Bu yıl kapitalist sistemden kaynaklanan korkuları yaşadık ve gördük ama aynı zamanda kitle direnişlerine de şahit olduk. Koronavirüs yılın en çok konuşulan olayı oldu. Salgın sistemin bütün başarsızlıklarını ortaya çıkarttı ve hızlandırdı.
Hükümetler hayat kurtarmakta yetersiz kaldılar ama şirketlerin kârlarını korumak için ellerinden geleni yaptılar.
Kâr getirmediği için önlenebilecek ölümleri engellemekle uğraşmadılar.
Örneğin Trump salgını gribe benzetti ve tüm ABD’lilere kendilerini çamaşır suyuyla tedavi etmelerini önerdi.
Salgından önce Ocak ayında sistem zaten yoksulluk, ırkçılık, savaş ve iklim kaosunu derinleştiriyordu. Bugün ise pandemide yeni dalgalarla yüz yüzeyiz. Patronlar yeni kârlar elde edebilirler! Salgın büyük çoğunluğa sefalet getirdi ama aynı zamanda azınlık sermaye sahipleri için çok kârlı oldu. Amazon’un sahibi Jeff Bezos 200 milyar dolarlık servete ulaşan ilk insan oldu. Bu arada dünya çapında yüzlerce milyon insan açlıkla mücadele ediyordu.
Örneğin İngiltere’de Şubat ayına kıyasla 819 bin kişi işini kaybetti.
Türkiye’de geniş işsizlik yüzde 30’lar civarında.
Türkiye’de Sağlık Bakanlığı salgın verilerini nispeten gerçeğe yakın vermeye başlayınca gördük ki Türkiye salgınla mücadelede ya en kötü ya da kötüden bir iyi durumda. Bu arada Türkiye’de de pandemi döneminde kaynaklar sermayeye aktarılmaya devam etti.
Ama 2020 sadece ızdırap ve sıkıntı yılı değildi. Aynı zamanda direniş ve dünyayı değiştirebilecek aşağıdan toplumsal güçlerin de sahneye çıktığı bir yıl oldu. Mayıs’ta Minneapolis’de George Floyd’un polis tarafından öldürülmesi Siyahların Hayatı Önemlidir protestolarının patlamasına yol açtı.
Hareket ABD tarihindeki en büyük kitle hareketi haline geldi. Yıllar süren ırkçılığa karşı öfke ABD çapında genel bir öfke patlamasına yol açtı. Mücadele eden aktivistler sınırlı bir reformdan daha fazlasının yapılabileceğini gösterdi.
Üstelik bu hareket yalancı Trump’ın başkanlıktan gitmek zorunda kalmasında da belirleyici oldu.
Ağustos’ta Lukaşenko Belarus’ta seçim hilesi yapınca yüzbinlerce insan sokakları doldurdu. Ardından grev dalgası işçi sınıfının gücünü gösterdi.
Polonyalı kadınlar kürtaj hakkına saldırılara karşı sokaklara çıktı.
Guetamala’da protestocular Milli Kongre Binası’nı yaktı ve Taylan’da binlerce insan monarşiye ve askeri diktatörlüğe karşı ayaklandı.
Hindistan’da işçiler ve çiftçiler 250 milyonluk bir genel grev örgütlediler.
Nijerya’da direniş sıradan insanların devlet şiddeti ve baskısını reddetmesiyle ortaya çıktı. Türkiye’de en zor koşullarda madenciler, metal işçileri, kadınlar, sağlık çalışanları, öğretmenler, sendikalaşmaya çalışan işçiler, LGBTİ+’lar, irili ufaklı eylemlerle yıl boyunca direndiler.
İklim aktivistleri tüm dünyada her fırsatta ses çıkarttılar ve iklim kriziyle kapitalizmin bağlantısını teşhir ettiler.
2021 yılının bu mücadelelerin daha birleşik, kendine güvenli ve daha örgütlü bir hale gelmesi için mücadele yılı olması umuduyla.
- Pandemide patronlar zenginleşmeye devam etti. Elon Musk’ın hisseleri 289 milyar değer kazandı. Forbes’in en zengin 400 kişi listesinde yer alanların toplam geliri bir önceki yıla göre %8 arttı.
- Nisan-Mayıs’ta ABD’de işsiz sayısı 40 milyona dayandı. Bu iki ayda işini kaybeden 22 milyondan fazla kişinin yalnızca 12 milyonu Kasım ayına gelindiğinde iş bulabilmişti.
- İngiltere Merkez Bankası, 2021’in Nisan-Haziran arası döneminde, işsizliğin şu anki seviyesinin iki katına yaklaşacağını tahmin ediyor.
- Türkiye’de şu anda 10 milyona yakın işçi, bütün ücretli çalışanların yarısı, asgari ücrete yakın veya altında bir parayla geçinmeye çalışıyor. NTV Para’nın haberine göre, milyonerlerin mevduatı son 10 ayda 670 milyar lira arttı.
- AKP Denizli milletvekili Şahin Tin, Meclis’teki tartışmalarda “Millet aç, midesine sadece kuru ekmek giriyor” sözleri üzerine “O zaman aç değiller” dedi.
- Limak Holding’in inşaatında çalışırken enfekte olan bir işçi: “30’dan fazla pozitif var. Şantiyeleri terk edemezsiniz, suç işlersiniz’ diyerek tehdit ediyorlar. Bizi burada ölüme terk ettiler.”
- Recep Tayyip Erdoğan: “Gerçekten çalışmak isteyip de devletten destek alamayan hiç kimse yok.”
(Sosyalist İşçi)