TL'nin değer kaybetmesine yol açan iki etken

27.05.2021 - 19:34
Haberi paylaş

Dolar, gelişmiş ülke paralarına karşı değer kaybederken gelişmekte olan ülke paralarının çoğuna karşı değer kazanıyor. En çok değer kaybeden para birimi ise Türk Lirası. 

TL’nin değer kaybetmesinin iki boyutu var. Birisi küresel kapitalist ekonomideki gelişmeler, diğeri iç siyasetteki kriz.

Kapitalist merkez ülkelerde enflasyon artıyor

ABD’de ve Avrupa’da enflasyon artmaya başladı. ABD enflasyonu yüzde 0,1’den yüzde 4’e, Avrupa enflasyonu ise eksi değerlerden yüzde 2’ye çıktı. ABD’deki enflasyonun aylık değişimi şu şekilde:

Bu artışlarda en önemli sebep, ABD, İngiltere ve Avrupa Merkez Bankalarının salgın döneminde piyasayı rahatlatmak için parasal genişlemeye gitmiş olmaları. ABD salgın sürecinde 9 trilyon dolar, İngiltere 0,6 trilyon pound ve Avrupa’da Euro bölgesi ülkeleri 2 trilyon Euro piyasaya, çarkların dönmesi, ücretlerin, vergilerin ödenmesi için kaynak aktardılar.

Bu konuda IMF ve OECD gibi kapitalizmin önemli merkez kurumları da kamu fonlarının piyasayı desteklemesine yeşil ışık yaktılar. 

Neoliberal kapitalizm çöktü

Aslında neoliberal kapitalizm bu açıdan iflas etti. Piyasa salgın döneminde karşılaştığı sorunları, kendi sihirli eliyle çözemedi, devreye kamu kurumları, devletler, merkez bankaları girdi. Bugün ABD Merkez Bankası dünyanın en büyük şirketi konumunda, bilançosunda ABD milli gelirinin yüzde 30’u kadar olan, 6 trilyon dolarlık tahvil ve hisse senedi var.

Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde de yöntemler farklı değil. Merkez Bankaları, salgın döneminde piyasaya elindeki kaynakların bir kısmını aktardı. Ancak örneğin Türkiye’de döviz stokları eksi 50 milyar dolarda olduğu için, piyasaya aktarılan kaynaklar sınırlı oldu. Gelişmiş ülkeler trilyon dolarlar aktarırken, Türkiye’nin piyasaya aktardığı hibe para 8 milyar doları bile bulmadı.

Kapitalist merkezlerdeki ekonomik sorunlar, Türkiye gibi ülkelere misliyle yansıyor

Tekrar yazının başında söylediğimize dönersek, ABD ve Avrupa’da salgın nedeniyle aktarılan kaynaklar, giderek enflasyona neden olduğu için, bu ülkelerin Merkez Bankaları çok yakın bir gelecekte, muhtemelen iki ay içinde faizleri artıracaklar. Böylece piyasadaki paranın bir kısmını toplayıp, enflasyonun azalmasını sağlayacaklar. Çünkü enflasyon sebep, faiz sonuçtur. Günümüzde ABD Merkez Bankasının faizi yüzde 0,25. Bu oran 2020 Mart ayından beri aynı düzeyde.

Türkiye gibi ülkelerdeki sıcak paranın artan faizler sonucu ABD veya Avrupa’ya yönelmesi, var olan döviz krizini çok daha fazla artıracak. İçerde dolara dönüşü hızlandıracak. Konunun tartışılmaya başlanması bile hemen dövizde yukarı yönlü hareketi başlattı. TL / Dolar kuru yılbaşında 7,44 idi, bugün 8,53 düzeyinde seyrediyor. Buna göre TL, beş ayda yüzde 13 değer kaybetti.

Siyasetteki çürüme, ekonomik krizi hızlandırıyor

Ayrıca siyasetteki krizin hızlanması da, ekonomideki krizi artırıyor. Sedat Peker videoları sonrası dövizdeki düşüş yüzde 2’yi buldu. Siyasetin daha da bozulması, Cumhurbaşkanının Süleyman Soylu’ya sahip çıkması, ortaya atılan uyuşturucu kaçakçılığı, yargısız infazlar, tecavüzler, yolsuzluklar konusundaki iddiaların hiçbirisi için soruşturma başlatılmaması, Cumhurbaşkanının muhalif liderleri tehdit eden konuşmaları ekonomideki krizi hızlandıracak gibi. 

Bültene kayıt ol