Mecliste herkes için insan hakları, adalet, eşitlik ve barış için en fazla çaba gösteren kişi olan Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun vekilliği skandal bir karar ve hızlandırılmış yargı süreciyle düşürülüyor.
HDP milletvekili Gergerlioğlu'nun "terör örgütü propagandası yapma" suçundan hakkında verilen 2 yıl 6 ay hapis cezası, Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından onandı.
Ömer Faruk Gergerlioğlu, henüz milletvekili olmadan önce bir haberi paylaştığı için yargılanmıştı. Milletvekili dokunulmazlığı olduğu halde yargı süreci devam ettirildi. Son olarak Gara operasyonu konusunda barışçıl açıklamaları yüzünden iktidar tarafından başlıca hedef haline getirilen vekilin cezası hızla onandı. Hakkında kesinleşmiş ceza olduğu için vekilliği düşecek. Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkında verilen hükme karşı Anayasa Mahkemesi'ne başvuracak.
Ömer Faruk Gergerlioğlu, TBMM'de yaptığı basın toplantısında Yargıtay kararı üzerine şu değerlendirmeyi yaptı:
"Yargıtay'ın kararı ortada. Tamamen skandal bir karar olduğu belli, net bir hukuksuzluk var. Sokakta sıradan bir vatandaş şu karardaki hukuksuzluğu görüyor. Olay şudur, ben insan hakları savunucusu olarak Kürt meselesi çözülmeli, konuşmalıyız, kan akmamalı, Kürtler haksızlığa uğruyor dedim. Ben bir Kürt olduğum için bunu söylemedim, ben Türk'üm. Bir Türk olarak Kürt'ün uğradığı insan hakları ihlaline ben müdahil olmalıyım, Kürt'ten önce ben. İnsan hakları anlayışına saldırı bunun için. Benim hayalim birinin diğerinin hakkını sahiplendiği Türkiye'dir. İnsan hakları anlayışının yüceltilmesidir. Bu yüzden Kürt meselesini kendimi bildim bileli konuşuyorum. Çözüm süreci öncesinde de konuştum, dışlandık o zaman. Çözüm sürecinde 'Ne güzel konuşuyorsun' dediler. Çözüm süreci bitti, biz şeytan olduk. Aynı şeyleri söylemeye devam ediyorum. Değişen hiçbir şey yok. Her gün sabah uyanıp bugünün barış mesajını vereyim diyordum. Ben insan hakları savunucusuyum. Çözümsüzlükle meselenin halledilemeyeceğini söyledim. Türkiye hâlâ Kürt meselesini konuşuyor, milletvekillerini Meclis'ten atmaya çalışıyorlar."
Hakkında verilen cezaya konu olan paylaşım ve sonrasında olanları da şöyle özetledi:
"Çözüm süreci sonrasında, bu yolun yol olmadığını söyleyen sosyal medya mesajları paylaşıyordum. Paylaştığım bir mesajda suçlandım. Kardeşlik diyordum. Kürt meselesinde diyalogu önerdim. Bu paylaşımdan dolayı mesleğime açığa alındım. 13 Ekim 2016'daki soruşturma yürüdü ve benim tüm haklarımı gasp eden bir hale dönüştü. KHK ile ihracıma yol açan o paylaşımım savcı tarafından suç olmayan paylaşım olarak nitelendirildi. Ama ben işimden edilmiştim, linç edilmiştim. İhraç edildikten sonra aylarca işsiz kaldım, devlet tarafından damgalanmış, terörist ilan edilmiş bir kişiydim. Mahkeme başka bir suç bulmaya çalıştı. O da hâlâ birçok medya kuruluşunda yayında olan bir haberi RT etmiş olmamdı. Bir haberi RT ediyorsunuz, terör örgütü propagandasından 2,5 yıl ceza alıyorsunuz. O yayın organlarının hiçbirine erişim yasağı getirilmemiş, dava açılmamış, halen yayında bu haber. Onlar yayına devam ediyor, zaten dava açılacak bir şey yok. Murat Karayılan, 20 Ağustos 2016'da bu ülkede barış deniyorsa tekrar çözüm sürecine dönelim diye demeç veriyor. Gazeteciler de haber yapmış. Devlet adım atarsa barış 1 ayda gelir diye... Ben de RT ettim, ne var bunda, bu barış çağrısıdır. Bize 2,5 yıl verildi."
Verilen cezanın kendini mücadeleden alıkoymayacağını anlatan Ömer Faruk Gergerlioğlu 'cezalar vız gelir' dedi:
"Ben bu toplumda tüm insan hakları sorunlarının konuşmayla çözülebileceğine inanan bir insanım. Toplumun her kesimine el uzatan bir insanım. Benim ne yapmaya çalıştığımı anlayan insanlar Yargıtay kararına tepki gösteriyorlar. Kamu vicdanının kabul edebileceği bir karar değil bu. Bu karar, bizim 2,5 yıldır kaçırılan ve ortaya çıkamayan, insan kaçırma olaylarını, işkenceleri, çıplak aramaları, KHK ile ihraç edilenlere yapılan soykırımı vurgulamamızdan kaynaklanmıştır. Her dönemin zalimi bana terörist dedi. Biz 28 Şubat'ta da mücadele ederken bize terörist diyorlardı o dönemin zalimleri. Yıllardır Kürt meselesi var ve ben insan haklarına dayalı biz çözümü öneriyorum. Bana terörist diyorlar. Hangi terör örgütündenim bilemiyorum, açıklasınlar. Benim bir örgütüm var. Ben yıllardır insan hakları savunuculuğu örgütündeyim.
Bize zalimler ceza verebilir ama yarınlara o zalimlerin isimleri kalmaz. Adaletin peşinde koşanların ismi kalır. Görevler, mevkiler, makamlar, hepsi geçicidir. Çıplak arama konusunu tek başıma gündeme getirdim. 2,5 aydır her türlü baskıyla karşılaştım. Tüm kamuoyu sonunda çıplak arama olduğunu kabul etti. İstediğiniz kadar ceza verin, cezalar vız gelir."