Şampiyonlar Ligi’nde dün gece Paris Saint-Germain ve Başakşehir Futbol Kulübü arasında Paris’te oynanan karşılaşmaya maçın 4. Hakeminin kullandığı ırkçı ifadeler damgasını vurdu.
Başakşehir teknik heyetinden Pierre Webó’yu işaret ederek Romence siyah anlamına gelen “negru” kelimesini kullanan Romanyalı hakem Constantin Sebastian Coltescu’nun bu ifadesine saha içinde tepkiler çığ gibi büyüdü ve müsabaka yarıda kaldı.
Başakşehir’in oyuncularından Demba Ba’nın "Buradaki diğer kişilerden bahsederken 'bu beyaz adam' demiyorsun. Peki neden bizden 'bu siyah adam' diye bahsediyorsun?" sözleri milyonlarca insan tarafından izlendi ve paylaşıldı.
UEFA, hakem hakkında soruşturma başlatıldığını duyurarak yeniden oynanacak maçta mevcut hakem heyetinin değiştirileceğini söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TFF ve Türk futbol kulüpleri başta olmak üzere birçok kişi ve kurum, yayınladıkları mesajlarla ırkçılığı lanetlediklerini ve ayrımcılığa karşı olduklarını ifade ettiler. Herkes adeta kenetlenerek bu ırkçı saldırıyı bertaraf etmiş gibi görünürken, Türkiye’deki diğer uygulamalara baktığımızda yaratılan havanın bir illüzyondan ibaret olduğunu fark etmek ise çok zaman almadı.
Kürtlere yapılan ırkçılık
Pierre Webó’ya karşı kullanılan ırkçı ifadeyi eleştirerek, “Sporda ve hayatın tüm alanlarında ırkçılığa ve ayrımcılığa kayıtsız şartsız karşıyız” diyen Erdoğan, son haftalarda “Kürt sorunu” diye bir şeyin kalmadığını, sorunun terör olduğunu belirten güvenlikçi ve ayrımcı politikaları yüksek sesle savunmaya devam ediyor.
HDP, yıllardır uygulanan ırkçı-milliyetçi topyekûn bir saldırı dalgasıyla susturulmak isteniyor. Kürt siyasetçiler hapse atılarak, adeta yürüttükleri barış ve demokrasi mücadelesinin bedeli ödetiliyor. Daha bugün yargıya Selahattin Demirtaş’ı serbest bırakmayın mesajı veren Erdoğan’ın karnesi bu konuda oldukça zayıf!
Tartışmanın taraflarından biri ise başkanlığını hükümetten en çok ihale alan şirketlerden Limak Holding’in sahibi de olan Nihat Özdemir’in yaptığı Türkiye Futbol Federasyonu’ydu. Özdemir, hakemin ırkçı tutumundan rahatsız olan ve maça devam etmek istemeyen Başakşehir sporcularına “mesajınızı verdiniz, haklıyken haksız duruma düşmeyin, sahaya çıkın” çağrısı yaptı. TFF, tescilli ırkçılara kritik görevler veren, bazı illerin spor kulüplerine yönelik ayrımcı kararlar alabilen bir organizasyon.
Geçtiğimiz yıllarda Diyarbakırspor, Amed Sportif, Cizrespor gibi futbol takımları ve spor kulüpleri gittikleri her deplasmanda sistematik olarak saldırıya uğradı. Amedspor yöneticileri linç edilerek merdivenlerden atıldı. Futbolcular seyircilerin sözlü ve fiziki şiddetine maruz kaldı. Tüm bunlara karşı bir kez dahi sesini çıkarmayan, caydırıcı yaptırımlar uygulamayan, buna karşın en ufak meselede bu kulüplere cezalar yağdıran TFF yönetiminin bu ikiyüzlü tutumu herkes tarafından biliniyor. Kullandığı ırkçılık karşıtı ifadeler nedeniyle ömür boyu futboldan men edilen Deniz Naki’nin, yaratılan ırkçı-milliyetçi havanın bir parçası olarak, silahlı saldırıya uğramasının ardından ise federasyon bir geçmiş olsun mesajı dahi yayınlamamıştı.
