Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölüm Başkanı Abdüssamed K.’nın, 5 yıl önce Amerika Birleşik Devletleri’nin Teksas eyaletinde çocuk istismarı suçundan tutuklandığı ortaya çıktı.
ABD’de 31 Mart 2015'te medyada yayınlanan haberlere göre, K. birçok erkekle birlikte çocuğa cinsel istismar suçundan dolayı tutuklandı ve bu nedenle doktorluk lisansı süresiz olarak askıya alındı. Tahliye olduktan sonra Türkiye’ye dönen K., Marmara Üniversitesi psikoloji bölümüne başkan olarak atandı.
Bu olay ortaya çıktıktan sonra cinsel istismar faillerinin akademisyen olabilmesini kabul etmediğini belirten kamuoyu, K’nın akademiden derhal uzaklaştırılmasını ve hakkında hukuki süreç başlatılmasını talep etti. Ardından Abdüssamed K., dün akşam saatlerinde görevinden istifa ettiğini açıkladı. Marmara Üniversitesi ise resmi Twitter hesabından konuya ilişkin şu kısa açıklamayı yaptı: “Üniversitemiz Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü öğretim elemanlarından Doç. Dr. Abdüssamed K. öğretim üyeliğinden istifa etmiştir.”
Akademide cinsel istismar faillerinin bulunmasına tepki gösterildi
Konu hakkında görüşlerine başvurduğumuz kadın öğrenciler, “cinsel istismar, cinsel saldırı ve tacizle her yerde karşılaşılabilir ve her konumdan insan bunun faili olabilir” dediler; “Üniversitelerde erkek şiddeti karşısında kadınlar, LGBTİ+lar zaten kendilerini güvende hissedemezken, çoğu üniversitede cinsel şiddete karşı mekanizmalar yokken ve olanlarda da bu mekanizmalar etkin bir şekilde işlemezken cinsel istismar failinin adeta ödüllendirilircesine bir üniversitede bölüm başkanı olması kabul edilemez.”
Marmara Üniversitesi’nin sadece K.’nın istifa ettiğini açıklamasını yeterli bulmayan kadın öğrenciler, “ABD’de cinsel istismar suçundan tutuklanan, çalışma ehliyeti iptal edilen birinin nasıl bölüm başkanı yapıldığını, Marmara Üniversitesi’nin web sayfasında Abdüssamed K.’nın neden farklı bir adla görüldüğünü” sordular ve ilgililerin bu durumu açıklamasını talep ettiler.
Bu olayda da görüldü ki, kadınların öncülüğündeki ifşa hareketi olmasıydı, fail hala ayrıcalıklı konumunda kalmaya devam edecekti.
Kadınlar; cinsel istismar faillerinin akademide yerinin olmadığını, bu durumu asla kabul etmeyeceklerini bir kez daha göstermiş oldular. Bundan sonraki süreçte de kadınların, LGBTİ+’ların, çocukların; işyerlerinde, okullarında, evlerinde taciz edilmesini, istismar edilmesini engelleyen hareketi büyütmeye devam edeceklerini belirttiler.
Aynı zamanda erkek şiddetini münferit bir vaka olarak gören ve kınama gibi hiçbir etkisi bulunmayan yöntemler kullanan üniversite yönetimlerini kınayan kadın öğrenciler; kampüslerde erkek şiddetini gerçekten önleyecek olan mekanizmaların inşa edilmesi için mücadeleye devam edeceklerini söylüyor.