Türkiye, ekonomide negatif bir rekora daha imza attı. Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın açıkladığı verilere göre, Türkiye’nin 450,1 milyar dolar olarak hesaplanan brüt dış borç stokunun milli gelire oranı yüzde 62,8 düzeyine çıktı. Bu alanda Türkiye tarihindeki en yüksek noktaya ulaşıldı. Dış borçlanmanın rekor düzeyde artmasının en önemli iki sebebi, swap anlaşmaları ve kamunun dış borçları oldu.
Özel sektörün dış borcu azalıyor, kamunun artıyor
Türkiye’nin brüt dış borç stoku 31 Mart itibarıyla 450,1 milyar dolar oldu. Dış borcun 255,6 milyar doları özel sektörün (yüzde 57), 194,5 milyar doları (Merkez Bankası dahil) kamu sektörünün (yüzde 43).
Son üç yıllık dönem göz önüne alındığında, 2018 yılına göre özel sektörün borcu 40 milyar dolardan fazla azalırken, kamu kesiminin borcu (Merkez Bankası dahil) 60 milyar dolar arttı.
Kamu borçlarındaki artışta Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projelerinin ve Merkez Bankasının çeşitli ülkelerden swap yoluyla aldığı borçların etkisi oldu. Merkez Bankasının borcu, özellikle 2020 yılında, 15 milyar dolardan fazla artmış durumda.
Milli gelir azalıyor, borç yükü artıyor
Aşağıdaki tablo 2020 sonu itibarıyla Türkiye’nin toplam dış borç stokunu gösteriyor (Kaynak: Hazine ve Maliye Bakanlığı / Aylık Kamu Borç Yönetimi Raporu, Mart 2021)
Dış borç yükünün (borcun milli gelire oranının) 2020’de artmasının iki nedeni var: (1) Dış borç stokunda artış. (2) Dolar cinsinden Milli Gelirde düşüş. 2019’da 767 milyar dolar olan Milli Gelir, 2020’de 717 milyar dolara geriledi.
Hazine garantili borçlar artıyor
Dış borçların artışında hazine garantili dış kredilerin katkısı 14,8 milyar dolar oldu. Dış kredilere verilen Hazine garantilerinin dağılımı şöyle:
Dış borçların artışında, Kamu-Özel İşbirliği Projelerinin kredilerine verilen Hazine garantilerinin de payı var. KOİ’lere verilen hazine garantisi miktarı toplam 17,2 milyar dolar, dağılımı şöyle:
2020 yılsonu itibarıyla Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) Projelerinin toplam miktarı 155,9 milyar dolar. Bu para projeyi gerçekleştiren firmalara her yıl düzenli olarak geri ödeniyor. Firmalar paranın bir kısmını işletmecilik yaparak tahsil ediyorlar, yeterli gelir elde edemediklerinde devreye hükümet giriyor ve geri kalan parayı bütçeden ödüyor. Bu geri ödeme gerektiğinde kredi alınarak yapıldığından dış borcu artıran bir faktör. KOİ’lerin proje bedelleri şöyle:
Daha fazla borç, daha fazla yoksulluk demektir
Ekonomi gündemi dolar kurundaki artış nedeniyle hareketli geçerken Türkiye’nin dış borcuna ilişkin rakamlar gidişatın daha da kötüleştiğini gözler önüne seriyor.
AKP iktidarı ekonomiyi 2002’nin kriz döneminde 129,6 milyar dolar dış borçla devralmıştı, bu dönemde dış borcun milli gelire oranı yüzde 56,8’di. AKP iktidarı döneminde dış borçlar 320,5 milyar dolar daha yükseldi ve 450,1 milyar dolar oldu. 18 yılda dış borç yüzde 247 oranında arttı.
Dış borcun milli gelire oranı ilk kez yüzde 62,8’e yükseldi. 2011 yılında dış borcun milli gelire oranı yüzde 36 seviyesindeydi. Aradan geçen 10 yılda dış borç oranı 26 puan artmış durumda.
Gidişat, borçlanma oranının daha da artacağını gösteriyor. Bu da emekçi sınıflar için daha fazla açlık ve yoksulluk demek olacak.