Bir tasarının veya eylemin hata payı muhakkak olmalı. Her proje aksayabilir ve düzeltilebilir. Fakat bahsettiğimiz o hata payı, projeyi kimin yürütüğüne göre değişir. Bir özel okulun uzaktan eğitim platformu ile hükümetin projesi tabii ki aynı kefeye konamaz. Öyle olsaydı her iki proje geliştircisi de ortalama bir maaş ile 5 metre karelik ofislerde oturuyor olurdu.
Hatalar ve gözden kaçırılanlar bu coğrafyada hep değişimle çözüldü. İyileştirme değişimi ile değil fakat görmezden gelme değişimiyle. Bir yıl lise sınavında binlerce birinci görmezden gelinerek 4+4+4. Sınav sanki ertesi yıl hatalı sorulara değmeden, iyi bir devlet lisesi kazanma parkuru. Sonraki yıl insan ırkının ortaya çıkşını mistik kuramlarla açıklandığına inanıyor ve deve kesiyorsanız daha yüksek sonuçlar alabiliyorsunuz. Ya da bir tanıdığınız bunları yaparken çok yüksek meblağlar kazanıyor ve bu kadar parayı nasıl kazandığını anlamıyorsanız, çocukları muhtelemelen çok iyi yabancı üniveristelere gidecektir. Bunlar küçük, herkesçe bilinen ama çocukça sorunlar.
Fikrimce yöneten ve yönetilenler arasındaki yaş farkı arttıkça, iletişim aynı oranda zayıflıyor. Dedelerimizin kulakları duymuyor, çocuklarımızın sesi nedense çok çıkmıyor. Araya kuru bir gürültü giriyor. Hâl böyle olunca, değişip duran bu sistem, bir gezegen misali yörüngesinde dönüyor. Bir çırpıda üniversiteye geçiş sınavından onca konu atılabiliyor. Yani merak ediyor insan, bu konuların öğrenilmesine gerek yoksa bunca yıldır neden soruluyor? Ya da bu konular yokmuş gibi yapmaktansa alternatifler neler? Ya da daha genel bakalım olaya: Bir çırıpıda kestirip atılabiliyorsa müfredat, neden bu müfredat?
16 yıllık eğitim hayatımda birçok kez gönüllü olarak imkanı olmayan çocuklar için arkadaşlarımla beraber özel dersler sağladık. Onlara hep “neden?” diye sorduk. “Öğretmenim öyle dedi”, “Ben nerden bileyim”, “ Allah öyle istemiş” gibi yetişkinlere özgü birçok cevapla karşılaştık. “Bu müfredattan geriye kalanlar bu mu?” diye düşünüyor insan. Tabii küçük bir örneklem gruptan bahsediyoruz. Kültürün ve ev hayatının etkileri yadsınamaz. Yine de bir kimlik numaram olduğundan beri pek az hükümet lideri ve eğitim sisteminde birbirini doğuran yüzlerce değişiklik gördüğümü, hiçbirinin kalıcı çözüm olmadığını hatırlatmak istiyorum.
Anaokulundan liseye uzanan süreçte, insan insanlığını sorguluyor ve zaman geçtikçe unuttuğu o kelimeyi sıklıkla telafuz ediyor: Neden? Sanki artık pek azımız eğitimde hata payının ne denli düşük olması gerektiğini ve yanlışların da notlandırıldığını hatırlıyoruz. Görmezden geliyoruz. Neden bu coğrafyadaki çocukların kaderi görmezden gelinen hatalarla bezeli?
Talia Tuana Yücel