İsrail ile BAE ve Bahreyn arasındaki "normalleşme" değil "stratejik ittifak" anlaşması

16.09.2020 - 18:35
Haberi paylaş

İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn arasındaki "ilişkilerin normalleştirilmesine" yönelik anlaşmalar, Beyaz Saray'da Trump’ın gözetiminde imzalandı.

Marksist.org olarak anlaşma konusunda aktivistlerin görüşlerini aldık.

Anlaşma ile ilgili olarak Adalet Zemini aktivisti, Gazete Duvar yazarı İslam Özkan şu değerlendirmelerde bulundu:

Bu anlaşma ile İsrail ve BAE/Bahreyn arasındaki ilişkiler resmiyete kavuştu, çünkü ilişkileri fiilen vardı. Yapılan normalleşme değil, stratejik ittifak kurulmasıdır. Normalleşme anlaşmalarında, taraflar artık düşman değiliz, büyükelçiliklerimizi açıyoruz ve normal iki ülke olarak devam edeceğiz, derler. Ama İsrail ve BAE/Bahreyn, bu anlaşma ile askeri ve siyasi ittifak kurdular. İsrail yayılmacı bir devlettir, bu politikalarına anlaşma ile BAE ve Bahreyn’i de dâhil edecek. Özellikle de İran’a karşı birlikte hareket edecekler. 

İsrail’in sürekli İran’a hava saldırısı yapma planları vardır, İran’ın nükleer tesislerini yok etmek için. Buna şimdiye kadar ABD engel oluyordu, bu konuda İsrail’e destek vermiyordu. Bu anlaşma ile İsrail, İran’a bu ülkelerin imkânlarını kullanarak hava saldırısı düzenleyebilir, tabii BAE ve Bahreyn için bunun bedeli de olur. 

Anlaşma konusunda en mağdur kesim Filistin halkı. Kimse onların kanaatini sormuyor. Barış için tek geçerli çözüm, 1948 yılından beri İsrail’in Filistinlilere verdiği zararların tazmin edilmesi, bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıdır. 

Filistinliler, daha önce Mısır ve Ürdün’ün İsrail ile barış anlaşması imzalamasını biraz anlayışla karşıladılar, çünkü bu devletlerin İsrail ile sınırları vardı ve sonsuza dek savaş halinde kalamazlardı. Ama BAE veya Bahreyn’in İsrail ile sınırı yok, o nedenle yapılan anlaşma bütün Filistinliler tarafından reddediliyor. 

Süreç içinde Filistinliler aslında İsrail ile bir barış anlaşması yapmaya çalıştılar. Oslo anlaşmasına göre 2009 yılında Batı Şeria’da bir Filistin Devletinin kurulması gerekiyordu. Ama İsrail bu anlaşmayı uygulamaya yanaşmadı. FKÖ anlaşma gereği gerilla birliklerini dağıttı, polis gücüne çevirdi. Ama İsrail, Batı Şeria’da FKÖ’ye ancak belediyecilik yapma yetkisi verdi. Şimdilerde ilhak ederek onu da elinden almaya çalışıyor. 

Trump bu anlaşma ile seçimlerde Siyonist lobinin desteğini artırmaya çalışıyor. Anlaşma, belki Filistin konusunun tekrar dünya gündemine gelmesi bakımından hayırlı olmuştur. 

İsrail ile BAE ve Bahreyn arasında yapılan anlaşma konusunda Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu aktivisti Nilüfer Uğur Dalay ise şunları söyledi:

Bu tip anlaşmalarda, pratik adımlara bakmak gerekir. Pratikte hangi adımların atıldığı, anlaşma maddelerinden daha önemli. BAE yetkilileri, anlaşma ile Filistin’in tümden ilhakına engel olduk, diyorlar. Önümüzdeki süreçte bunun doğru olup olmadığını göreceğiz. 

Filistin meselesinde, İsrail ile ilişkilerde Türkiye’nin tutumu ayrıca ele alınmalı. Türkiye İsrail’i kurulduğu yıllardan beri tanıyan bir ülke. Şimdi başka devletlerin tanımasına itiraz etmesi çok rasyonal değil. Türkiye ile İsrail arasında yakın zamana kadar askeri işbirliği anlaşmaları vardı ve uygulanıyordu. Savaş uçaklarının bakımını İsrail yapıyordu. Ekonomik ilişkiler ve turizm amaçlı gidiş gelişler ise kesintisiz bir şekilde sürüyor. Türkiye’nin tohum ihtiyacını büyük ölçüde İsrail temin ediyor, her yıl ortalama 500 bin İsrailli turist Türkiye’ye geliyor. Dolayısıyla başka ülkelerin askeri veya ticari anlaşmalarına karşı çıkmadan önce Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerini gözden geçirmesi gerekir. 

Sosyalist İşçi gazetesi yazarı Roni Margulies’in anlaşma konusundaki düşünceleri şöyle:

Doğrusu, bu tür anlaşmaların çok anlamlı olduğunu, çok fazla bir şeyi değiştirdiğini düşünmüyorum. Bahreyn ve BAE bu anlaşma imzalanmadan önce Filistin hareketi için herhangi bir şey yapıyor muydu, İsrail’e karşı herhangi olumsuz davranışta bulunuyor muydu? Hayır! Bütün Arap ülkelerinin liderleri gibi, bu ikisi de aslen Amerika’yla iyi geçinmek istedikleri için, zaman zaman İsrail’i kınıyor, eleştiriyor gibi görünseler de, gerçekte hiçbir zaman hiçbir şey yapmıyorlar. Filistin hareketi yok olsa, bu sorun ortadan kalksa, bütün bu liderler müthiş rahatlayacak.

Filistinliler için bir anlamı olmadığı gibi, anlaşmanın İsrail için de propaganda değeri dışında pek bir anlamı yok. Çünkü bin tane de anlaşma imzalansa, İsrail devleti herhangi bir Arap ülkesiyle dost olacak değil, o ülkeye güven duyup rahatlayacak değil.

Bültene kayıt ol