Hrant Dink aramızdan ayrılalı tam 14 yıl oldu. 19 Ocak 2007'de kaleme aldığı son makalesinde "Evet kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmazlar" yazdıktan saatler sonra İstanbul'un en merkezi noktalarından birinde, Şişli'de, yayın yönetmeni olduğu Agos gazetesinin önünde katledildi.
Cinayetin ardından başlayan hukuki süreç hala sonuçlanmadı. Yıllardır süren dolambaçlı hukuk mücadelesi devam ediyor, dava özeti şöyle:
15 Şubat 2006 - Öldürülecek bilgisi istihbarat raporlarında
Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi'nin muhbiri Erhan Tuncel, “Yasin Hayal, Hrant Dink'i ne pahasına olursa olsun öldürecek" istihbaratını Trabzon Emniyeti'ne bildirdi. Bu cümle daha sonraki istihbarat raporlarına "ses getirici eylem" şeklinde değiştirilerek konuldu.
19 Ocak 2007 - Hrant Dink öldürülüyor
Hrant Dink Şişli'deki Halâskâɾgazi Caddesi üzerindeki Agos gazetesinin önünde öldürüldü. Cinayeti işleyen kişinin Ogün Samast olduğu, olaydan hemen sonra güvenlik kameralarından tespit edildi.
Ogün Samast suikasttan 36 saat sonra Samsun Otogarı'nda gözaltına alındı. Samast, cinayeti Yasin Hayal'in talimatı üzerine işlediğini söyledi. Hayal'in adı daha önce 2004'te Trabzon'da Mc Donalds bombalaması olayına karışmıştı.
Samast'ın ifadesinin ardından Hayal Trabzon'da gözaltına alındı. Hayal ifadesinde cinayeti Erhan Tuncel ile birlikte planladığını söyledi. Operasyonu genişleten polis Erhan Tuncel'le birlikte 12 kişiyi gözaltına aldı. Tuncel'in Trabzon Emniyet Müdürlüğü için muhbirlik yaptığı ortaya çıktı.
Ogün Samast, Yasin Hayal, Zeynel Abidin Yavuz, Ersin Yolcu ve Ahmet İskender 24 Ocak 2007'de tutuklandı.
Ogün Samast, yakalandığında Samsun Yeşilkent Karakolu'na getirilmişti. Yakalanmasından birkaç gün sonra Samast'ın burada polisler ve Türk bayrağıyla çekilmiş fotoğrafları ortaya çıktı. Bu olay, kamuoyunda hem büyük bir tepki yarattı, hem de Dink'in öldürülmesinde kamu görevlilerinin rolünü ortaya koydu.
Temmuz 2007 - Yargılama İstanbul’da başladı
Dink suikastıyla ilgili Nisan 2007'de başlayan yargı sürecinin ilk duruşması 2 Temmuz 2007 tarihinde Beşiktaş'taki 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Davada 12'si tutuklu 18 kişi yargılandı.
Mart 2008 - Trabzon’da dava açıldı
Trabzon'daki jandarma görevlileri hakkında dava açıldı. Dava açılanlar arasında Trabzon Jandarma Alay Komutanı Ali Öz de bulunuyordu, bu dava daha sonra ana dava ile birleştirildi.
14 Eylül 2010 - AİHM Türkiye'yi mahkum etti
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Hrant Dink'in 19 Ocak 2007 tarihinde İstanbul Şişli'de katledilmeden önce ve sonrasında yapılan başvurular kapsamında Türkiye'yi yaşam hakkını ihlal ettiği, mahkemelere etkin başvuru hakkını kısıtladığı ve ifade özgürlüğü hakkını çiğnediği gerekçesiyle mahkûm etti. AİHM kararında, "Savcılık soruşturması polisleri korumakla sınırlı kaldı" denildi.
Hükümetin "Öldürüldüğünde Hrant Dink hakkında mahkeme kararı kesinleşmemişti" savunmasını reddeden AİHM, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun onama kararını hatırlattı ve ekledi: "Bu karar Hrant Dink’in aşırı milliyetçilerin hedefi haline gelmesine neden oldu. Yetkililer ise onu korumadı, önlem almadı" değerlendirmesinde bulundu.
17 Ocak 2012 - Dink davasında ilk karar
Hrant Dink cinayeti davası, beş yılın ardından 25. duruşmada karara bağlandı. Mahkeme örgüt bağlantısı bulamadığını açıkladı. Yasin Hayal insan öldürmeye azmettirmekten ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırıldı. Erhan Tuncel Mc Donald's olayından dolayı ceza aldı, Hrant Dink davasından beraat etti. Diğerleri de muhtelif cezalara çarptırıldılar.
21 Nisan 2012 - Ogün Samast 22 yıl ceza aldı
Hrant’ı öldürdüğünde yaşı 18’den küçük olduğu için 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan tetikçi Ogün Samast, 22 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.
15 Mayıs 2013 - Yargıtay kararı bozdu
Yargıtay, "terör örgütü yöneticiliğinden" verilen beraat kararlarını, “örgüt vardır” diyerek bozdu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Hrant Dink Cinayetini Araştırma Komisyonu yaptığı inceleme sonucunda, Trabzon ve İstanbul emniyet birimlerinin ihmali olduğu yönünde görüş bildirdi.
17 Eylül 2013 - Dink davası yeniden başlıyor
Hrant Dink davası, bozma kararının ardından yeniden başladı. Yargılama devam ederken Dink ailesinin avukatları mahkemelere (Yargıtay, Danıştay, AİHM, AYM dahil) çok sayıda hukuksal itirazda bulundu.
