Salgının sorumlusu iktidar, faturayı yine işçilere ödetiyor

Covid-19 salgınıyla mücadeleyi yönetemeyen iktidar, bu kez de 17 günlük sokağa çıkma yasağı ilan etti. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 1 Nisan’da başlatılan kontrolsüz “normalleşme”, günlük vaka ve ölüm sayılarını rekor düzeye sıçratmıştı. 

Aşılama yapılmadan okulları açan ve toplu insan hareketlerini teşvik eden iktidar, ortaya çıkan vahim tablo karşısında bir dizi kararından vazgeçmek, vaka sayılarını azaltmak için yine kısıtlamalara dönmek zorunda kaldı.

29 Nisan-17 Mayıs tarihlerinde uygulanacak kısıtlamalar, bilim insanlarının, sendikaların ve sosyalistlerin savunduğu “gelir destekli tam kapanmadan” son derece uzak ve yetersiz önlemlerdir.

Bu tam kapanma değil

İçişleri Bakanlığı’nın yayınladığı genelgeye bakılırsa milyonlarca işçi ve emekçi açısından durum değişmiyor. 

Sanayi, üretim, inşaat, turizm ve tarım sektörlerindeki işçiler işe gidip gelmeye, yan yana, kapalı ortamlarda çalışmaya ve barınmaya devam edecek. 

Kamu emekçilerinin yarısı da işbaşında olacak. 

Covid-19 bir meslek hastalığına dönüşmüşken, enfeksiyon işyerlerinde ve işçi ailelerinde bulaşmaya devam edilecek.

1 Haziran 2020 ve 1 Nisan 2021’de ilan edilen “normalleşme” kararları sonucu fabrikalar enfekte olmuş, toplu taşım araçlarıyla birlikte salgın en ücra köşeye bile sıçramıştı.

Bugün ilan edilen yasaklar, iktidarın işçileri ve ailelerinin hayatlarını umursamadığını bir kez daha gösterdi.

Artan vaka sayıları ve hastanelerdeki doluluk oranlarına bakan AKP yönetimi, sağlık sisteminin çöküşünü engellemek için bir hamle yaptı. Fakat bu hamleyle salgın durdurulmaz. 

Gelir desteği yok

Bu kararlarla birlikte başka bir salgın da milyonlarca kişiyi vuracak. Bu yoksulluk, açlık, yoksunluk, işsizlik salgınıdır.  Gündelik ya da güvencesiz işlerde çalışan çok sayıda kişi 17 gün boyunca gelirden yoksun kaldı. 

İktidarın 1 ay önce kaldırıp, bir hafta önce geri getirmek zorunda kaldığı kısa çalışma ödeneği geçim açısından az olduğu kadar, 10 milyondan fazla işsizin küçük bir kısmı bundan yararlanabiliyor. 

İşsizler ve gelir desteği olmayanlar için 17 gün zorlu geçecek. Pandemi boyunca en büyük desteği patronlara veren Erdoğan yönetimi, işsizleri ve yoksulları gözden çıkarmış durumda.

Gerçek önlemler

Bilim insanları, bulaş zincirinin kırılması için 28 gün tam kapanmanın gerekli olduğunu söylüyor. 

Bu da tek başına yeterli değil. Tam kapanma ile birlikte halkın yüzde 70’i iki doz aşılanırsa salgın izole edilebilir, kontrol altına alınabilir.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre şu ana kadar 8 milyon 200 binden fazla kişi iki doz aşı vurulmuş durumda. 13 milyon 360 binden fazla kişiye tek doz vurulmuş. 

Bağışıklığın oluşabilmesi için kabaca 56 milyon kişinin 2 doz aşısını yaptırmış olması gerekiyor ki mevcut aşılama sayısı ve hızı, gerekli oranın çok çok altında. Ve aşı tedariki konusundaki belirsizlikler devam ediyor.

Eğer bu 17 günlük kısıtlama döneminde kitlesel aşılama yapılmazsa, alınan tedbirlerin hiçbir işe yaramadığı kısa sürede görülecektir.

Mücadele

Salgınla mücadele kararları, daha en baştan sağlık çalışanlarına bırakılmalıydı. 

Türk Tabipleri Birliği ve sağlık emekçileri sendikalarının çağrıları yerine getirilseydi, toplu ölümler olmazdı. 

Salgının ilk günlerinde herkese gelir destekli tam kapanma yani zorunlu işler dışında üretimin durdurulması çağrısı yapan işçi sendikaları dinlenseydi, hayatlar korunacağı gibi ekonomik kriz bu denli şiddetle yaşanmazdı.

Bugün, şimdi salgında yoksulların yaşamını, hayatta kalmasını önemsemeyenlere karşı ortak taleplerle birleşik mücadele her zamankinden daha gerekli.

(Sosyalist İşçi)

İlginizi çekebilecek diğer yazılar