Sahalardaki sıradan ırkçılık
İngiltere’de ve Türkiye’de oynadığı müsabakalarda kullandığı ırkçı ifadeler nedeniyle birçok kez gündeme gelen ve ırkçı sözleri nedeniyle İngiltere’deki kariyerini sonlandırmak zorunda kalan Emre Belözoğlu uzun yıllar Türkiye Milli Takımı’nın kaptanlığını yürüttü.
Tribünlerin ırkçı sloganlarına çanak tutan ve kendilerinin ırkçı tutumları açıkça bilinen futbol kulüpleri yaptıkları sosyal medya paylaşımlarıyla “#notoracism” (ırkçılığa hayır) demek için sıraya girdi. Şu an Emre Belözoğlu’nun Sportif Direktörlüğü’nü yaptığı, taraftarlarının çeşitli maçlarda “sahaya muz atmak, yüzlerini boyamak ya da kafalarına siyah poşet geçirmek” gibi hareketler yağdırdığı ve ceza almadığı Fenerbahçe, bunlardan birisi.
10 Ekim Katliamı’ndan sadece iki gün sonra Konya’da oynanan milli maç sırasında, çoğunluğunu Konyasporlu taraftar gruplarının oluşturduğu tribünlerin neredeyse hep bir ağızdan, hayatını kaybedenler için yapılan saygı duruşunu sabote ederek ‘Ya Allah Bismillah Allahuekber’ ve ‘Şehitler ölmez, vatan bölünmez’ şeklinde sloganlar atması ise hala zihinlerde. Bu olayın ardından Konyaspor Kulübü ya da TFF tarafından ciddi herhangi bir soruşturma yapılmazken, bugün bu iki spor klübü de Pierre Webó’ya yapılanın ırkçılık olduğu konusunda hem fikir.
Daha önce Diyarbakırspor ile aralarında uzun yıllar husumet olan Bursaspor da kınayanlar kervanına katıldı. Her Diyarbakırspor maçında şehirde Kürt avına çıkan yeşil-beyazlı takımın taraftarları 2013 yılında Kadıköy’de 8 Mart Mitingi’ne katılan kadınlara saldırarak 2’si ağır 10’un üzerinde kadını yaralamışlardı.
Daha önce Türk sporcuların ırkçı tutumlarını ve yapılan saldırıları aklamak için kırk takla atan spor yorumcuları da hemen sahneye çıktı. Daha birkaç gün önce Galatasaray oyuncusu Mbaye Diagne için “Bunlar cahil çocuklar ya, bu Senegal'de kim bilir bu okudu okumadı bilmiyoruz. Orada timsah yiyordu, geldi burada topçu oldu. Adam çok şey değil, cahil, onlara biraz iyi yaklaşmak lazım, düzgün yaklaşmak lazım.” ifadelerini kullanan Emre Bol isimli spor yorumcusu, kendi sözlerini ırkçılıktan saymıyor olacak ki, dün gece zaman kaybetmeden ırkçılığı lanetleyen bir “tweet” attı.
Faşistler ve ırkçıların iki yüzlülüğü
Irkçılık gibi tüm dünyada insanların yüzyıllardır mücadele ettiği bir ideolojiyi yine bir “milli mesele” ve ülke bütünlüğüne yönelik saldırıların bir parçası olarak gören Türk sağı, İyi Parti’sinden MHP’sine, TGB’sinden Ülkü Ocakları’na resmi hesaplarından “ırkçılığa hayır” dediler.
Çok değil bundan 13 sene önce futbolcu olma ümidiyle geldiği Türkiye’de bir karakolda polis mermisiyle öldürülen Festus Okey’in katilleri ise ciddi bir yargılamadan dahi geçirilmedi. Cinayet şüphelisi polis ancak bu yıl 4 yıl 2 ay ceza verilerek adeta ödüllendirildi. Hükümet yetkililerinin de sağcıların da kestikleri bu ırkçılık karşıtı pozların iki yüzlülüğünü ortaya sermek için daha fazla örnek vermeye gerek yok.
Umut Mahir Özen