Sağlık Bakanlığı, koronavirüs salgınına ilişkin verileri ilk kez erişime açtı.
Paylaşılan verilere göre vakaların yarısından fazlası İstanbul’da. Virüs nedeniyle hastaneye yatan kişi sayısı 105 bin 416. Vakaların yüzde 21’ini 24 yaş altındaki kişiler oluşturuyor.
Sağlık Bakanlığının ‘Kovid-19 Türkiye Durum Raporu’nu bir ilk olarak memnuniyetle karşılayan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi bunun devam etmesini istedi. Söz konusu raporun, Türkiye’de Kovid-19 konusunda uzun süredir talep edilen epidemiyolojik verilerin küçük bir bölümünü barındıran ilk durum raporu olduğuna dikkat çekilen TTB açıklamasında “Rapor sayesinde 112 gün sonra Kovid-19 olgularımıza ilişkin epidemiyolojik kimi bilgileri öğrenebilme şansına kavuştuk” denildi.
Tanı, hastaneye yatış ve ölüm sayılarında artış var
Kovid-19 verileri analiz edildiğinde; son 7 ve 14 günde, 28 günlük ortalamaya kıyasla günlük ortalama tanı alan hasta ve hastaneye yatış sayısının arttığı, buna karşılık hastaneden taburcu olan ve iyileşen hasta sayısının azaldığının görüldüğüne işaret edildi.
Salgının ülkemizde geldiği aşamada sıkıntılı bir sürece evrildiğine vurgu yapan TTB, açıklamasında “Sağlık Bakanlığının verilerine göre haftalık ölüm sayıları artmaya başlamıştır. Son iki haftada gerçekleşen ölüm sayısı günde ortalama 20,7 olup, ondan önceki iki haftadaki ortalama günlük ölüm sayısından yüzde 19 fazladır” ifadelerine yer verildi.
Türkiye’de 20 Nisan’da azalmaya başlayan salgın eğrisinin 2 Haziran’dan sonra yeniden artmaya başladığı, yoğun bakımda yatan hastalar ile entübe edilen hastaların sayısında da artış gözlendiği belirtilerek “Sağlık Bakanlığının verilerine göre haftalık ölüm sayılarında son haftalarda azalma durmuş, hatta hafif bir artış söz konusu olmuştur” denildi.
Öncelik turizm değil sağlık olmalı
Raporda, turizm faaliyetlerini etkilemek amacını hissettiren ‘Büyük şehirler arasında en düşük yayılıma sahip olan iller Antalya, Nevşehir ve Muğla’dır’ vurgusunun gereksiz bulunduğuna dikkat çekilerek “Sağlık Bakanlığının önceliği turizm faaliyetlerini teşvik etmek yerine toplum sağlığını korumak olmalıdır. ‘Normalleşme’ adını verdikleri bu dönemde insanların iş, ulaşım gibi amaçlarla bir araya geldiği bütün ortamlarda fiziksel mesafeyi artıracak önlemler gündeme getirilmelidir” denildi.