Temmuz 2014'te Anayasa Mahkemesi, "etkili soruşturma yapılmadığı" gerekçesiyle Dink ailesinin haklarının ihlal edildiğine karar verdi.
Yargıtay’ın bozma kararı sonrası bu hukuksal girişimlerden bazıları sonuç verdi. AİHM’in verdiği ihlal kararı ve Dink ailesi avukatları tarafından yapılan başvurular sonucunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bir kısım kamu görevlileri hakkında dava açılmasına karar verdi.
Aralık 2014 - Kamu görevlileri tutuklandı
Kamu görevlileri soruşturması için Savcı Gökalp Kökçü, 2014 yılı Aralık ayında Dink cinayeti soruşturmasına bakmakla görevlendirildi. Kökçü, aralarında dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Sabri Uzun, Trabzon il Emniyeti eski Müdürü Reşat Altay ve Emniyet istihbarat Dairesi Başkanı Engin Dinç dahil 26 kamu görevlisi hakkında iddianame düzenledi. Aralarında Ali Fuat Yılmazer, Ramazan Akyürek ve Ercan Demir'in de bulunduğu bazı kamu görevlileri tutuklandı.
Eylül 2015 – Jandarma görevlileri davaya dâhil edildi
Cinayetten önce Dink'in evinin çevresinde bazı jandarma görevlilerinin olduğu telefon kayıtlarından tespit edildi. Olay yerinde tetiği çeken Samast'ı izleyen altı kamu görevlisi olduğu soruşturma dosyasına girdi.
19 Aralık 2015 – Kerinçsiz ve Veli Küçük hakkında kovuşturmaya yer yok kararı çıktı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Hrant Dink cinayetiyle ilgili olarak 24 kamu görevlisi hakkında takipsizlik kararı verdi. İstanbul Valiliği görevlileri ve MİT görevlileri hakkında dava açılmadı.
Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz ve Oktay Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu 43 kişi hakkında “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verildi. Dink ailesi avukatları bu karara itiraz etti, itirazlar reddedildi. Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru halen incelenmeyi bekliyor.
19 Nisan 2016 - Hrant Dink davasında kamu görevlileri sanık sandalyesinde
Ana dava ile birleştirilen kamu görevlileri davası görülmeye başlandı. Davada ilk aşamada 35 sanık yargılanmaya başlandı. 2016 yılı boyunca Dink cinayetiyle ilgisi olduğu iddiasıyla 30'u aşkın jandarma görevlisi gözaltına alındı, 15'i tutuklandı.
Nisan 2017 – 15 Temmuz darbe girişimi sonrası 3. iddianame hazırlandı
"Cinayetin FETÖ bağlantısı" odaklı bu yeni iddianamede, "Dink cinayetinin, Fethullah Gülen'in başlangıç eylemi olduğu" belirtildi.
Eski emniyet müdürleri Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer'in de aralarında bulunduğu 27 kamu görevlisine dava açan Savcı iddianamede, cinayet şüphelisi askerlerin 'darbe girişiminde' aktif rol aldığı tespitine yer verdi.
Temmuz 2019 – Tetikçiler için ara karar verildi
Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin yürütülen 85 sanıklı davadan zaman aşımı olabilir gerekçesi ile ayrılan, aralarında tetikçi ve azmettiricilerin olduğu dokuz sanıklı dava 17 Temmuz 2019 günü karara bağlandı.
Yasin Hayal’e 7 yıl 6 ay, Erhan Tuncel’e 99 yıl 6 ay, Ogün Samast’a 2 yıl 6 ay, diğer sanıklara da muhtelif cezalar verildi. Bu cezalar, daha önce aldıkları cezalara eklenmiş oldu.
Eylül 2020 - Hrant Dink Cinayeti Davası’nda sona doğru yaklaşılıyor
Mahkeme heyeti Dink Ailesi avukatlarının soruşturmanın genişletilmesine dair taleplerini kabul etmedi. MİT görevlilerinin dinlenmesi yönündeki kararını iptal etti. Dosya esas hakkındaki mütalaanın yazılması için savcılığa gönderildi.
Hrant’ın avukatları davanın acele bitirilmeye çalışıldığını, mahkemenin Hrant Dink cinayeti yargılamasının sınırlarını, kapsamını belirlemeye yöneldiğini, cinayeti bir bütün olarak, tüm yönleri ile tartışmak ve yargılamaktan vaz geçtiğini açıkladılar.
Ocak 2021 - Sanıklar son savunmalarını yapıyor
76 sanık için mahkeme halen devam ediyor. Savcı sanıklara verilmesini istediği cezaları açıkladı. Sanıkların son savunmaları alınmaya başlandı. Dava muhtemelen Şubat veya Mart ayında sonuçlandırılacak.
Sonuç
Davanın son aşamalarına gelinen şu günlerde Hrant Dink için adalet isteyenleri zorlu bir yolun beklediği ortada. Çünkü bu davanın kamuoyunu tatmin edecek şekilde, cinayete bulaşan herkesi ortaya çıkaracak şekilde çözülmesi demek, devletin kendisiyle yüzleşmesi anlamına gelecek.
Mahkemenin, soruşturmayı genişletmeyi reddetmesi, davanın, 15 Temmuz darbe girişimini de desteklediği söylenen, bir kısım kamu görevlisinin cezalandırılması ile sonuçlandırılacağı ortada. Bu ise Hrant’ın öldürülmesine giden yolun taşlarını döşeyen pek çok azmettiricinin cezalandırılmaması demek olacak.
Faruk Sevim