Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP grubunda yaptığı konuşmada çete lideri Sedat Peker'in ifşa ve itiraflarını toptan reddederek "iftiralar" dedi.
Bununla da kalmadı, Peker'in iddiaları hakkında soruşturma ve açığa alma taleplerini de "vakit kaybı" olarak niteledi.
Başta HDP olmak üzere meclis soruşturması başlatılmasını isteyen muhalefet partilerini, "suç örgütüne bel bağlamışlar" diyerek kriminalize etti.
PKK, FETÖ, Asala'nın yanına suç örgütleri dediği Sedat Peker'i koyan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tavrının olası sonuçlarını tahmin etmek zor değil:
- Peker'in itirafları topyekûn iftira olarak nitelendirildiğinde, yargı bunların iftira olduğunu kanıtlamaya çalışacak. Bağımsız bir yargı olmadığı için, bağımsız yargılama konusunda adım atanlar hemen açığa alınacağı için, Peker itirafları hakkında gerçek bir soruşturmanın önü kapatılmış oldu.
- Bu iddiaların soruşturulması gereken ilk yer mahkemelerden önce meclis. Çünkü İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bir milletvekilinin 10 bin dolar maaş aldığını canlı yayında söyledi. Bu öylesine bir ciddi bir iddia ki, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Soylu'nun açıklaması üzerine İçişleri Bakanlığı'na yazı yazarak, meclisin töhmet altında kalmaması için bu ismi açıklamasını ve belgelerini göndermesini istedi. Bu isteği yerine getirilmeyen AKP'li Şentop, gelişmeleri basına sızdırdı. Buna rağmen Erdoğan "vakit kaybı" diyerek TBMM'deki soruşturmanın da önünü kesti.
- Muhalefeti - çok ağır ifadelerle - Peker'le yan yana gösteren AKP lideri Erdoğan, düne kadar en büyük destekçilerinden olan Peker ile neden yan yana geldiklerinin hiç hesaba katılmayacağını düşünmüş olmalı, kutuplaştırmaya güvenerek. Fakat çete lideri Peker - özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası - Cumhur İttifakı adına öyle şeyler yaptı ki AKP'li seçmenlerin gönlünde taht kurdu. Bu yüzdendir ki AKP'li seçmenlerin bölümü onun videolarını izliyor ve diş biliyor.
- Ortada yenilir yutulur olmayan cinsten iddialar var ve artık devletin görev verdiği bir kişi olduğu açıkça anlaşılan birisi, kendi işlediği filleri de içerecek bir şekilde itiraf ediyor. Çetelere, kontrgerillaya, vesayet odaklarına, darbecilere gerçekten karşı olan bir iktidar, suçlanan devlet görevlilerini açığa alır ve derhal soruşturmalar başlatırdı. Hali hazırda devlet de işler böyle yürüyor, fakat suçlamalar iktidara yönelince bu işleyiş bitiyor ve suskunluk ile inkâr başlıyor.
- Bu iddiaları soruşturacak merci muhalefet değil iktidardır. İktidar blokunun eski gözde üyelerinden olan Peker'in itiraflarının üzerine gitmesi gereken yine iktidarın kendisi, fakat buna rağmen sorumluluk yine muhalefet partilerine atılıyor.
İktidar bloku Peker krizini inkâr ve suskunlukla atlatmak istiyor. Fakat ortada halka karşı işlenmiş suçlar ve bizzat yönetenlerin karıştığı büyük yolsuzluklar var.
Erdoğan yönetimi bu soruların yanıtlarını vermeden AKP aklanamaz:
- Sedat Peker'in devlet içindeki görevi, katıldığı eylemler ve Cumhur İttifakı içindeki konumu nedir?
- Mehmet Ağar ve çetesi; Uğur Mumcu'yu, Kutlu Adalı'yı, Kürt işadamlarını öldürdü mü? Binlerce faili meçhul cinayetin sorumluları kim? Neden hesap vermiyorlar?
- Tolga Ağar ile görüşmesinden bir gün sonra ölü bulunan Kazakistanlı gazeteci Yeldana Kaharman'a ne oldu?
- Bodrum'da bir otele tankla girildi mi? İktidar elitleriyle ve Mehmet Ağar ile yakın ilişkileriyle tanınan SBK Holding'in sahibi Sezgin Baran Korkmaz; hakkında soruşturma yürürken, İçişleri Bakanlığı'na çağrıldı mı çağrılmadı mı?
- Kolombiya'da yakalanan 5 tona yakın kokain için Türkiye'de soruşturma başlatıldı mı?
- Soylu'nun 10 dolar aldığını söylediği milletvekili kimdir? Her konuda açıklama yapıp, kendisini eleştirenleri suçladığı halde neden bu milletvekilinin ismini açıklamıyor? TBMM Başkanı Şentop'un talebi niye yerine getirilmiyor?
- Bakan Soylu, TRT ekranından 17/25 Aralık'ı doğruladı, kendinden önceki İçişleri Bakanları'nı ve bazı polis şeflerini suçladı. Hangisi doğru? 17/25 Aralık bir darbe girişimi mi, yoksa Soylu'nun söylediği gibi bir yolsuzluk soruşturması mı?
Bunlar kamuoyunun açıklama beklediği konuların sadece bir kısmı. Çok sayıda suçlama var. Bir gazeteci Peker itirafları hakkında oturmuş saymış, Türk Ceza Kanunu'na göre 24 ayrı suç itirafı var. Ve iktidar bu konunun vakit kaybı olduğunu söyleyerek, muhalefeti suçluyor.
Belli ki bu soruları tıpkı Susurluk davasında olduğu gibi emekçiler sormalı. Faşist çete lideri Sedat Peker’in kim olduğunu, neleri söylemediğini bilerek ve elbette mesafemizi koyarak.