Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Kanal İstanbul’u inadına yapacağız” açıklamaları rant tartışmalarını tekrar gündeme getirdi. Ulaştırma Bakanının yaptığı açıklamaya göre Kanal’ın yapımına bu yıl başlanacak. Yapım süresi 7 yıl olarak tahmin edilen kanalın 2028’de açılması ve sonrasındaki 20 yıl boyunca yapımcı şirket tarafından işletilmesi öngörülüyor. Ön raporlara göre Kanal İstanbul’un maliyeti 20 milyar dolar.
Böylece 155 milyar doları bulan Kamu-Özel projelere en az 20 milyar dolarlık bir bedel daha eklenecek. Her yıl gemi geçmese de, yapımcı firmaya garanti edilen geçiş bedeli, diğer otoyol ve köprülerde olduğu gibi ödenecek.
Devasa bir rant projesi
Kanal İstanbul yapımcı firmaya ödenecek bedellerin dışında, aynı zamanda devasa bir rant projesi. Milyarlarca dolarlık rant söz konusu. Marmara Denizi’ni Küçükçekmece Gölü’nden ayıran noktadan başlayıp, Terkos Gölü’nün doğusunda Karadeniz’e ulaşan güzergahta yer alan projenin mülkiyet analizine göre, 45 kilometre uzunluğundaki bölgede arazilerin büyük bir kısmı şahıs ve şirketlere ait görünüyor.
45 kilometrelik kanal güzergâhında toplam alanı 152 bin dönümü (152 milyon metrekare) bulan, 8300 parsel bulunuyor. Bu parsellerin 2 bin 400’ü kamuya ait, 5 bin 900’ü özel kişilere veya şirketlere ait.
152 bin dönüm alanın 38 bin dönümü su yolu olacak. 25 bin dönümü kamusal alan ihtiyacını karşılayacak. 89 bin dönümlük bölümünde kanal manzaralı villalar, apartmanlar, çok katlı siteler, alışveriş merkezleri, oteller ve limanlar yer alacak. Rant özellikle bu alanlardan elde edilecek.
Arsalar el değiştirmeye başladı
Kanal İstanbul’un yapılmasında önemli bir neden iktidar çevresinin zenginleşmesine katkıda bulunmak.
Kanal’ın yapılacağının konuşulmaya başlandığı son on yılda, 27 bin dönüm arazi (toplam imar alanının üçte biri) alım-satım yoluyla el değiştirdi. Araziler genel olarak AKP’ye yakın isimler ve yabancı şirketler tarafından satın alınıyor. İddiaya göre iktidara yakın holdinglere ve yabancı şirketlere haber verilmiş ve Kanal İstanbul açıklanmadan önce bölgeden binlerce dönüm arazi alınması sağlanmıştı.
Bu arsaların kimler tarafından alındığı gizli tutuluyor, tapu kayıtlarına ulaşmaya engel olunuyor. Katar Emiri’nin annesinin Kanal İstanbul güzergâhından 44 dönüm arazi aldığı belgelendi. Berat Albayrak’ın da aynı güzergâhtan arazi aldığı ortaya çıkmıştı.
40 bin dönüm tarım arazisi yok olacak
Özel arazilerde yapılacak kamulaştırma çalışmalarının ardından, tarımsal arazi ve ormanlar yok olacak. İstanbul Belediyesi güzergah üzerinde ve çevresinde toplam 135 bin dönüm tarım alanı olduğunu açıklamıştı. Kaybolacak tarım ve mera alanlarının toplamı 40 bin dönümü bulacak. Proje üzerinde 5 bin dönüm de orman alanı bulunuyor.
Boğaz trafiği azalacak mı?
Kanal İstanbul projesini gündeme getiren iktidar temsilcilerinin en önemli argümanlarından biri İstanbul Boğazı’nda trafiğin artacak olmasıydı. İktidar temsilcileri, “İstanbul Boğazı’nda ileride artacak gemi trafiği, kaza ihtimalini ve buna bağlı riskleri artıracak” diyordu. ÇED raporunda Boğaz’dan geçen gemi sayısının 2018’den 2072’ye kadar, 41 binlerden 76 bin seviyesine çıkacağı belirtiliyor. Ancak tam aksine, gemi trafiği her geçen yıl giderek azalıyor. 2007’de 56 bin 606 olan geçen gemi sayısı 2020’de 38 bin 404’e inmiş durumda.