Çağlayan baskınıyla ilgili konuşan Recep Tayyip Erdoğan, olayı aktarmaya çalışan basın kuruluşlarını "terörist" ilan etti, avukatları suçladı.
Yine muhtarlara konuşan ve kendini "Türkiye'nin muhtarı" olarak tanımlayan Erdoğan, basına yönelik baskıların sinyallerini verdi, bazı yayın kuruluşlarının "hukuk eliyle" kapatılmasını talep etti:
"Bir kısım basın yayın kuruluşlarının en başından itibaren bu hadiseyi insanlığa, ahlaka, vicdana, hakka, hukuka sığmayacak şekilde verdiklerini ifade etmek isterim. Mağdurun değil teröristlerin yanında yer alan bu basın yayın kuruluşlarını şiddetle kınıyorum. Sayfalarını ve ekranlarını teröristlerin propagandalarına sonuna kadar açan bu kuruluşlar, bana göre savcımızın şehit edilmesine onlar ortak olmuşlardır.
Teröristlerin amacının intikam olmadığı ortadadır. Bu saldırının amacı saldırının karanlıkta kalarak, propaganda olarak kullanılmasını sağlamaktır. Basın kuruluşları da aynı amaca hizmet ediyorlar.,
Demokrasinin hak ve özgürlüklerin beşiği olarak kabul edilen batı ülkelerinde böyle bir duruma asla şahit olamazsınız. Bu ülkelerde terörün ve teröristin propaganda aracı haline dönüşen basın yayın kuruluşlarının kapısına anında hukuk eliyle kilit vurulur."
Erdoğan, Çağlayan'da polis terörüyle karşılaşan avukatlara ise şöyle saldırdı:
"Romanya'dan dönerken 'Adalet saraylarına giren tüm insanlar aranmalıdır' dedim. Bizi arayamazsanız ifadeleri kullandılar. Bağlı oldukları baro 'Biz buna müsaade etmeyiz' dedi. Herkes aranacak, aranmalıdır. Avukatlar aranmaktan neden çekiniyor? Ey Baro Başkanı, sen de teröristlerle telefonla görüştün, hangi neticeydi aldın? Senin sözün çok dinleniyor, bir netice alsaydın… Senin yaptığın hareketler eski Türkiye'deydi. Sen bütün avukatları temsil etmiyorsun, yargı adının bir bölümünü temsil ediyorsun."