Türk Tabipler Birliği (TTB), bugün yayınladığı açıklamada “Yaşadığımız topraklarda sağlığımıza, emeğimize ve demokrasimize ne pahasına olursa olsun sahip çıkacağımıza söz veriyoruz” dedi.
Açıklamadan satırbaşları şöyle:
Covid-19 pandemisinde kaybettiğimiz Aydın Tabip Odası Başkanımız Dr. Esat Ülkü’yü, 14 Ekim tarihinde büyük bir üzüntü ile sonsuzluğa uğurladık. Son bir haftadır dokuz sağlık emekçisini Covid-19 nedeniyle kaybettik. Pandemi salgınından bugüne, binlerce yurttaşımız gibi 50’si hekim olmak üzere 112 sağlık emekçisinin acısını yaşadık. Acımız ve üzüntümüz sonsuzdur.
TTB sağlık alanında kamuoyunun ve hekimlerin en güvendiği kurumlardan birisidir
TTB, COVID-19 pandemisinde başından beri hükümetin aksine topluma gerçekleri anlatmıştır. TTB, sağlıkta dönüşüm programının eksikliklerini ortaya çıkaran; şehir hastaneleri konusunda gerçekleri söyleyen, bu söyledikleri Sayıştay raporlarında doğrulanan; meslektaşlarının sorunlarına tercüman olan; sağlık alanında kamuoyunun ve hekimlerin en güvendiği kurumlardan birisidir.
İşkenceyle mücadele ve insan hakları mücadelesi bir ayıp değil, her hekim için onurdur
TTB, son dönemlerde bilinçli olarak bir karalama ve algı operasyonu ile hedef gösterilmeye çalışılmaktadır. Türk Tabipleri Birliği, 26-27 Eylül 2020 tarihleri arasında demokrasinin gereği olarak genel kurul ve seçimlerini yapmış; seçime katılan hekimlerin %67 oyunu alarak yeni Merkez Konseyini belirlemiştir.
Merkez Konsey Başkanı seçilen Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı hekimliğinin gereği olarak, insanlık ayıbı işkenceye karşı gerek ülkemiz gerekse de uluslararası alanda çalışmalar yapan bir bilim insanıdır. Hekimliğin olmazsa olmazı işkenceyle mücadele ve insan hakları mücadelesi bir ayıp değil her hekim için onurdur. Bu onurlu tutum, TTB ve hekimlik tarihinde hep olmuştur, olacaktır.
Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, geçmişte olduğu gibi bu dönemde de TTB’nin, hekimlerin mevcut tutum ve değerlerini gözetecek olan Merkez Konsey’in bir başkanı olarak görev yapacaktır. Daha önce yapılan açıklamalar gibi dünkü açıklama da anayasal güvence altında olan bir meslek kurumunu ve hekimlik mesleğini hedef alan, asılsız, gerçekleri yansıtmayan bir açıklamadır. Asıl hedefin de halk sağlığı için gerçekleri söylemekten geri durmayan hekimler ve onların örgütlülüğünü yıpratma, ortadan kaldırma çabaları olduğu çok açıktır.
Biz ‘sağlıklı olma halinin’ siyasetini yapacağız
Ülkedeki sağlık ortamı, vatandaşı müşteri, hastaneleri ticarethane olarak gören sağlık politikaları sonucu iflasın eşiğindedir. Eğer bunları dile getirmek siyaset yapmaksa evet biz sağlıklı bireyler ve sağlıklı toplumların yani “sağlıklı olma halinin” siyasetini yapacağız.
Gündemimiz her geçen gün nasıl tükendiğimizi, eksildiğimizi anlatmak olacaktır
TTB, toplumun ve hekimlerin sağlığı için her alanda söz söylemeye devam edecektir. TTB olarak çekilmek istendiğimiz boş tartışma ortamlarının içinde olmayacağız. Bize bir şey demek isteyenler önce yanlış Covid-19 verilerinin, bunlara bağlı ölümlerin; içinden çıkılmaz sağlıksız ortamın hesabını topluma vermelidir.
Bizim gündemimiz 2020 Sayıştay raporlarında da açıklıkla belirtilen ve yıllardır söylemiş olduğumuz gerçeklikleri ortaya çıkartan şehir hastanelerine ait raporları anlatmak olacaktır. Bizim gündemimiz her geçen gün giderek artan emek sömürüsünü, ağır çalışma koşullarımızı anlatmak olacaktır. Bizim gündemimiz her geçen gün nasıl tükendiğimizi, eksildiğimizi anlatmak olacaktır. Bizim gündemimiz eğitim hakkında yaşanan ihlalleri, tıp ve asistan eğitimindeki sorunları anlatmak olacaktır. Bizim gündemimiz her geçen gün yok edilmeye çalışılan mesleki onurumuzu ve etik değerlerimizi savunmak olacaktır. Bizim gündemimiz öğrencisinden akademisyenine, aile hekiminden uzmanına, intörnünden asistanına kadar hekimlerin yaşadıkları sorunları ve bunlara karşı çözüm önerilerimizi sunmak olacaktır. Bir kez daha hatırlatıyoruz: Sağlık sadece hastalığın ve sakatlığın olmayışı değil aynı zamanda fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir. Bu bilinçle toplumun ve hekimlerin sağlığı için her alanda söz söylemeye devam edeceğiz.
Hekimlerin ve toplumun sağlık hakkı mücadelesi için seçilmiş Merkez Konseyi üyeleri olarak; öncelikle meslektaşlarımız ve Türkiye kamuoyuna, yaşadığımız topraklarda sağlığımıza, emeğimize ve demokrasimize ne pahasına olursa olsun sahip çıkacağımıza söz veriyoruz.