarısı
Bu, burnundan kıl aldırmayan, kibir dolu bir hükümete attırılmış inanılmaz bir geri adımdır. Boğaziçili öğrencilerin, akademisyenlerin, işçilerin zaferidir. Bulu bir gece yarısı kararnamesiyle gelip, bir başka gece yarısı kararnamesiyle gitmiş değildir.
Yani bu görevden alma, Erdoğan’ın isteğiyle gerçekleşmiş, onun tasarrufu doğrultusundaki bir tercih değildir. Erdoğan Bulu’yu neden görevden alsın? Kötü rektörlük yaptığı için mi? Olamaz. Birçok üniversitede kayyum rektörler var ve okulları kötü yönetiyorlar. Ancak hiçbiri görevden alınmıyor. Bulu’nun şutlanması tamamen direnişin eseri. Bu tuhaf kişinin artık AKP-MHP tarafından bile taşınamayacak hâle gelmesinin bir ürünüdür. Bu saf gerçeği görmezden gelenler, bu zaferi küçümseyenler pesimizm yaymaktan başka hiçbir işe yaramıyorlar. Ayrıca doğru da söylemiyorlar.
Direnişe devam
Şimdi Boğaziçililer direnişe devam edeceklerini söylüyor. Tüm kayyumların gitmesi, okul bileşenlerinin katılımıyla demokratik seçimlerin yapılması, arkadaşlarına açılan soruşturmaların düşürülmesi gibi birçok talepleri var. Bize, Türkiye’de demokrasi ve özgürlükten yana olan herkese düşen, bu harika gelişmeyi kutlamak ve bundan sonraki gelişmeler için Boğaziçi öğrenci, mezun ve akademisyenleriyle dayanışmayı büyütmek. Direne direne kazanacağız!
(Sosyalist İşçi)