İki tahliye ve bir beraat kararına rağmen yaklaşık 3 yıldır hapiste tutulan Osman Kavala hakkındaki yeni iddianameye tepkiler büyüyor.
Kavala'nın başvurusunu görüşüleceği gün Anayasa Mahkemesi bir anda takvimini değiştirmiş, aynı saatlerde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı "casusluk" suçlamasıyla yeni bir iddianame hazırlamıştı. Son iddianame de Osman Kavala'ya daha önce yöneltilen, tahliye ve beraat kararlarıyla sonuçlanan suçlamaların bir tekrarı gibi.
Kavala’nın avukatları Deniz Tolga Aytöre, Prof. Dr. Köksal Bayraktar ve İlkan Koyuncu ile eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra, 8 Ekim’de açıklanan ikinci iddianame ve yaşananlarla ilgili olarak, online bir basın toplantısı düzenledi.
Avukat Tolga Deniz Aytöre: “Hazırlanan iddianame öncelikle CMK’ya aykırı. Çünkü iddianamenin suçlama için yeterli şüphe içermesi gerekiyor ki bize göre yok. Aynı şekilde şüphelerin maddi delillerle ilişkilendirilmesi gerekiyor. İddianamede bu da yok. Bu nedenle hukuki bir değer atfetmiyor, iddianame yasal unsurları taşımıyor. Vatan hainliği gibi bir ağır iddiada bulunuyor. Bir insana vatan haini diyorsanız, varsaymaktan öte bir şeyler sunmak zorundasınız."
“Hazırlanan iddianame öncelikle CMK’ya aykırı. Çünkü iddianamenin suçlama için yeterli şüphe içermesi gerekiyor ki bize göre yok. Aynı şekilde şüphelerin maddi delillerle ilişkilendirilmesi gerekiyor. İddianamede bu da yok. Bu nedenle hukuki bir değer atfetmiyor, iddianame yasal unsurları taşımıyor. Vatan hainliği gibi bir ağır iddiada bulunuyor. Bir insana vatan haini diyorsanız, varsaymaktan öte bir şeyler sunmak zorundasınız"
"Bırakın tanığın lehine delilleri toplamak, beraat kararını gizlemek söz konusu. Bu hukuken çok tehlikeli bir yaklaşım.”
Avukat İlkan Koyuncu: “Gezi iddianamesinden bahsedip karardan bahsetmemek suç. Bu iddianamede, sadece bir suçun delili var o da savcıların görevini yapmadığının delili.”
“Şişli neresi? Osman Kavala’nın ofisinin bulunduğu yer. Barkey, ofisin önünden geçiyor ya da çevredeki otellerden birinde kalıyorsa baz istasyonu çakışabilir. Osman Kavala hakkında zaten fiziki takip var. Eğer görüşme olsa bu zaten dosyada yer alır. Baz istasyonu çakışması delil değil, kaldı ki doğru değil. Bunun da kanıtı Gezi dosyasındaki fiziki takip tutanaklarıdır.”
Prof. Dr. Köksal Bayraktar: "Kavala’nın tutukluluğu devam ederken Avrupa Konseyi Delegeler Komitesi Eylül ayının başında önemli bir açıklama yaparak Türkiye’yi uyardı ve Anayasa Mahkemesi’nin Osman Kavala’nın tahliyesi konusunda girişimde bulunması gerektiğini söyledi. Maalesef Türkiye bu kararı da uygulamadı. Kararın uygulanmaması üzerine komite Ekim’de ‘Osman Kavala’yı derhal serbest bırakın’ dedi. Aralık’ta konuyu yeniden ele alacağını açıklayan AİHM, Osman Kavala’nın serbest bırakılmaması durumunda Avrupa Konseyi Sekretaryasına durumu bildireceğini duyurdu. Aralık ayında Delegeler Komitesi, Kavala’nın tahliye edilmediğini tespit ederek konuyu sekreteryaya bildirecektir. Sekreterya, AİHM Büyük Kurulu’na aktaracaktır. Ondan sonra politik birtakım yaptırımlar söz konusu olabilecektir”
Prof. Dr. Ayşe Buğra: “Eşimin, benim ve eşimin 94 yaşındaki annesinin işkenceye maruz kaldığımızı düşünüyorum."
"AKP başta olmak üzere, bütün vekillere seslenmek istiyorum. Aynı zamanda halkın yararına siyaset yapmak için çok önemli olan empati yapmalarını istiyorum. Artık oğlunu göremeyeceğini düşünen annesinin, benim durumumun bütün kadın siyasetçileri ilgilendirdiğini düşünüyorum. Çok zorlanıyorum. Kaktüs tarlasında yürümek gibi bir şey. Artık kimse bize yalan söylemek lüzumunu bile hissetmiyor diye düşünmeye başladım”