Türkiye’de Marksizm toplantıları 30 yıldır örgütleniyor. Devrimci Sosyalist İşçi Partisi’nin kurucu kadroları Türkiye’de devrimci bir partinin örgütlenmesi için kolları sıvadığında ve Doğan Tarkan gibi sürgündeki bazı aktivistlerin sürgünü sona erdiğinde ilk kez 1990 yılında İstanbul’da yapılmıştı.
Marksizm toplantıları yaklaşık 40 ülkede işçi sınıfının enternasyonalist örgütlenmelerinin inşa edilmesi için mücadele eden, benzer politikaları savunan Uluslararası Sosyalist Akım’a dahil devrimci örgütlerin inşa ettiği toplantılardır.
Bu toplantılar Marksist geleneğin temellerini savunuyor. Özellikle Türkiye gibi ülkelerde Marksist fikirlerin üzerini örtmeye yarayan Stalinist köklü geleneklerin, Kemalist milliyetçiliği ilerici bir fikir gibi savunan ulusalcıların ve reformlarla sistemin köklü bir şekilde değiştirilebileceğini savunan eğilimlerin bütününden farklı, devrimci fikirlerin tartışıldığı bu platformun yıllardır sürdürülüyor olması çok önemlidir.
Her yıl küresel ölçekte yaşanan sarsıcı gelişmelerle Türkiye’nin dünya ekonomisinin ve siyasal ilişkilerinin kopmaz bir parçası olarak yaşadığı sert türbülansların tartışıldığı ve her politik gelişmeye işçi sınıfının bakış açısından yaklaşılan Marksizm toplantıları, son iki yıldır online platformlarda örgütleniyor.
Bunun nedeni, pandeminin yıkıcı etkileri nedeniyle hem yoldaşlarımızın hem de toplantılarımıza katılan dinleyicilerin hayatlarını önemsiyor olmamız. Lebalep toplantılarla pandeminin yayılma hızını artıran iktidar çevreleri giderek bir işçi sınıfı hastalığı halini alan Covid-19 salgınının yıkıcı boyutlarının asli sorumlularıdır.
Marksizm 2021, pandemi boyunca yaşananların kapitalizmin akıl dışılığını gösterdiğini ele alacağımız toplantılara da sahne olacak. Sekiz toplantıda yaklaşık 30 konuşmacı “Pandemi koşullarında sosyalizm mücadelesi”nden Kürt sorununda yeni bir barış sürecinin dinamiklerinin neler olduğuna, faşizm-popülizm tartışmalarından uluslararası işçi mücadelelerinin deneyimlerine, LGBTİ+’ların mücadelesinin öneminden otoriter rejimlerin niteliğine, işçi sınıfının mücadele tarihinin deneylerinden güncel özgürlük mücadelelerine, oradan sinemada adalet arayışları, göçmenlerin yaşam mücadelesi ve ırkçılığa karşı küresel eylemlerin önemine kadar bir dizi başlığı ele alacak.
Marksizm 2021’deki tartışmalar bir yandan dünya çapında hastalığa yüz binlerce işçinin ve yoksulun kurban verildiği ama öte yandan ezilenlerin kapitalizmin çok yönlü krizlerine karşı küresel öfkesinin sahneye çıktığı şartlarda yürütülecek.
Geçen sene ABD’de, pandeminin yanı sıra bir de Trump vardı ve George Floyd bir polis tarafından katledilmişti. Trump yenildi ve George Floyd’u öldüren katil polis tüm suçlamalardan ceza yedi. Bu, ABD’deki ırkçılığa karşı mücadelenin bir zaferi olarak görülmelidir.
Her ülkede, pandeminin idare edilme şekline, ekonomik krize çözüm diye üretilen politikalara ve iklim krizinin yarattığı yıkıma karşı var olan öfke günden güne büyüyor.
Kapitalizm tüm gezegeni, tüm canlı yaşamını yıkıma uğratıyor.
Fakat yıkım ne kadar küreselse kapitalizme karşı öfke de o kadar küresel!
Kadın düşmanları varsa cinsiyetçiliğe karşı mücadele veren dev bir kadın hareketi de var dünyada.
Irkçılar varsa göçmenlerle dayanışma hareketi de var ve git gide daha iyi örgütleniyor.
Patronları kollayan iktidarlar varsa işçi sınıfının zaman zaman yüz milyonlarca işçinin katılımıyla örgütlediği grev hareketleri de var.
Kapitalist sistem, bu sistemi korumaktan başka hiçbir işlevleri olmayan kibirli otoriter rejimlerle, sağcı iktidarlarla birlikte her gün iyiden iyiye teşhir oluyor.
Türkiye’de de bu mücadeleler siyasi mimarideki tüm sağcılığa rağmen sürüyor. Karadeniz’de Cengiz Holding’e karşı direnişten 24 Nisan’da 1915’te öldürülen Ermenilerin anısına düzenlenen anmaya, kadınların İstanbul Sözleşmesi’ni savunan eylemlerinden irili ufaklı işçi direnişlerine kadar, kitlelerde biriken öfkeyi bütünüyle yansıtmaktan uzak olsa da toplumsal kızgınlığın sayısız tezahürüne şahit oluyoruz.
Adaletsizliğe karşı adaleti, baskılara karşı özgürlüğü, çürümeye karşı dayanışmayı savunan milyonlarca kadın-erkek işçinin öfkesi, tencerenin patlama noktasına geldiği bir basınç biriktirmiş vaziyette.
İşte Marksizm 2021 de böyle bir ortamda, tüm başlıkları ve antikapitalist bir alternatifin ne anlama geldiğini, bu alternatifin hangi politikalarla, nasıl inşa edilebileceğini tartışacağımız, solun en büyük tartışma platformu olarak örgütleniyor.
Gelin hep birlikte tartışalım, konuşalım. Kapitalizme meydan okuyan bir hareketi hep birlikte inşa edelim.
(Sosyalist İşçi)